Stripper tradutor Português
1,173 parallel translation
Mekandaki kadın garsonlara asılıyordu.
Nós mandamo-lo para o clube de stripper aqui ao lado.
Dünya Savaşı sırasında Almanya için Hollanda doğumlu, çifte ajan Ben, bu Mata Hari Fransız yetkililer tarafından mahkum oldu burada diyor ve yürütür Bir idam mangası.
Olha, uma stripper exótica em Paris, nascida na Holanda, agente dupla a favor da Alemanha na 1ª Grande Guerra, diz aqui que a Mata Hari foi condenada pelos oficiais franceses e executada por um pelotão de fuzilamento.
Striptizci istediğini bilmiyorduk, biz de telefon rehberinden...
Não sabíamos que querias um stripper, fomos à lista...
Daha önce hiç ağlayan 50 yaşında bir striptizci görmediniz mi?
Nunca viram um stripper de 50 anos a chorar?
O ve Phoebe striptizciyi hastaneye götürdüler.
Ela e a Phoebe foram levar o stripper ao hospital.
Beli bir fahişedir, bir eskort kızı, belki de bir striptizci.
Se calhar ela é uma acompanhante, talvez uma stripper. Primeiro de tudo, para preencher um relatório de uma pessoa desaparecida... temos que esperar 24 horas. Não.
Hailey'i bulmuşlar, partide striptizci olarak çalışıyormuş.
- A fazer de "stripper" na festa.
Bir kulüpte olduğu doğru. Ama Hollywood'da, striptizci olarak.
Está num clube, mas em Hollywood, trabalha como "stripper".
Striptizciyi kurtarma kampanyanız çok şeker, ama ben iyiyim.
A campanha de "salvar a stripper" é muito querida, mas eu estou bem.
Beni Julie'den kurtardı. Ona bir kucak dansı ısmarlayacağım.
Claro, eu vou pagar uma stripper pra ele.
- Sadece bir tane olsun.
- Só um, stripper, por favor.
- Sana bir striptizci bulmamı mı istiyorsun? - Benim için değil.
- Você quer que eu contrate um stripper?
- Sana bir soru sorabilir miyim?
- Porque você era uma stripper.
- Ona, neden bir striptizci ayarlayayım?
- Então por que eu iria contratar um stripper pra ela?
Hailey! Tek bir striptizci demiştim.
Hailey, eu disse um stripper.
Lütfen, kız kardeşinin o rezil striptizciye göz koymadığını söyle bana.
Por favor, me diga que sua irmã não está xavecando aquele stripper?
Striptizci arkadaşına, bana bir teklif yapmasını söyleyip ardından babana, evliliğin iptal olduğunu anlatmak mı?
Fazer seu amiguinho stripper me fazer uma proposta indecente e depois contar tudo ao seu pai na hora do casamento?
Bak, Jeff belki striptizci ama sen sevgilim sen bir sürtüksün.
E agora meu pai. Vê, o Jeffrey aqui pode ser um stripper, mas, querida, você é uma puta.
Striptiz veya kokain hayatına geri dönmene mi?
Voltares para a vida como "stripper" ou pega?
Çocuklara işin yattığını mı söyleyeyim?
Queres que cancele a stripper e avise o pessoal?
- Tim, onlar sadece striptizci.
- Tim, diz apenas "stripper".
- Tamam, striptizci.
- Está bem, a stripper.
Striptiz zamanı.
Está na hora da stripper.
Senin striptizci olduğunu sandı.
Pensava que eras a stripper.
Striptizci nerede?
- Onde está a stripper?
Bu, çok kötü. Dostum, kardeşim striptizcileri ayarladı yani hayal kırıklığına uğramayacaksın.
O meu irmão traz a stripper, não ficaremos desapontados.
Ben sadece striptizcinin erkek olmadığını umuyorum.
Espero que a stripper não seja um gajo.
Striptiz işini son aldığın zamanı hatılıyorum da.
Lembro-me da última vez que trataste da stripper.
Bu striptizci olmalı!
Só pode ser a stripper.
- O sizin striptizci olduğunuzu zannetti.
- Ele pensava que era uma stripper.
- Biliyorsun, Jordan ve ben buralardanız ve arkadaşımız Chuck bir striptizci.
O nosso amigo Chuck é stripper.
Chuck'ın striptizi bırakıp şehir meclisine girdiğine inanamıyorum!
Nem acredito que o Chuck desistiu de ser stripper para se tornar funcionário público
Kulüpte Poundcake diye bir striptizciyle eğleniyormuş.
Esteve naquele bar a curtir com uma "stripper" chamada Bolinho.
- Striptizci olarak mı?
Está disfarçada de stripper?
O kız dışarıda şu anda, o striptizciye büyüdüğünde onun işini alıp alamayacağını soruyor çünkü eminim ki senin işini istemiyordur.
Já está lá fora, a perguntar à "stripper", se pode ser "stripper" quando for grande, porque ter o seu emprego é que ela não quer!
Ya da belki onu striptizciyle yakalamanız?
Apanhou-o com uma "stripper"?
karısından ayrılıp, kendisine bir çocuk doğuran striptizci kız arkadaşı ile evlenebilmek için satmıştı.
mais ou menos $ 250 milhões... porque vendeu todas as acções que tinha da Enron depois de divorciar-se da esposa para casar com a stripper de quem tinha um filho.
İşin aslı, annem striptizci bir hippiydi.
Foi mesmo assim que aconteceu? A história verdadeira é que a minha mãe era hippie... e stripper.
Ben evlenmek üzereyim.
Não podia ficar com a stripper. Vou-me casar. Tenho que...
- O bir striptizci, Tanrı aşkına!
- Ela é uma stripper, por Deus!
Çünkü striptizci kızlara bunu yapan herkesin parmaklarını kesselerdi ; burada Wichita'daki adamların yarısının elinde kanca olurdu.
Pois se eles cortassem a mão... de cada cara que tentasse isso com uma stripper... metade dos homens em Wichita estariam usando ganchos.
Bir barda çalışabilirim... ya da striptizci olurum.
Talvez trabalhe num bar. Ser uma stripper.
O da striptizciydi.
Ela foi stripper.
İsrail'de bir torunum var.
Que fazes? Se faço de stripper tenho mais para todos.
Taze yaralar.
Anda a bater nos homens do clube de stripper que andam com a sua namorada, ou...
- Eve gelmek ister misin?
A fazer de "stripper". - Queres vir para casa?
Biliyor musun? Yapacağım. Julie Cooper, striptizci mi istiyor?
Quer saber de uma coisa, tudo bem, se Julie Cooper quer um stripper, eu conheço o cara certo.
Striptizciler ne zaman gelecek?
Quando o stripper vai chegar?
Sadece bir striptizci!
É só uma stripper.
Striptizci nasıldı?
Como foi a stripper?
Belki bir striptizci?
Uma "stripper", talvez?