Sistem tradutor Português
3,931 parallel translation
Dennis Bey, güvenlik sisteminiz nasıl bir sistem?
Sr. Dennis, como é o seu sistema de segurança?
Yüksek voltajlı ana sistem için titanyum kondansatör bulamalıyım. Bir şey inşa ediyorum da.
Preciso de arranjar um condensador de titânio para um mainframe de alta-potência que vou construir.
- Neden? - Benim zamanımda, Paul Revere bir sistem geliştirdi.
Na minha época, Pau Revere criou um sistema :
Sistem analizi işine böyle girdim işte.
Foi assim que entrei na análise de sistemas.
Sistem özerk çalışabilecek şekilde tasarlandı geçmiş deneyimlere göre uyum sağlayacak ve kendini güncelleyecek şekilde.
O sistema foi projectado para funcionar sozinho, adaptar-se constantemente e actualizar-se sozinho através de experiências passadas.
11 Eylül'den sonra devlet her şeyi izleyebileceği bir sistem yapmak istedi.
Depois do 11 / 09, o Governo tentou construir um sistema que pudesse ver tudo.
Bilgisayar sistem kontrolü tamamlandı.
O diagnóstico está completo. Está tudo bem.
Sistem arızası.
Falha no sistema.
Sistem aşırı yüklendi.
Sistema sobrecarregado.
Sistem böyle bir hacmi kaldıracak şekilde tasarlanmamıştı.
Este sistema não foi concebido para lidar com tal volume.
Silaha ihtiyacın olduğunu ya da tehdit hissettiğinde vizör kapanır ve sistem silahları hazır eder.
Se achar que precisa de uma arma ou estiver sob ameaça, o visor desce e o sistema disponibiliza as armas.
Makine savaştığında sistem Alex'in beynine sinyaller yolluyor bilgisayarlarımızın yaptıklarını kendisinin yaptığını sanıyor.
Quando é a máquina a combater, o sistema envia sinais ao cérebro do Alex. Acha que faz o que os computadores fazem.
Bir şekilde sistem önceliklerini es geçiyor.
Está a alterar as prioridades do sistema.
Programa karşı gelirsen tüm sistem kapanır ve...
Se for contra o programa, o sistema inteiro desliga-se.
SİSTEM KAPANIYOR
FECHO DO SISTEMA
Sistem etkisizleştirildi! İtalyan yemeği isteyen?
Quem quer comida Italiana?
Bağışıklık sistemi hakkında en az bilgi sahibi olduğumuz sistem.
O sistema imunológico é aquele sobre o qual menos sabemos.
Şu Komünizm dediğiniz kokuşmuş sistem.
Esse sistema decadente a que chamas comunismo.
100 yıl önce savaştan sonra, Liderlerimiz gelecek ihtilafları engelleyeceğine ve barışı daim edeceğine inandıkları bir sistem kurdular.
Há 100 anos, depois da guerra, os fundadores criaram um sistema que acreditavam prevenir conflitos futuros e criar uma paz duradoura.
Simülasyon tamamlandı. Sistem kaldırıldı.
O programa foi apagado.
Sistem başlatılsın mı?
INICIAR SISTEMA?
Sistem onarımı.
Sistema restaurado.
Hedef tespit edilmediği sürece sistem ateş etmiyor.
Não dispara se não identificar o alvo.
Çalıştırsam bile sistem bu odada aktif konuma geçmez.
Se o ligar, o sistema aqui nem se activa.
- Üç kanalda ve ulusal kanalda Paris'le ilgili bütün haberleri kaydetmek üzere bir sistem kurdum.
Programei o sistema que concebi para gravar todas as notícias sobre Paris, nas três cadeias e na PBS.
Sistem çökecek.
Isso... isso vai romper.
Biz de o arada saldırıları durdurup atlatmaya izin verecek ve istihbaratın ne kadar etkilediğini belirleyecek bir sistem geliştirelim.
Enquanto desenvolvemos um sistema para ajudar a determinar quanta Inteligência deve actuar... os ataques a impedir, os que vão deixar passar. Análise estatística.
Tamam, büyük sistem tahmin edildiği gibi Riverside'a ilerliyor.
Então, um sistema maior dirige-se para Riverside como previsto.
Bu sistem bir saat içinde tepemizde olacak.
O sistema deve apanhar-nos daqui à uma hora.
- Nasıl başka bir sistem olabilir?
- Como pode haver outro sistema? Nunca vi nada assim.
- Bir sistem daha mı?
O próximo?
Sistem arızası, Galvatron dört roket ateşledi.
Falha de sistema. O Galvatron disparou quatro mísseis.
Bu sistem çürümüş.
O sistema legal está errado.
Silahlı soygun ve saldırıdan gelmişti, ama sistem içinde onun bir kiralık katil olduğu, hapishaneler ve eyaletler arası cinayetleri ve hareketleri kontrol ettiği söyleniyor.
Entrou por assalto armado e agressão, mas dizia-se que era um assassino contratado que controlava assassínios no sistema, prisão a prisão, estado a estado.
Bu sistem böyle yürür.
É o sistema.
Çoklu sistem bozukluluğu var!
Temos múltiplas falhas no sistema!
- Bir yerde kaydı falan olmalı. - KızEvi, sistem güvenliğiyle gurur duyar dostum.
Tem que ser registrado, ou... a Girlhouse orgulha-se da sua impenetrabilidade.
Şu anda sistem aşırı yüklü.
Por enquanto o sistema está sobrecarregado.
- Sistem çok para tutuyor.
- Mickey. - Este sistema é muito caro.
SİSTEM ARIZASI
FALHA DE SISTEMA
SİSTEM ANALİZİ TAMAMLANDI
ANÁLISE DE SISTEMA COMPLETA
Sistem spontane gelişmeleri baltalıyor değil mi?
O sistema... mata o factor espontaneidade.
Kusuruma bakmayın. Bu yeni bir sistem sayılır. Ne diye bilirsiniz ki?
Estes sistemas são meio novos, acredita?
- Sistem doğru çalşıyor.
- Não pode estar certo. - O sistema está a funcionar.
Bu sistem 10 taneye kadar Amerikan İHA'sının idaresini alabilir.
Este sistema pode controlar mais de dez Drones americanos.
Sistem 10 tane Amerikan İHA'sına kadar el koyabiliyor.
O sistema pode comandar até dez drones americanos.
Efendim, sistem taraması yapıyordum.
Senhor, fiz uma verificação.
Rahatsızlığını anında anlayacak bir sistem geliştirmiş olmam da çok ayrı bir vaka.
E é tão raro que criei um detector de desconforto agudo em ti.
Sistem böyle...
É um cobertor...
SİSTEM YENİDEN BAŞLATMA
REINICIAR
SİSTEM ANALİZİ YAPILIYOR Eggsy, ağa bağlandım.
Eggsy, já entrei.