Sutton tradutor Português
1,119 parallel translation
Bu hafta sonu Sutton Wood'da kamp yaptık.
Este fim-de-semana fomos acampar em Sutton Wood.
Bizi Santon Sarayına götür ve arşınla!
Leve-nos para Sutton Place e prego a fundo.
- Erica Sutton nerede, biliyor musunuz?
- Sabes onde está a Erica Sutton?
Bobby Sutton bir Tanrı.
O Bobby Sutton é um deus.
- Bayan Sutton'un uyuşturucu geçmişi ise- -
Enquanto a Sra. Sutton tem um histórico de drogas...
Bay Murdock, Bayan Sutton- - bunun her dakikasından zevk aldı.
- A verdade é Sr. Murdock, é que a Sra. Sutton gostou de cada minuto.
Jeannie Sutton orada yokmuş.
Ninguém bate certo com a descrição de Jeannie Sutton.
- Jeannie Sutton'ı hatırlıyor musun?
- Lembra-se de uma Jeannie Sutton?
Kansas Sutton'a karşı, 90'lardaki bir cinayet davası.
Kansas contra Sutton, um julgamento por homicídio nos anos 90.
- Evet, ama parmak izi veri tabanında yok. New York Borsasında.
As impressões digitais pertencem a Luke Sutton, negociante de produtos.
Parmak izleri Luke Sutton'a ait. Simsar.
Segundo o registo de entradas, ele entrou pela porta da frente às sete da manhã.
Benim istediğim, Luke Sutton'ın yerini öğrenmemi sağlayacak bir şey.
mas eu só estou à procura de Luke Sutton. - Não faço comentários!
Bu, DNA'nın Luke Sutton'a ait olduğunu ispatlamıyor.
Isso não prova que o ADN pertence a Luke Sutton...
Luke Sutton.
Luke Sutton.
Diş kayıtları kimliği doğruladı.
A ficha dentária confirma a identidade. Luke Sutton.
- Luke Sutton'ın ardında bıraktığı çantada kokain izleri.
Vestígios de cocaína na mala que Luke Sutton deixou para trás.
Yani Luke Sutton en önemsiz sorunu.
Assim, Luke Sutton é a menor das suas preocupações.
Luke Sutton'ın üzerine dökülen hızlandırıcı, kurşunsuz benzin.
O agente inflamável despejado em cima de Luke Sutton, gasolina sem chumbo.
Ve bu barut da Luke Sutton'ın çantasının dışında bulduğumuz nitrat izinin muhtemel açıklaması.
Aquela pólvora pode explicar o vestígio de nitratos que encontrámos na parte exterior da mala de Luke Sutton.
- Luke Sutton'ı tanıyor musun?
- Conhece Luke Sutton?
Bizim davamızda, Luke Sutton kurban, Charles Langdon'ı, yani muhtemel şüphelimizi bulamıyoruz ve mahal de Randall's Island Park.
No nosso caso, Luke Sutton é a vítima, não conseguimos encontrar Charles Langdon, o nosso principal suspeito, e Randall's island Park é o local.
- Luke Sutton'ın dairesinde bulunan yargıtay kararları. Bu,'Buck, Bell'e karşı'davası.
Decisões do Supremo Tribunal encontradas no apartamento de Luke Sutton.
"Beklemektense, cinsi bozuk dölü suçu için idam etmek, ya da geri zekalılığından ölmesine izin vermek, bütün dünya için daha iyidir ; toplum, türlerini devam etmeleri. açıkça uygun olmayanları engelleyebilir, üç geri zekalı kuşak yeterlidir." Luke Sutton şizofrenisine yenilmişti.
"É melhor para todo o mundo que, em vez de esperar executar rebentos degenerados por crimes cometidos ou deixá-los morrer pela sua imbecilidade, a sociedade pode evitar que os manifestantes incapacitados continuem a procriar. Três gerações de imbecis bastam!" Luke Sutton estava a ter uma crise de esquizofrenia.
