Still tradutor Português
166 parallel translation
O silahlar, Fort Still'den, depo hizmet subayından çalındı.
Elas foram roubadas do arsenal em Forte Sill.
Mahkeme kararına göre ; Kızılderili Şefleri, Fort Still'e nakledilecektir. Bu nakil süresince Birleşmiş Milletler Ordusu onlara ve komançi halkına eşlik edecektir.
Este tribunal determina que estes chefes sejam encarcerados até o destacamento da Cavalaria dos Estados Unidos ser disponibilizado para os escoltar a eles e a nação Comanche até Forte Sill.
# God's truth abideth still
A verdade de Deus Permanece ainda
Bu gece Still Meadows'a ulaşmaya çalışacağız.
Vamos tentar chegar a Still Meadows esta noite.
Güzel, ha? Once, the intellectual stayed still and history passed before his eyes.
Antigamente, o intelectual se estagnava e a história passava diante de seus olhos.
* Madalyası bende hâlâ *
I have his medals still
* Tanrı sahip olduğum en iyi arkadaş hâlâ *
Still, the Lord is the best friend I have
* Üzüyor beni hâlâ *
It still hurts
* Hâlâ anlamıyorlar ama *
Still they don't understand
* Hâlâ hatırlıyorum babamın söylediği eski ordu şarkılarını *
I still hear Daddy singin'his old army songs
* En çok anne ve babamı seviyorum hâlâ *
I still love Mama and Daddy best
* En çok anne ve babamı seviyorum hâlâ *
I still love my Mama and Daddy best
# And survey all my kingdom while everything's still
# And survey all my kingdom while everything's still
No, we're still into hula hoops.
- Não, ainda estamos nos hula-hoops.
# With the dawn, I still go on dreaming of you
Quando amanhece Ainda estou a pensar em si
Oh, you got me so excited Still it's not enough
Oh, pões-me tão excitado mas ainda não é suficiente
"I'm Still Here" D bemol.
"I'm Still Here" em Ré bemol.
# Ama yine başlıyor # o dikiş iğneleri ve toplu iğneler
# But still they begin # Those needles and pins, yeah
Olmaz, Bülent ve arkadaşları bahçede oynuyo.
I can't, sir. Ricky and Wong Chun are still outside.
İtalyanların da dediği gibi : "Çav."
I still haven't fought the bastard.
Haşhaşı attım mı ağzıma herşeyi taşırım.
I still have to show everyone the opium.
Tarzan sen ölmedin mi daha len?
You're still alive? !
Ya abi, üstümde bi ağırlık hissediyom ama ben.
Warden, can't you see that I'm still in here?
Osuruğuyla çalıyo!
He's still alive!
Eğer hayatta kaldıysa, bu adam kesin Bruce Lee.
If he's still alive, he must be superman.
Ölmedi mi bu hâlâ?
He's still alive.
Sen konuşmadıkça, o daha da vurmaya devam etçek.
As long as you're still alive, I can make you talk.
Ağzında bantla nasıl konuşcak lan salaklar!
Even if you want to die, you must still answer my questions.
Sen ölünce... ben de başkan olacam büyük kongrede.
While you still live, - they'll never go to their cells. - Bastard, you can't kill Ricky.
Nakavtla ve dünya ağır sıklet şampiyonu hâlâ :
Por um knockout..... e still o world é heavyweight campeão!
# By the desolate docks # In the still
* Pelas docas desoladas * ln o quieto
Çünkü, ortada dolanan çok ev zencisi var.
Nós still conseguiu um lot ofhouse niggers.
... fethedilmemiş olarak yatan bu Afro-Amerikalıdan daha cesur ve başarılı bir şampiyon bulması mümkün mü diye sormak bile güç.
- ( tiro ) -.. que este beIeaguered, desgraçado,..... mas nonetheless comunidade orgulhosa..... achou um mais valente, mais gaIIantyoung campeão..... que este Afro-americano..... que Is antes de nós,... .. unconquered still.
Zencilerin dostu olmayı görev bilen bazı insanlar var. Bizden ona sövmemizi istiyorlar. Varlığının hatırasından bile kaçmamızı söylüyorlar.
existem aqueles que still considerit seu encargo aduaneiro..... para fIee até de a presença ofhis memória,..... para salvar ourselves escrevendo para ele fora ofthe história ofour turbuIent tempos.
All the more reason to turn ourselves in now while we can still cut a deal.
Motivo suficiente para o fazermos agora quando ainda podemos negociar.
Dr. Paley, you're still under oath here. Take it seriously.
Ainda está sob juramento, leve a sério.
- We are still friends, aren't we?
- Ainda somos amigos, não somos? - Espero que sim.
We've got to remove the symbiont while there's still time.
Temos de remover o simbionte enquanto é tempo.
# It is still
# Ainda
Ve hâlâ bir parçam olduğunu Sana anlatması için
You're still a part of me
And you'll still hold the record... alone.
E ficará ainda com o recorde... sozinha.
Clyfford Still'le kendimi kıyaslıyorum.
Trocaste-me pelo Clyfford Still.
Clyfford Still çevredeki en iyi ressamlardan biri.
Clyfford Still é o pintor mais original do momento.
- Clem Still'le sizi kıyaslamak istemiyordu.
Não te trocou pelo Still.
- The Deep, Still'in yalakasıydı.
Esse foi para dar manteiga ao Still.
Siz Starlight'sınız ve suyuz, Yolun bir manastırı.
Estás em "Starlight e Still Water", um mosteiro do "Caminho".
düşündüm gitmeliyim yıldızlara ve hala suya.
Talvez possa voltar a " Starlight e Still Water.
" Jerry, yüksek frekansı ayarla.
I'm still getting some hiss back. "
Bayanlar baylar... Suzie ve "Still Life" ( Somut Yaşam )
Senhoras e senhores, a Suzie como "Natureza Morta".
Seni hâlâ sevdiğimi
Wherever you may be To tell you I still love you
Clyfford Still Jackson'ın ayakkabılarının cilalayamıyor.
O Still não chega aos calcanhares do Jackson.