English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ S ] / Sumo

Sumo tradutor Português

3,722 parallel translation
Bildiğimiz detox var, değil mi? Basitçe kırmızı biber ve aloe vera.
Temos um sumo de pimenta de Caiena e aloé.
Sağ ol Tarçın.
Obrigado, canela. Gostaria de um... sumo de melancia.
Meyve suyu ister misin?
- Queres um pacote de sumo?
Bize meyve suyu değil avukat lazım.
Não precisamos de sumo, precisamos de um advogado.
Hadi birer bardak sıvı sağlık kaynağıyla kutlama yapalım.
Vamos festejar... Não vamos pagar por esse sumo.
Hey. Hadi ayakkabısının yanına azıcık meyve suyu dökelim.
Vamos entornar sumo perto do sapato dela.
Bir tane daha içer misin?
Mais sumo de uva?
Portakal suyu ister misin?
Queres sumo de laranja?
Size kahve ikram edebilir miyim ya da meyve suyu?
Quer café ou sumo?
İçecek bir şey istemiyorum.
Não quero sumo.
Michael sana meyve suyu getirirken sana yardım etmeme izin ver.
Eu ajudo-a enquanto o Michael vai buscar mais sumo.
- Ben Yüksek Rahibeyim!
Sou uma Sumo Sacerdotisa! - Tenho os poderes do céu nas minhas mãos, e ele continua a desafiar-me. - Morgana.
Gömleğini limon suyuna koydum.
Deixei a tua camisa de molho em sumo de limão.
İş eğitimi öğretmeni süveterimin üzerine meyve suyu döktü.
E a minha camisola... O professor de trabalhos manuais derramou sumo.
Umarım portakal suyu ve kekten memnun kalmışsınızdır.
Espero que tenham gostado do sumo de laranja e das panquecas.
Size "healthshake" getirdim.
Eu trouxe um sumo de couve.
Portakal suyun bitti bu arada.
Vais precisar de mais sumo de laranja, a propósito.
Başrahibin de izniyle artık Şam'ın aşağısında onların bir kısmını avlayabilirdi.
E com a permissão do sumo sacerdote, ele foi enviado para caçá-los em Damasco.
Portakal suyunu dökmüş.
Entornou o sumo de laranja.
Bırakın 20 adım mesafeden hareket halindeki birini vurmayı, Adam portakal suyunu zar zor bardağa dökebiliyor.
O homem mal consegue servir-se de sumo de laranja, quanto mais atingir um alvo em movimento a seis metros.
Benim hakkımda konuşuyordunuz, değil mi?
Estavam a falar sobre mim, não estavam? Queres um sumo ou alguma coisa?
- Hâlâ meyve suyu içebilir miyim?
- Ainda posso beber o sumo?
Şalgam suyunda bulunan peroksidaz emziminden dolayı yanlış pozitif verdi.
Falso-positivo. Era peroxidase, encontrada no sumo de nabo.
Meyve suyu.
Sumo.
Şaka yapmıyorsun demek.
Isso não é sumo de maça...
Ve şimdi de seni biraz uyuşturmuş gibi gözüküyor
E, agora, parece que te deu um sumo de arrasar.
İki buçuk ölçü rom iki limon suyu, yarım greyfurt, altı damla maraskin.
Duas doses de rum Bacardi, sumo de duas limas, meia toranja e seis gotas de Maraschino.
Portakal Suyu'na neden sakinleştirici veriyorsun ki?
Por que dás tranquilizantes ao Sumo de Laranja?
Portakal Suyu!
Sumo de Laranja!
Oğlun nerede Portakal Suyu?
Onde está o teu filho, Sumo de Laranja?
Üzgünüm Portakal Suyu deniz tutmasına karşı sana verecek ilacım yok.
Desculpa, Sumo de Laranja, não tenho medicamentos para te dar para o enjoo.
Sana içecek bir şey getireyim mi, ya da atıştırmalık bir şey, margarit falan triscuit ya da incik boncuk falan?
Queres beber ou comer alguma coisa? Talvez um sumo? - Uns "crackers" ou algo assim?
Öteki tarafta seni nane şurubu bekliyor olacak evlat.
No outro lado estará um sumo de menta às tua espera do outro lado, filho.
Annenize, size bunu verdiğimi söylemeyin. İçlerinde meyve suyu yok.
Não digam à vossa mãe que vos dei isto, não tem sumo de verdade.
Yüce Tanrım. Cecil, bana o lanet erik suyundan getir biraz.
Cecil, dá-me um pouco desse maldito sumo de ameixa.
Yaparken içine biraz portakal suyu ilave ediyorum, bu yüzden tadı biraz... mayhoş.
Eu uso sumo de laranja quando as faço. Torna-as amargas...
- Bir portakal suyu daha alayım.
- Mais um sumo de laranja.
Bir portakal suyu daha.
Mais um sumo de laranja.
Kim bir barda portakal suyu içmek ister ki?
Quem é que pede um sumo de laranja num bar?
Hey, Portakal Suyu!
Olha, Sumo de Laranja!
Güç içecek gibidir, içmeye alışman gerek.
O poder é o sumo, habitue-se a bebê-lo.
Meyve suyu var sadece.
Apenas sumo.
Jurgen, o tuhaf suyu nasıl idare ettiklerini düşünüyor.
O Jurgen pensa que é como eles administravam o sumo maluco.
- Teşekkürler, Peder.
Por favor, os idiotas nem têm sumo de laranja.
Meyve suyu falan?
Sumo, outra coisa?
Hız yakıtı!
O Super Sumo!
Diyor ki, erkek ananas suyu içerse menisi tatlı olurmuş.
Ela diz que se um gajo bebe sumo de abacaxi... o seu sémen fica doce. Isso não é estranho?
Ananas suyu içersen sana oral seks yapar.
Se beberes sumo de abacaxi, ela vai fazer-te um broche.
- Mangosteen suyu ister misin?
- Queres sumo de manga?
Katılıyorum.
Concordo, não precisam de sumo.
Size meyve suyu lazım değil ama bu sıradan bir meyve suyu değil.
- Mas isto não é um sumo qualquer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]