Suicide tradutor Português
97 parallel translation
Ondan sonra bana kendimi öldürmemi söyleyebilirsin.
Só então poderás pedir-me que me suicide.
- İntihar etmelisin.
- Suicide-se.
- Senin tarzından hoşlanmıyor, Suicide.
- Ele não gosta da tua cena, Suicidio.
Trash'le Suicide'a ne oldu?
- A Trash e o Suicídio?
- Suicide, çalıştır şu arabayı.
- Suicidio, liga o carro!
Sanırım bulduğum kulağı Frank kesmiş... kocasını hayatta kalmaya zorlamak için
Creio que o Frank cortou a orelha... ao marido como sinal de aviso, para evitar que ela se suicide.
Geçen gün Süpermen'in o asteorid'e vurmasından hemen sonra... birçok insan Hobbs körfezi yakınlarında kayan yıldız görmüş. Ama Suicide Slum'a çarptığını düşünüyorlar.
Após o Super-Homem ter desfeito o asteróide, perto de Hobbs Bay ouve quem dissesse ter visto uma estrela cadente.
"İn-İn İntihar et" i söylediğimde yaklaşık 1.75 dolar kazandım.
Não sei, quando cantei "Su-su-suicide"... ... ganhei 1 dólar e 75.
Onu öldürürsen, kendini de öldür aşağılık herif!
- Deixa-me falar. - Então suicide-se, cabrão!
Mükemmel.
- Talvez me suicide.
- Asilerle işbirliği mi?
Ir para o lado da resistência? - Suicide.
Benim türlerim genlerini aktardıktan sonra ölürler.
Tira-me este chip estúpido antes que me suicide.
Belki onu intihara teşvik edebilirim.
Talvez consiga que ele se suicide.
SUICIDE CIRCLE
Circulo de suicidio.
Moralimi bozmak için mi benimle konuşuyorsun? Gözünün önünde kendimi çatalla öldürmemi umuyorsundur herhalde.
Estás a falar para mim, à espera que eu suicide à tua frente?
Müslüman olması onun kolayca intihar edeceğini göstermez.
Só por ser muçulmano, não quer dizer que se suicide facilmente.
Aileden biri daha kendini öldürürken hiçbir şey yapmadan duramam.
Não vou... Não vou ficar de braços cruzados e deixar que outro membro desta família se suicide. Está bem?
İntihar Varoşlarındaki arkadaşlarım arıza çıkardı.
Os meus amigos de Suicide Slums deram-me dinheiro a menos.
İntihar Varoşlarında bütün gece bunlardan bin tane satmak istediğimi söyledim.
Passei uma noite em Suicide Slums a tentar convencer alguém que tinha mil leitores destes para vender.
Sen intihar etmeyesin diye buradayım.
Estou aqui para evitar que se suicide.
"İntihar Yolu" ölene dek içmeyi anlatır.
O tema "Suicide Solution" fala sobre beber até à morte.
Ama 13 yaşında bir çocuğun'İntihar Yolu'şarkısını yanlış anlaması normal.
Mas consigo compreender que um miúdo de 13 anos fique confuso com uma canção chamada "Suicide Solution".
Bir çocuğun bunu dinleyip intihar ettiğini duysam şaşırmam yani. Tabii Ozzy Osbourne'u intihar edecek kadar ciddiye alıyorsan eğer albüm kapaklarını da doğru dürüst okursun herhalde.
Não me surpreende que um miúdo ouça isto e se suicide, ainda que o ache estranho, porque... se levas o Ozzy Osbourne tão a sério que te suicides por causa de uma das suas letras, parece-me estranho que estas não sejam lidas com mais atenção.
Hapsedilme şartlarını baz alırsak, sana şunu söyleyebilirim ki Behrooz'a intihar etmeden önce 3 ay veriyorum.
E baseado nas condições que o esperam, posso dizer-lhe, Dou ao Behrooz cerca de três meses antes que se suicide.
Ağabeyin intihar etmesi şart mı?
É absolutamente necessário que o irmão se suicide?
Bu sabah Suicide Slums'ın arka sokaklarından birinde cesedi bulundu.
O corpo dele apareceu hoje de manhã, mas eu não acredito que foram os Kent.
Ben kenar mahallelerde büyüdüm.
Eu cresci em Suicide Slums.
Bu başvuru kaydını İntihar Kızı olmak için yapıyorum.
O meu nome é Carensa Sanders e estou a gravar isto para ser uma "suicide girl".
İntihar Kızı olmak istememin sebebi kısmen o.
É parte da razão porque quero ser uma "suicide girl".
Ne demek bu? Bir İntihar Kızı.
Ah, ela é uma "suicide girl".
Missy İntihar'ı arıyorum.
Estou à procura da Missy Suicide.
İntihar Kızları'nın kurucusu.
A fundadora das "suicide girls".
- Zoli İntihar.
- Zoli Suicide.
İntihar Kızları'nın özellikleri güçlü seksi ve kendinden emin olmalarıdır. Ve her şeyden önce özgündürler.
As "suicide girls" são fortes, sexys, confiantes e, acima de tudo, únicas.
İntihar Kızları'nın dün akşam bulunduğu punk rock konser salonuna gittim.
Foi ao local do concerto de punk rock onde as "suicide girls" actuaram ontem.
Dokuz İntihar Kızı da yeşil topuklu giyiyormuş.
Nove "suicide girls" equipadas com saltos altos verdes.
Adın? Fractal İntihar.
- Fractal Suicide.
İntihar Kızı olduğumu içimde hissediyorum.
Sei no meu íntimo que sou uma "suicide girl".
Nixon İntihar, değil mi?
Nixon Suicide, certo?
Bir İntihar Kızı'yla birlikte olmayarak neler kaçırdığını bilmiyorsun.
Estar com uma "suicide girl"... Não sabes o que perdes.
"SUICIDE + 0"
"SUICÍDIO + 0"
Evlat... ( Suicide ) Öldürmek ile ilgili bu kadar kafiye olduğunu bilmiyordum.
Meu... Não sabia que existiam tantas rimas para "suicídio".
Kendimi öldürmemi mi istiyorsun?
Quer que me suicide?
Şey, adam Suicide Slum'dan pek dışarı çıkmıyor ve ben de bir kaç hafta oralarda takıldım, arabamda, göz yaşartıcı spreyim ile ve kapılar kapalı bir şekilde.
Ele anda quase sempre no mesmo bairro, então fiquei por lá por algumas semanas... No meu carro, com spray de pimenta, e com as portas trancadas. - É só isso?
Sonra istediğin kumsalda emekli olur, intihar edeceğim diye benim için endişelenmezsin.
Depois podes reformar-te em qualquer praia que queiras e não terás de ter medo que eu me suicide.
Bir çocuğu öldürmeyi reddetmekle kalmayıp onun kendisini öldürmesini de engelledin ki bu benim sorunumu da, senin sorununu da ve görünen o ki elemanın sorununu da kökten çözecek bir durumdu.
Não só te negas a matar o rapaz, como ainda evitas que ele se suicide, o que resolvia os meus problemas, o que resolvia os nossos problemas, como me parece que também resolvia os problemas dele.
Veya henüz sdohnet değil.
Ou até que se suicide.
- Suicide aşağıda kaldı.
Nem pensar, meu.
Missy, İntihar Kızı olduğumu içimde hissediyorum.
Missy, eu sei no meu íntimo que sou uma "suicide girl".
- Amina İntihar.
Amina Suicide.
İntihar Kızları nedir?
Que são as "suicide girls"?