English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ S ] / Sessiz

Sessiz tradutor Português

16,284 parallel translation
İşte bu yüzden sessiz kalmayacaksın.
- É por isso que falarás.
Buna sessiz kalamam.
Não posso deixar isso impune.
Buna sessiz kalamam.
Não posso ignorar isso.
Karşı koymadıysa, çığlık atmadıysa, sessiz kaldıysa donup kaldı diyedir.
Se ela não lutou, se ela não gritou, se ela ficou em silêncio e dormente, é porque ela estava petrificada.
Ve sessiz olursak... ağaçların arasından usulca fısıldayan rüzgarın sesini duyabilirsin.
E se não fizeres barulho... consegues ouvir o murmúrio do vento entre as árvores.
- Hızlı ve sessiz bir şekilde ölmesi için.
- Porquê no pescoço? Para ele morrer rapidamente e em silêncio.
Sessiz kalırsam ne olur?
- E se eu ficar quieta?
Sessiz sedasız fikrinden cayıp oğlunu korursan Sandford bunu unutmaz.
Retratar-se calmamente, proteger o teu filho... Sandford não esquecerá isso.
Başta biraz sessiz gelebilir, ama seveceğini düşünüyorum.
Algo tímido no início, mas, acho que irás gostar dele.
- Sessiz olun ve yerleşin.
Sosseguem e instalem-se. O quê?
- Ben dürüstüm, sen ise sessiz.
Eu sou honesta e o Hood é calado.
Sessiz bir kızdım.
Era uma miúda sossegada.
- Tamam sessiz ol.
Para de falar.
Gidelim. Konuşma. Sessiz ol.
Não digas nada, caladinho.
Jeffrey Hunter sessiz ve içselleştirilmiş bir performans sergilerken ben de buna karşı bir güç uygulama ihtiyacı duydum.
Lá estava o Jeffrey Hunter a fazer uma atuação sossegada, introvertida, e eu senti a necessidade de ajudar a fazer algo em oposição a isso.
Babam evde olduğu zamanlarda bile genelde çok sessiz ve mesafeliydi.
Mesmo quando o pai estava em casa, muitas vezes, estava muito calado e distante.
Çok sessiz bir şekilde...
Muito calmamente...
sakinleşin sessiz olun kötü adam senin sorunun ne?
- Calma aí. Quietos. - Que tipo malvado.
Ninja gibi sessiz olurum.
Sou furtivo, como um ninja.
Sessiz güzel bir park bulur ve...
Podemos procurar um sítio sossegado para estacionar e...
Niye sessiz ve güzel bir yer dedim sanıyorsun?
Porque achas que quero um sítio fixe e sossegado?
Sessiz olman gerek. - Bunu yapabilir misin? - Senden nefret ediyorum.
Tens de ficar calada, achas que consegues?
İçindeki, daha sessiz bir biçimde asıl alfanın kim olduğunu söyleyen sesi görmezden geliyorsun.
E está a ignorar a silenciosa, cá dentro, que lhe diz onde está o alfa.
Sessiz kalarak akıllılık ettin.
Fizeste bem em estar calado.
Sessiz bir binadır.
É um edifício tranquilo.
Sessiz ol Boo.
Sem fazer barulho, Boo.
Sessiz olun.
Chiu... Não te mexas.
Tamam ama odadan çıkamazsınız ve ailem işe giderken sessiz olmalısınız.
Pronto, mas não podem sair do quarto e ficam em silêncio quando os pais forem trabalhar.
- Sıska, sessiz, saçı şey olan...
- Aquele lingrinhas com o...
- Sessiz ol.
- Silêncio.
Sessiz kalma veya anlatma gücün var.
Tens o poder de ficar quieto ou o poder de falar.
En azından bebek sessiz.
Ao menos, o bebé está sossegado.
- Bebek sessiz.
- O bebé está sossegado.
- Bebe sessiz!
- O bebé está sossegado!
- Bebek sessiz mi?
- O bebé está sossegado?
- Bebek sessiz!
- O bebé está sossegado!
Neden sessiz?
Porque é que está sossegado?
Kesinlikle sessiz olmalıyız.
Temos de ser silenciosos.
Baksana! İçeriye sessiz olmalarını söyle yoksa birilerini rapor etmek zorunda kalacağım.
Diz-lhes para falarem baixo lá dentro ou faço queixa.
Tüm yol boyunca bana karşı sessiz bir tavır mı sergileyeceksin?
Não vais falar comigo durante o caminho todo?
Oda sessiz midir?
- É um quarto silencioso?
Sessiz insanların iyi dinleyiciler olduğunu sanıyorsunuz ama ben insanlar beni rahat bıraksın diye susuyorum.
Diz-se que as pessoas caladas são boas ouvintes. Mas eu calo-me para dar o exemplo, e as pessoas me deixarem em paz.
Bir araya gelince hoş sessiz düşünceler bazen geçmiş günlerden kalanları anarım aradığım şeylerin yokluğuna yanarım.
"E quando, para as sessões de doce e silencioso pensamento, " reúno as memórias de eventos passados, " suspiro pela falta de muitas coisas que procurava,
Sessiz değil, titreşim değil.
Nada de silêncio, nada de vibração. Desligado.
Niye sessiz buz yapamıyorlar ki?
Porque não conseguem fazer cubos de gelo silenciosos?
Buzlu yeşillikler, sessiz turuncu.
Verdes gelados, laranja desmaiado.
Sessiz olun.
Silêncio.
- Sessiz ol!
- Silêncio!
Sessiz olur.
E o Gordon?
Ve sessiz olacaksın. - Evet.
- Sim.
Sessiz ol.
Não faças barulho.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]