Serseri tradutor Português
4,548 parallel translation
- Ne istiyorsun serseri?
O que queres, pacóvio?
- Harika, evli bir serseri.
- Óptimo, um pacóvio casado.
Beni dinle se-serseri!
Ouve, rufia!
Siz iki serseri dayağı hakettiniz.
Vocês os dois merecem uma paulada no traseiro.
Serseri bir kurşun mu?
Uma bala perdida?
Hey, serseri!
Olha sacana!
Dikkatli konuş, serseri.
Cabeça de merda.
Git başımdan be, serseri.
Goza outro, idiota.
Senin her zamanki serseri arkadaşlarından birine benzemiyor.
Não tem aspecto do mafioso habitual.
Bir serseri gibi tek başıma yürümek zorunda olduğum caddeden aşağıya iniyorum
A descer pela única rua que sempre conheci Como um fora da lei, eu nasci para andar sozinho
Bunlar sıradan serseri değil.
E não são arruaceiros vulgares.
Seni serseri!
Seu bandalho!
Bu skandala ilgili diyor ki o serseri Robert Frobisher bir besteciymiş.
Este é um compositor Robert Schulze.
Serseri
Lixo.
Lisedeyken baya serseri bir kızdın, değil m?
Devias ser fresca, no liceu.
- Serseri bir kurşun, sadece.
- Apenas uma bala perdida.
- Anlamadım, serseri?
- O quê, lixo?
Serseri.
Malandro.
On bes dakika içinde burada yokum, serseri.
Se não estiver aqui em 15 minutos, sais.
Senin serseri başardı mı?
Seu amigo caloteiro conseguiu.
Adam resmen serseri, neden ki?
O tipo é uma confusão, o que se passa?
Bu serseri kimin umrunda.
Quem se importa com este palhaço.
Serseri gibi sokaklarda çektiğim sefilliğin haddi hesabı yok.
Ando por aqui. Ando pelas ruas e por esta porra.
O serseri buraya gelip Norman'ın kafasına bu fikirleri sokuyorsa...
Se aquele vagabundo louco esteve aqui, a meter ideias na cabeça do Norman...
Serseri kurşunlardan korkuyor.
Tem medo das balas perdidas.
Keşke serseri bir kurşun sonunu getirseydi.
Uma bala perdida poderia alcançar-te.
Seni evinden ayıran serseri söylemeyecekken sana..... zavallı annenin haberini veren arkadaşın.
Uma amiga. A que te contou da coitada da tua mãe, quando o traste que te tirou do país o não conseguiu fazer.
Tanrım, seni serseri! Adamı arkasından vurursun ha, seni orospu çocuğu!
Deste-lhe um tiro pelas costas!
- Seni mahvederim lan, - gömerim seni serseri.
Com toda a merda que eu tenho sobre ti, posso enterrar-te, punk.
Blades beş para etmez bir serseri gibi saldırıyor.
Blades marcou-me como sendo um tipo mau pouco impressionante.
Ve serseri ya da şerefsiz gibi olmaktan kesinlikle bahsetmiyorum.
Não estou a falar daquela treta de, sou difícil ou sou um idiota.
Ama evlerine serseri gibi gitmene izin veremem.
Mas não te vou mandar para casa delas como um vagabundo.
Hey, sen serseri misin?
És um vagabundo? Não.
Hayır. Serseri değilim ama meşgulüm.
Não sou um vagabundo, deixa-me trabalhar.
Seni küçük serseri.
Você fucker pequeno.
Dirk McClusky adında bir serseri.
Dirk McClusky. É um vagabundo.
16 yaşımdayken sevgilim olmaya çalışan bir serseri yüzünden abimin mutsuz olduğunu hatırlıyorum.
Lembro-me do meu irmão não ficar nada contente porque um rufia queria ser meu namorado aos 16 anos.
- Aşağılık serseri!
- Estúpido do caraças!
K * çını tekmelemediğim için şanslısın, serseri.
Tens sorte de não ser eu a levar-te, rufia.
Serseri.
Parvos.
Benim mekanımda olmaz serseri!
Na minha casa não, puto!
Ama o zeki olduğunu düşünürdü, yaramaz ufaklık... küçük serseri!
Mas ela achava-se muito esperta, aquela safadinha... Aquela estúpida...
Lanet olası serseri.
Mas que raio?
- Dur, dur. - Çekil oradan genç serseri.
- Fica aqui.
O serseri Sam Kenedy'yi öldürüp beş para etmez kardeşini hapse atmışsınız.
Acabaram com o desprezível Sam Kenedy... e jogaram seu irmão inútil na cadeia.
Dert değil ama serseri gibi davranıyor. - Birimizin onunla konuşması gerek.
Começa a armar-se em esperto, um de nós devia falar com ele.
SERSERİ, NONOŞ
PUNK, FAGGOT
Wilee Cidden serseri.
Há $ $ $ envolvido "
- Serseri!
- Cabrão!
Kotlu adam.. bi serseri
Punk...
Serseri
Shrewd Eddie.