Star tradutor Português
3,365 parallel translation
Einar öğrenci film kulübünde bir Star Trek akşamı yapmayı önerdi.
Uma vez no clube de cinema estudantil, o Einar sugeriu uma noite Star Trek.
Star Trek serisini biliyor musun?
Lembraste daquela noite Star Trek?
Altılı paket Old Milwaukee veya Lone Star olsun, öyle pahalı bir şeye gerek yok.
Pode ser um pack de Old Milwaukee ou de Lone Star.
Köle pop star yarışması gibi.
É tipo... É tipo "Slave Idol".
Bak, senden sadece bir star olarak kaldırımda yürüyene dek bana ve burada yaptıklarıma değer vereceğine söz vermeni istiyorum.
Olha... Promete-me que enquanto não tiveres a tua própria estrela, tentarás valorizar-me a mim e ao que tento fazer aqui.
Başkan Reagan'ın Yıldız Savaşları Projesi'nin bir parçası.
Foi parte do projecto "Star Wars" do Presidente Reagan.
Burası daha çok Endor'a benziyor.
Tipo o quê? Star Trek, se não conseguir dormir?
Star Wars dışında referans kullanmaz mısın sen?
Pelo menos, é baseado em teorias científicas. Meninas, meninas!
- Star Trek gibi mi? Uykum kaçarsa belki.
- Localizei o Martin.
Death Star Legosu, 3 saatlik bakıcılık değerinde eğer kutusundaysa ve kutusu da yeni gibiyse tabii.
A Estrela da Morte da Lego vale três horas a tomar conta deles, se, e apenas se, estiver na caixa, e se a caixa estiver impecável.
Death Star artık benimdir, ona göre. Siz çıldırmadan önce söyleyeyim de.
Olhem, antes de ficarem passados, fico na mesma com a Estrela da Morte.
Hala Death Star Lego'sunu alabileceğini sanıyorsan aklını kaçırmış olmalısın.
Achas que vou dar-te a Estrela da Morte da Lego? Deves estar maluco.
Onu Star Trek'te izledim bilirsin.
Vê-lo nos filmes do Star Trek... "
Star Trac yüklü bir araba.
- Ele tem um rastreador instalado.
Eminim senden daha çok porno starı ismi biliyorumdur.
Aposto que consigo nomear mais estrelas pornográficas que você.
Ama karıma ne kadar porno starı ismi bildiğimi sakın söylemeyin.
Mas não diga à minha esposa quantas conheço. Ficaria em muitos sarilhos.
Daniel Pierce bu yazıyı konuk yazar olarak Star-Herald'da yayınlayacak.
É um editorial que o Daniel Pierce pretende publicar no "Star Herald".
Star-Herald'a gitmeni ve onlara dünyaca ünlü işvereninin bunun yarınki baskıda görmek istediğini söyleyeceksin.
Então, quero que leve isto ao "Star Herald" e lhes diga que o seu patrão mundialmente famoso, quer isso publicado na edição de amanhã.
Ve seni bir star yaptım.
Eu te transformei numa estrela!
Önceki bölümlerde Star-Crossed
Anteriormente em "Star Crossed"...
Tüm zamanların ünlü birleşik yazılan mastarlardan biri olan,... Star Trek'le dillere plesenk olmuş,'to boldly go'yu bile popüler American televizyon dizileri yazarları bile o yazım hatasını kırk yılda giderebilmiş bence, hepimiz yapabiliriz.
Claro, uma das mais famosas divisões de infinitivos de todos os tempos apareceu numa das frases introdutórias de Star Trek, "ir com ousadia," e... Creio que se os escritores de uma popular série de televisão americana conseguem safar-se com isto durante 40 anos, então, na verdade, qualquer um de nós pode.
Önceki bölümlerde Star-Crossed
Anteriormente em "Star-Crossed"...
Eve gidip Star Wars'ın diğer iki filmini izlesek mi?
Vamos para casa ver os outros filmes da "Guerra das Estrelas"?
O sadece uçuk bir fikirdi bir starın hayali.
Isso foi só uma paranoia, um sonho acordado da lista A.
Daha önce hiç bir pop star ile tanışmamıştım. Ben tanıştım.
