English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ S ] / Suçluluk

Suçluluk tradutor Português

2,371 parallel translation
Şimdi suçluluk duyuyorum.
- Agora sinto-me culpada.
Hep önünüze koyuldu ve bundan suçluluk duyuyorsunuz!
Tudo vos foi oferecido, a sentem-se culpados por isso!
Bahsettiğim, suçluluk ya da suçsuzluk değil. Bahsettiğim şey masumiyet.
Sabes, não estou a falar de culpados ou inocentes, só de inocência, sabes?
Belki de suçluluk duygusu devreye giriyordur.
Talvez seja a culpa a intervir.
Ve suçluluk, geleceğini üstüne kuracağın bir köprü değildir.
E culpa... a culpa não é uma boa base para construir o seu futuro.
suçluluk duygusu, kilo kaybetme, intihara ilişkin düşünceler...
sentimentos de culpa, perda de peso, pensamentos suicidas...
Tüm bu suçluluk duygusu ve nefret ve kafanın içinde sıkışıp kalmış o kadar şey var ya...
Toda aquela culpa e ódio... e toda a porcaria que engoliste, mexeu-te com cabeça.
Biz de suçluluk duygusu yüzünden vicdan azabı çektiğini anladık.
Achamos que estivesses com a consciência pesada.
Şimdi ise suçluluk duyan bir fare gibi.
e neste momento sente-se um pouco culpado.
Kendi kendimi tuzağa düşürdüm. Bölünmüşlük suçluluk hissediyorum.
Deixei-me envolver num sentimento dividido, culpado.
Bir dahaki kendi kusmuğumda uyandığımda... senin hakkında da suçluluk duyacağım.
A próxima vez que acordar em vómitos, vou-me sentir culpada por ti também.
Maden suyu şişemi hiç suçluluk duymadan zilzurna sarhoş olabilen sizlere,
Levanto a minha garrafa de água a todos vocês que ainda conseguem sorrir sem se sentirem culpados.
Buna kurtulanın suçluluk duygusu denir.
Chama-se culpa do sobrevivente.
Suçluluk duygusu öldürmez.
A culpa não nos mata.
Kazananın suçluluk duygusu.
Culpa de vencedor.
Ben buna "Kazananın suçluluk duygusu." demiştim.
Chamei de "culpa do vencedor".
Ama bu, ya tamamen başka tür bir suçluluk duygusuysa?
Mas e se fosse outro tipo de culpa?
Hesaba katmadığınız şeyse suçluluk duygusuydu.
Mas não contava com o sentimento de culpa.
- Ve suçluluk duygusu.
- E culpa.
Evet, suçluluk.
Sim, a culpa!
Ama Pete evrendeki en kötü insan olmadığından, ne kadar çabalasa da yaptığı kötü şeyi unutamamış. Profesyonelliğe yakışmayan bu tavrından dolayı hissettiği suçluluk duygusu çok ağırmış.
Mas o Pete não era o pior homem no Universo, não interessava o que fizesse para superar isso, ele não conseguia porque a culpa de ter quebrado a ética profissional era maior.
Sonra, Pete suçluluk duygusunu tam üzerinden atacakken içinden başka bir ses ona yeniden gerçeği hatırlatmış.
Mas então, quando a culpa estava quase vencida, outra voz trouxe-o de volta à realidade.
Onda, öfke, kıskançlık, suçluluk, üzüntü, ve ego vardır. "
Ele é a raiva, a inveja culpa, tristeza e ego.
Suçluluk.
Culpa.
Dinle. Vampir olunca bu suçluluk duygunu güçlendiriyor.
Ouve, o facto de seres vampira intensifica o teu sentimento de culpa.
İşin aslı, işlediği suçları gizlemeye çalışması vicdanındaki suçluluk duygusunun kanıtıdır.
O facto de ter tentado encobrir esses crimes é a prova da sua culpa consciente.
Suçluluk duygusu ya da... üzüntüden, bilmiyorum.
Por culpa ou por tristeza, não sei.
Boşanmayı teklif etti, çünkü sonunu getiremeyecek kadar suçluluk duyacağını biliyor.
Sugere o divórcio, sabendo que culpada não o farias. - Bem jogado, Gary.
Bu suçluluk duygusundan kurtulmak için.
Só para dares continuidade a esse sentimento de culpa.
Bu suçluluk ve ayrıca onlar...
E eles também...
Evet, bu suçluluk.
- Sim, isso é culpa.
Juan Salazar'a yaptıkları için duydukları suçluluk bu. Bir de arkadaşına yapacak olacakları şeyden dolayı duydukları utanç.
Sentem culpa pelo que fizeram ao Salazar e vergonha pelo que vão fazer ao amigo deles.
Bu yüzden duyduğu suçluluk onu yiyip bitiriyor.
E a culpa está a consumi-la.
Korkmuş, suçluluk ve utanç duyar bir durumda.
Ela está assustada, sente-se culpada e envergonhada.
Suçluluk hissetmek istemiyorsun diye seni büyüleyecek değilim.
Não te vou seduzir, só por causa de não quereres sentir culpa.
Benim suçluluk duygum ne olacak?
E a minha culpa?
Suçluluk hissetmek istemiyorsun diye seni büyüleyecek değilim.
Não vou fazer-te esquecer só porque não queres sentir culpa.
Suçluluk duyduğun için mi?
É culpa?
Ya da ameliyat masasında hastasını kaybedip, suçluluk duygusunu atmaya çalışan biri mi?
Ou estás a suavizar a culpa por teres morto um paciente numa operação?
Bütün bu hissettiklerin, öfke, depresyon, acı, suçluluk, bunlar normal şeyler.
Tudo o que você está sentindo : raiva, depressão, luto, culpa...
Suçluluk duygusu olmaksızın dürtülerini özgür bırakıyordu.
Podia dar asas a seu desejo sem sentir-se culpada.
Suçluluk hissinden kurtulmaya çalışabiliriz.
Podemos estar a agir por culpa.
Güc'ün Efendileri Denge, suçluluk duyan kişinin içindedir.
{ \ fad ( 500,1000 ) } O balanço está naquele que enfrente a sua culpa.
Dün gece için niye suçluluk duyayım ki?
Porque que me ia sentir culpada por ontem?
Suçluluk duygusunun davranışlarına yön vermesine izin verirsen başına sadece bela alırsın.
Se você se deixar arrastar por um sentimento de culpa, só vai arranjar mais sarilhos.
Aptalca bir düşünce ile seni kendi çocuğum olarak yetiştirirsem suçluluk duygumu silerim dedim ama aynı onun gibi birini yetiştirmişim!
Vi-a em ti. Estupidamente, pensei que podia aliviar a consciência criando-te como se fosses meu filho, mas tudo o que criei foi alguém igual a ele!
Gidip bir böbrek kap da, suçluluk duygun işe yarasın.
Porque não te vais redimir e lhe tentas sacar um rim?
İnsanı yerinde tutan suçluluk duygusu olmasaydı daha yükseklere erişirdik.
Sem a culpa mantendo o homem em seu lugar, alcançaríamos um plano mais alto.
O konuda suçluluk duyuyorum ama sonra konuşsak olur mu?
Olha, papá, sou eu e tu.
Bu suçluluk.
Isso é culpa.
- Çünkü dün gece için suçluluk duyuyorsun.
Porque te sentes culpada por ontem.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]