Susuzluktan ölüyorum tradutor Português
44 parallel translation
Lowery, susuzluktan ölüyorum.
Lowery, estou cá com uma sede!
Susuzluktan ölüyorum.
Estou morrendo de sede.
Susuzluktan ölüyorum. Ah...
Estou cheio de sede.
Açlıktan ve susuzluktan ölüyorum.
Estou morrendo de fome e sede... mas poderei lhe retribuir.
Bir bardak kahverengi su içip kendime geleyim. Susuzluktan ölüyorum.
Deixa-me só ir buscar um copo de água castanha, e vou já para aí é que estou a morrer de sede.
Susuzluktan ölüyorum.
Estou a morrer.
Susuzluktan ölüyorum.
Estou a morrer de sede.
- Susuzluktan ölüyorum.
- Fazer a maldita salvação?
Susuzluktan ölüyorum.
Que sede que tenho!
Susuzluktan ölüyorum.
Estou cheio de sede.
- Ben de susuzluktan ölüyorum.
Estou morto de sede. E vocês?
Açlık ve susuzluktan ölüyorum.
Comovido. E morte de fome e de sede.
Susuzluktan ölüyorum. Ağlayamıyorum.
Tenho sede, sufoco, não posso gritar. |
Su getirecek olan çocuk nerede kaldı, susuzluktan ölüyorum.
Onde está o tipo com a água? Estou aqui a morrer.
- Susuzluktan ölüyorum.
Mas estou morrendo de sede.
çünkü susuzluktan ölüyorum.
Porque estou a morrer de sede.
Susuzluktan ölüyorum.
Estou a morrer à sede.
Su istiyorum, susuzluktan ölüyorum.
Preciso de água, estou a morrer de sede.
Susuzluktan ölüyorum sanki, bu Afrika güneşine daha fazla katlanamayacğim.
Acho que estou desidratada. Sinto-me mal com este sol da África.
Hey, susuzluktan ölüyorum.
Estou a morrer de sede.
Susuzluktan ölüyorum.
Por favor, tenho sede.
B : susuzluktan ölüyorum ve vatandaşlık haklarım uyarınca enerji içeceği talep ediyorum, hangisinde en çok taurin varsa.
E, B, estou a morrer de sede, e como parte dos meus direitos, exijo uma bebida energética, a que contiver mais taurina.
Bayan, yapmayın, susuzluktan ölüyorum.
Senhora, uma garrafa por favor.
Susuzluktan ölüyorum arkada.
Estou um bocado desidratado aqui atrás.
Susuzluktan ölüyorum.
Estou desidratada.
Yahni için özür dilerim ama susuzluktan ölüyorum burada.
Desculpe aquilo do guisado, mas estou a morrer de sede.
Neyse, bir baktım... tek başıma Rubülhali Çölü'nün ortasındayım... susuzluktan ölüyorum ama tek damla yok.
Bem, ali estou eu... sozinho, no meio do Quarteirão Vazio... sem água, morrendo de sede.
Susuzluktan ölüyorum.
Estou a morrer de sede. Há água?
Susuzluktan ölüyorum Bayan Emberly.
Seco até aos ossos, menina Emberly.
Susuzluktan ölüyorum.
Estou com sede.
Susuzluktan ölüyorum.
Estou morto de sêde.
Susuzluktan ölüyorum.
Sou um homem no deserto.
Ben susuzluktan ölüyorum.
Estou a morrer de sede.
Susuzluktan ölüyorum.
Estou ressequido.