Nunca conheci uma pop star
Öyle ve müdürün senin bunu konuşmana izin vermesinin... tek nedeni Graceland'ten bir çeşit rock star olarak gelmiş olmandı.
A única razão pela qual o Director foi convencido é porque tinhas chegado de Graceland, como uma estrela do rock.
Rock star?
Estrela do rock, não é?
Sen de buraya kendini yeniden rock star haline getirmeye geldin.
Então, voltaste aqui para tentares ser uma estrela do rock, outra vez.
Dünyada yeterince ölü rock star var Mike.
O mundo está cheio de estrelas do rock que morreram, Mike.
İyi olduğuna sevindim... rock star.
Estou feliz que estejas bem. Estrela do rock.
Senaryoyu değiştirmek eski bir yazar numarasıdır. İşe yenilemez bir düşman yaratarak başlarsın. Death Star gibi ya da büyük bir ordusu olan rakip bir melek gibi.
Começas por construir um inimigo quase imbatível, como a "Estrela da morte", ou um anjo rival com um exército muito maior.
Star Laboratuvarları'na dön.
- Volta para o laboratório.
Sizi Star Laboratuvarları'na hangi rüzgar attı?
O que lhe traz aos Laboratórios STAR?
O komadayken hastaneye geldiğinde bana onu Star Laboratuvarları'na götürüp götüremeyeceğinizi sormuştun.
Quando ele entrou em coma, foi ao hospital e perguntou-me se podia levá-lo aos Laboratórios S.T.A.R.
Biliyorum ama hemen Star Laboratuvarları'na gelmelisin.
Eu sei, mas tens que vir aos laboratórios imediatamente.
Central Şehri valiliğinden bir sözcü beş hafta önce STAR laboratuvarındaki patlamadan kaynaklanan herhangi bir hasar ya da radyoaktif sızıntı olmadığını doğruladı.
O porta-voz do presidente da câmara de Central City confirmou que não houve danos nem fuga de radiação na explosão que destruiu o laboratório da STAR há 5 semanas.
Hip Hop Dünya Starı konuşuyor, anlıyorsunuz değil mi?
Chuis. Vou gravar para o WorldstarHipHop. Topam?
TGP Capital, Oaktree Lone Star Funds, Golden State, Silver Lake, Sequoia.
TGP Capital, Oaktree, Lone Star Funds, Golden State, Silver Lake, Sequoia.
Star Trek buluşmasında.
Numa reunião de O Caminho das Estrelas.
Star Wars ile ilgili bir bilmece oyunuydu.
IRMÃO DO AARON... foi um jogo de trívia da Guerra das Estrelas. Com que dois seres se diz que o Chewbacca é parecido no guião de UNE?
Bir bira.
Uma Lone Star.
Önceki bölümlerde Star-Crossed
Anteriormente em Star-Crossed...
- Ne dedi? - Star Trek ışınlaması gibi bir tek Dilithium Kristalleri yok.
- É como o teletransporte de Star Trek, sem os Cristais de Dilithium.
Şimdilerde üç kocası vardır ve "Star" adını almıştır.
Mas agora já deve ter três maridos e chamar-se "Star".
"Star" bile, Phyllis'ten iyi bir isim.
Até "Star" é um nome melhor que Phyllis.
S.T.A.R. Labs'ta çalışan her bilim adamının oluşturduğu birleşik envanter.
Todo o trabalho dos cientistas que trabalharam na Star Labs, está tudo aqui.
S.T.A.R. Labs parçacık hızlandırıcıyı çalıştırdığında Central City'nin içinde bir delik açtı.
A Star Labs abriu um buraco na Central City quando ligámos o acelerador de partículas.
Ona göz kulak oluyorlar.
Mudaram-no para a Star Labs.
O S.T.A.R. Labs'ın yöneticisi. Yani bu beni durdurulamaz yapıyor.
É o diretor da Star Labs e isso não me trava.
S.T.A.R. Laboratuvarları tedavi üzerinde çalışıyor.
O laboratório da STAR está a trabalhar numa cura.
Barry de bana S.T.A.R. Labs'ı hatırlatıyor.
E o Barry faz-me lembrar dos laboratorios da STAR.