Stand tradutor Português
1,133 parallel translation
- Bugün seni işe götüreceğim. Ne diyorsun?
- Hoje levo-te comigo para o stand.
Dükkanını yerle bir edeceğim!
Pego fogo ao seu stand!
- Hayır, ben, ben New York'ta iken sanki... komedi dizilerini, stand up şeklinde havaalanında yaptılar.
Não, quando vivia em Nova Iorque, davam a entender que... Que aqui ofereciam séries aos comediantes no aeroporto.
Eğer komik şeyler anlatmayı ve insanları güldürmeyi seviyorsanız stand-up belki de sizin için kariyer olabilir.
Portanto, se gostam de contar piadas e de fazer as pessoas rir, ser comediante talvez seja a carreira indicada para vocês.
Hey, şu geride bir turta standı yok muydu?
Não havia um quiosque de empadas, lá atrás?
- Turta standı mı?
- Um quiosque de empadas?
İlk ışıktan sağa döneceksiniz.
Você vai entrar à direita no próximo farol e à esquerda no Taco Stand,
337.333 ) } Matsushiro Test Alanı 2 Ana güç kaynağında bir problem yok.
Energia em stand-by.
Seni babanın dükkanında gördüm.
Encontrámo-nos no stand do teu pai.
Dükkanı falan satmazdım ama inan, çok etkileyici.
No teu caso não vendia o stand, mas acho os versos muito bons.
Yeni model Mercedes'lerle yakınınızdaki bayilerden birinde test sürüşüne çıkın.
Teste, antes de comprar, um Mercedes novo, ou em segunda mão, no seu'stand'local.
Komik olmadığını söylemek istemiyorum, ama... Stand-up komedisi. Bu...
Não estou a dizer que não és engraçada, mas comédia de palco é..
Stand-up'ın eskisi gibi olmadığı yazıyordu Def Jam falan çıktı
Diz que a comédia já não é o que era, já com o Def Jam...
... hamburger standı. 16 yaşlarında bir garsondu.
... é empregada de mesa e tem uns 16 anos.
- Gazete standından.
- Na banca de jornais da 3ª Av.
Romantizm söz konusuysa he zaman bir metot izlemeye başladım.
Tenho estado em stand-by, no que diz respeito a romances.
İkinci el araba parkına da bakarım.
Vou ver no stand.
Bir sonrakinden döneriz. Bayiye dönmek için biraz dolaşacağız.
Viramos na próxima e regressamos ao stand.
Devam etmeliyiz. Bayiye dönemeyiz.
Temos de regressar ao stand.
- Onlar bayiye mi gitmişlerdi?
- E elas não foram para um stand?
İşte bayi.
Lá está o stand!
Hatta bir test standı bile yapabiliriz!
Podemos até construir uma plataforma de observação!
"R" standındaydınız da.
É que você estava na fila "R".
- Hayır, araba acentesi.
- Não, o stand automóvel.
Burada uyuyamazsın. Köşeyi bozuyorsun.
Nada de dormir no stand.
Orada durmuş bir köşedeki boş Altair pavyonuna bakarlarken, bir tarafta da biz vardık.
Eles viam o stand vazio da Altair e o nosso.
- Hedef bölgeye yaklaşıyoruz.
- Em stand-by até o local de largada.
Tamirhane gibi bir yere sahip olan birini tanıyor musunuz?
Por acaso conhece alguém que tenha um stand de automóveis?
Kahve almaya gittiğimde tam önümdeydi oradan direk gazete standına gittim ve hop tam orada dergi okuyordu.
Fui buscar café, e ele estava mesmo à minha frente. Depois fui direita ao quiosque e "pumba", lá estava ele a ler uma revista.
Hiç stand up izlemedin mi Lois?
Nunca viste um comediante de stand-up, Lois?
Hadi bu sosis standınından çıkalım artık.
Vamos, meninas.
Yapma ya. Araba galerisinden ayrıldıktan hemen sonra açtık sanıyordum ben.
Parece-me que devíamos ter feito isso logo depois de termos saído do stand.
Araba galerisinden ayrıldıktan hemen sonra açtık sanıyordum ben.
Devíamos ter feito isso logo após sair do stand.
Tatlım, sana söyledim. Onları kaldırmalısın.
Oh, querida, estou-te a dizer, tu devias fazer "stand up comedy".
Fellig'in kullandığını söylediğin diğer iki isim - Stand ve Rice mıydı?
Os outros dois nomes que disseste que o Fellig usava : Strand e Rice?
Sizin gibi yeni yetmelere Shamburg'a ya da Arlington'a gidip... daha basit işlere takılmalarını öneririm.
Sugiro que vocês, seus virgens, façam as punhetas num stand de tortilhas e voltem para Shamburg ou para a porra das colinas de ArIington.
Stand-up komedyeni.
O ex da Lucy.
İlginç biz de onun hakkında...
Ele faz comédia stand-up.
Garipliğe bak biz de tam bunlardan bahsediyorduk.
Ele faz comédia stand-up. Não é estranho? Estávamos mesmo a falar...
Denny'de benim standımda bir saatten fazla oturduk ve ona kendimle ilgili her şeyi anlattım.
Nós encontramo-nos na minha cabine pessoal no Denny's... durante mais de uma hora e eu falei-lhe sobre mim.
Evet. Karım beni yine banma standına yazdırmış.
Sim, a minha mulher inscreveu-me para a barraquinha dos mergulhos.
Ve şu an Stand up yapıyorum, insanlar gülüyor ve para veriyorlar, bu iş de çok sıkı.
Eu ainda faço stand-up, as pessoas riem-se e dão-me dinheiro, isso também é fixe.
Arabamızı bir satıcıdan alırız. Olay budur
Eu vou comprar o nosso carro de um stand e acabou aqui.
Olsun, eminim satıcı bunun icabına bakacaktır.
Bem, tenho a certeza que o stand vai tratar disto.
- Evet, jelatin standından önce.
- Desde a banca de gelados.
"Ketçap kamyonu hamburger standına çarptı."
"Um camião de ketchup embate numa banca de hambúrgueres."
Bazen dondurma kamyonu, bazen tako standı. Ama bizi hep kandırıyorlar.
Às vezes, é uma carrinha de gelados, outras, uma barraquinha de "tacos", mas enganam-nos sempre.
Rakiplerini standın dışına atma eğilimleri olduğunu duydum.
Ouvi dizer que têm a mania de arremessar seus oponentes na plateia.
"Stand Up" ın sözlerini dinledin mi?
Alguma vez ouviste a letra deStand Up?
- Olur.
Don't stand, sit down.
Ayağa kalk.
Stand up.