English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ S ] / Shoe

Shoe tradutor Português

84 parallel translation
Çenesinde sert bir duruş ve cebinde sıcak bir silah ile, Shoe Lane'e geliyordu. Evening Standard başarılı bir biçimde 2D kapsamında bastırılımş, ve sahipleriyle 18B doğrultusunda ilgilenilmişti.
Descendo a rua com o semblante carregado, a arma fumegante no bolso e o Evening Standard silenciado, sob a lei 2-D, estando o seu proprietário preso, sob a lei 18-B.
Yapacak önemli işlerin var. Eddie Shoebridge konusunda -
Quero que te certifiques sobre o Eddie Shoe...
Ayakkabı. Köprü.
Um sapato ( shoe ), uma ponte ( bridge )...
It was Born Before 1900 Day at the shoe store.
Alguns pés eram tão enrugados que davam para fazer um terceiro pé.
Zhu Zhi'de kesin iş bulurum.
De certeza que arranjo trabalho no Shoe Sing.
Başkan, William Schumann'ın düşman saflarında yakalandığını ortaya çıkardı.
O presidente anuncia que William Schumann... - Old Shoe. ... foi capturado pelo inimigo.
Bana, birlikteki arkadaşlarının ona "Eski Ayakkabı." adını taktığı söylendi.
Ouvi dizer que seu apelido no pelotão era "Old Shoe".
"Eski Ayakkabı" isimli bir halk şarkısı yok muydu?
Não há uma canção antiga chamada "Old Shoe"?
... ordunun sembolü olan "Eski Ayakkabı" Çavuş William Schumann.
... o modelo do pelotão, sargento Schumann, o Old Shoe.
Öğrenciler, maç esnasında kendiliğinden gelişen saf vatanseverlik anında yüzlerce tenis ayakkabısını sahaya fırlattı sırf Eski Ayakkabı uğruna.
Os alunos, durante o jogo, num rompante de patriotismo... jogaram centenas de sapatos na quadra para apoiar... a busca pelo Old Shoe.
Amerikalılarca sadece Eski Ayakkabı olarak tanındı.
O público americano o chama de Old Shoe. Herói de guerra...
Havaalanında bir çocuk safları yarar Eski Ayakkabı'ya doğru koşar, Schumann'ın yenine et sürer.
No aeroporto, uma criança fura o cordão... e alcança Old Shoe. Esfreguem carne na mão dele.
Bu aşağılık herifi öldüreceğim.
- Vou matar esse desgraçado! - Espere, eu o conheço! Shoe?
O benim akrabam. Shoe, konuşmak ister misin?
Quer conversar?
Bu işe yarar mı, Shoester?
Vamos lá, Shoe!
Haydi, Shoe!
Qualquer coisa! Que tal...
Eski Ayakkabı'yı öldürdük.
Nós matamos Old Shoe!
"Mad about shoe"
Doido por Sapatos.
Hey, baksana... Benimle birlikte Ayakkabı Dünyası'na gelmek ister misin? Ayakkabı Dünyası mı?
Ei, queres ir... à "Shoe World" comigo?
Phoebe, Red Shoe Diaries'deki gibi davranmaya devam edersen bir oda dolusu dili sarkmış adamı atmak zorunda kalacağım.
Phoebe, se continuares a comportar-te como se estivesses nos Red Shoe Diaries, vou ter de desencantar uma lata de repelente de homens.
Shoe Express'tan aldım Oxford Street'ten.
São da Shoe Express, na Rua Oxford. - Sim?
- Şu "shoe-shine" şeyi mi?
- Aquela coisa do xânxo?
şimdi, bu kitap doğrultusunda, kumarhaneler kart kutusunu geliştirdiler
Agora, em resposta a esse livro, os casinos introduziram o "card shoe".
Red Shoe Diary'yi yaptığın zaman mıydı? .
Foi quando apareceste nu na "Red Shoe Diary"?
Bir de onlara, Camden Ayakkabı Dünyasını patlatmayı planladığını söyledim.
Bem, na verdade, também lhes disse que estavas a pensar rebentar o pavilhão Camden Shoe.
Gordon dördüncüydü. Shoe üçüncü geldi.
O Gordon terminou em 4º.
Serçe de ikinci sıradaydı.
Shoe em 3º, Pinky em 2º.
Evet o uçan bir ayakkabıydı, Ama tek renkli modelleri daha çok seviyorum.
Sim, era um Fly Shoe, mas gosto muito mais da cor dos Self Doubt.
Ben Dock değilim Shoe'yum.
Não sou o Dock, sou o Shoe.
Docks ) Ve ben de dükkanda çalışıyorum. Bu yüzden bana da Shoe derler.
Eu trabalho na loja ( Shop ), por isso chamam-me "Shoe."
Ama öte yandan kardeşim Shoe boşboğazın biridir.
Já o meu irmão Shoe é um linguarudo.
Aa, kardeşlerim Dock ve Shoe'dan bahsediyor olmalısın.
Deves estar a falar dos meus irmãos, do Dock e do Shoe.
Stres örgüsüne ve dedektiflik çalışmasına düşkünlüğünün birleşimiyle bay Cod, Lil'Gum Shoe'yi yazdı ve çizdi.
combinava o seu apreço ao trabalho de detective e ao tricô de stress, O Sr.Cod é o autor do "lil'Sapato de Pastilha."
Seni seviyorum Lil'Gum Shoe.
Adoro-te, "Pequeno" Sapato de Pastilha.
Emerson Cod'a göre ev, "Lil'Gum Shoe" idi.
Para Emerson Cod, casa era a "Pequeno" Sapato de Pastilha, "
Lil'Gum Shoe, dedektifin çocukluk maceraları üzerine kurulmuştu.
"A Pequena Detective" era baseado nas aventuras de infância do detective.
Bundan dolayı, en sonunda beni bulmasına yardım eder diye Lil'Gum Shoe'yi yazdım.
E foi por isso que por fim escrevi, "A pequena detective"... para a ajudar a ter um modo de encontrar-me.
Genel nüfusa mı, yoksa Ayakkabıya mı?
Com a população geral ou no Shoe?
Ayakkabı.
No Shoe.
Rahatla, Henry onu ayakkabıya koydu.
Relaxa, o Henry meteu-o no Shoe.
- Ayakkabının orada.
- Perto do Shoe.
Eğer bir şey ayakkabıdan kaçsaydı, güvenlik sistemleri çalışırdı.
Os sistemas de segurança disparavam se alguém escapasse do Shoe.
Yani, ya beni gidip ayakkabıya zincirlersin, ya da bunların hepsini nasıl durduracağımı söylersin.
Portanto, ou me acorrentas no Shoe, ou me dizes como posso parar com tudo isto.
Sizi havaya sokmak için... "Hot Shoe Shimmy" ile başlıyoruz.
Para nos dar boa disposição, "Hot Shoe Shimmy", para começar!
Orada Schumann adında biri var mı?
Shoe, Schumann,
Eski ayakkabı, yeni ayakkabı, tamam mı?
"Old Shoe", sapato velho!
Eski güzel ayakkabı.
"Good Old Shoe".
Neden bahsettiğimi biliyor musun?
"Old Shoe"?
Shoe, içeride misin?
Shoe, você está aí?
Hey Shoe, bugün herkese ne oldu böyle?
Shoe, o que se passa com toda a gente hoje?
Merhaba Dock, Shoe buralarda mı?
Olá, Dock, o Shoe está por aí?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]