Luke Sutton ve Paul Stryzewski kardeşmiş.
Luke Sutton e Paul Stryzewski são irmãos.
- Sadece giden mesajlar. Hiç gelen mesaj yoktu, çünkü Charles Langdon yalnızca..
Não havia mensagens de resposta, porque Charles Langdon só existia na cabeça de Luke Sutton.
... Luke Sutton'm zihninde yaşıyordu. - Luke Sutton'ın parmak izini şamdandaki kısmı izle karşılaştırdım.
E descobriste que as impressões digitais de Luke Sutton batem certo com as impressões parciais existentes no castiçal.
Sutton'ın ayakkabılarının altından alınan hızlandırıcı izlerini açıklıyor.
Isso explica o agente inflamável que recolhemos da sola dos sapatos de Sutton.
Luke Sutton üçüncü kuşak bir şizofrendi.
Luke Sutton era um esquizofrénico de terceira geração.
David, bu benim nişanlım, Greg Sutton.
David, este é o meu noivo Greg Sutton.
Sutton Place Radyoloji de çalışıyorum.
Na Sutton Place Radiology.
Teşekkürler, Doktor Sutton.
Obrigado, Dr. Sutton.
Test sonuçlarını kontrol edecektim. Ama diğer bir hastayı kontrol etmem gerekiyordu. Bay Sutton.
Eu ia verificar as suas análises mas primeiro tinha que verificar outro paciente, Sr. Sutton.
Bay Sutton, mide ekşimesi yüzünden buraya geldiğinizde eminim sizi hemen defedeceğimi düşündünüz.
Então, Sr. Sutton, quando entrou com uma dor no peito, aposto como pensava que eu o ia despachar logo.
Bay Sutton'ın evine gitmem ve hak ettiğim "teşekkürü" duymam lazım.
Eu tenho que ir a casa do Sr. Sutton e receber o obrigado que mereço.
Bay Sutton burada yaşıyor değil mi?
Aqui é onde vive o Sutton, certo?
Bay Sutton, umarım kötü bir zamanda gelmedim.
Sr. Sutton, espero que não seja uma má altura.
Bay Sutton kimin umurunda?
Quem é que quer saber do Sr. Sutton?
Bay Sutton, niye burada olduğumu merak ettiğinize eminim.
Olhe, Sr. Sutton, deve estar a perguntar-se porque é que estou aqui.
Bay Sutton, sizi iyileştirdim ama siz bana teşekkür etmediniz.
Sr. Sutton, eu curei-o e você nem me agradeceu.
Diğeri Batı Virginia, Sutton'da.
Outro em Sutton, West Virginia.
Clarke Sutton. 13 yaşında.
- Ventilem.
Bazen babasının izin vermediği şeyleri yapmasına göz yumuyorum.
Como está o outro miúdo, Clarke Sutton? A TAC revelou pneumotórax persistente.
Abby, kar aracı kazası geçiren diğer çocuğun durumu ne? Clarke Sutton'un.
Guia.
Sutton Coldfield'dan onca yol geldiler ve sen onlara bir merhaba bile demeyecek misin?
Vieram lá de Sutton Coldfield e nem recebem um olá?
Terry, bu da Harvey Sutton davasının bir tekrarı mı olacak?
Terry, isto vai ser uma repetição da audiência de Harvey?
Tıpkı Harvey Sutton gibi o da masumdur, Harvey itirafta bulunmuş olsa da.
Como Harvey Sutton era inocente, apesar de confessar.
Bilmek benim, bulmak senin işin.
Cabe-me a mim saber e a ti descobrir. Menina Kelly Sutton.
Haydi, Sutton.
Vamos lá, Sutton.
Kurbanın adı, James Sutton.
A vítima é, James Sutton.
James Sutton, tam da Indiana Jones gibi giyinmiş.
Parece que o James Sutton fez dele próprio, um verdadeiro Indiana Jones.
Shep Sutton, Scott McCormack.
Shep Sutton e Scott McCormack.