Söylüyorsun tradutor Português
15,466 parallel translation
Hiçbir şey olmazken işimizi Nazilere devrettiğin sıra mı söylüyorsun bunu?
Entretanto, não acontece nada e entrega o nosso negócio a nazis?
- Bana yalan mı söylüyorsun?
- Está a mentir?
Uzaylı DNA'sına sahip olduğunu mu söylüyorsun?
Estás a dizer que tens ADN alienígena?
Diğer olasılıkları göz ardı edip sürekli bunu söylüyorsun.
- E continua a dizer isso. Excluindo outras possibilidades.
DNA'mızla oynadıklarını, DNA'mıza ekledikleri bir şeyle bağışıklık sistemimizi çökerttiklerini söylüyorsun.
Disse que estão a mexer com o nosso ADN. Que podem desligar o nosso sistema imunológico adicionando algo ao nosso ADN?
Evet, sana hep onu hatırlattığımı söylüyorsun zaten...
Sempre disseste que eu ta fazia lembrar, por isso...
O zaman neden böyle bir şey söylüyorsun ki?
Então porque haverias de dizer algo assim?
"Heineken reklam panolarından haberin olmadığını mı söylüyorsun?"
"Queres dizer que não sabes dos cartazes todos da Heineken?"
Yalan söylüyorsun.
- Estás a mentir.
Yani birinin üç yıl içinde Başkanı öldüreceğini mi söylüyorsun?
Então estás a dizer que um gajo vai matar o Presidente daqui a três anos?
Yalan söylüyorsun.
Tretas.
Bana bunu niye şimdi söylüyorsun?
Porque é que só ouço falar disso agora?
Bana niye yalan söylüyorsun?
Então, porque me está a mentir?
Öyle söylüyorsun
É assim que cantas
" İşte öyle söylüyorsun
" É assim, quando cantas
Öyle söylüyorsun.
É assim que cantas.
Niye yalan söylüyorsun?
Porque estás a mentir?
- Yani adının... Porto Riko başkentiyle aynı olduğunu mu söylüyorsun?
- Queres dizer-me que o nome dele é a capital de Porto Rico?
Yine yalan söylüyorsun.
És uma mentirosa.
Şarkı söylüyorsun, ha?
Tu cantas, certo?
Kardeşimi sevmediğimi söylüyorsun.
Dizes que não amo o meu irmão.
Yalan mı söylüyorsun?
Estás-me a mentir?
Yalan söylüyorsun değil mi?
Estás-me a mentir, não estás?
Bana yalan mı söylüyorsun çocuk?
Estás a mentir-me, rapaz?
Bu ev sahiplerinin kine karşılık verdiğini mi söylüyorsun?
Está a dizer-nos que estes anfitriões reagem por rancor?
Thomas'ın 1983'te öldüğünü söylüyorsun.
Disseste que o Thomas morreu em 1983.
Bunu bana o kıyafetinle mi söylüyorsun?
Controlo-me? E a tua atitude?
Ben siyah şövalyeim. - Yalan söylüyorsun!
- Eu sou o Cavaleiro Negro!
Yani sen benim bir seçeneğin olmadığını söylüyorsun.
Quer dizer que eu não tenho escolha.
Sende hep Guam'ı söylüyorsun.
É um pouco confuso.
"böyle şeyler atıp tutabilir?" Dedi ki, " Tabiki sen, çünkü yalan söylüyorsun, Kevin.
Cheguei ao ponto de não gostar de sair para despejar o lixo.
Yani hepimizin satması gerektiğini mi söylüyorsun?
Então, está a dizer que vão todos ter que vender?
Bunu kendini ikna etmek için söylüyorsun gibime geliyor Harold.
Parece que estás a tentar convencer-te a ti próprio, Harold.
Neden öyle söylüyorsun?
Porque é que diz isso?
Yani tekrar birbirimize güvenmek zorunda olacağımızı mı söylüyorsun?
Então estás a dizer que nós vamos ter de confiar novamente um no outro?
- Bunu hep söylüyorsun.
Dizes isso, sempre.
Ve daha bir sürü ülkeye ama... Yalan söylüyorsun.
E em muitos mais países, mas...
İnsanlara az konuşmalarını söylüyorsun... Ama sen çok konuşuyorsun.
- Sempre dizes às pessoas para falar menos, mas tu falas a mais...
Açıkca sen çok düşük tonda söylüyorsun
Estás a cantar muito baixo.
O zaman sen yanlış söylüyorsun!
Então estás a cantar noutro tom.
- Neler söylüyorsun?
- Na prisão. - O quê?
Hala insanlara savaşta öldüğümü mü söylüyorsun?
Ainda dizes às pessoas que morri na guerra?
Aynen adamım doğru söylüyorsun.
Isso mesmo. Isso mesmo!
- Doğru söylüyorsun.
Talvez tenhas razão.
- Bunu şimdi mi söylüyorsun?
E só agora falas nisso?
Bana mı söylüyorsun?
Eu tenho?
Aynen öyle. Burada İşbirlikçilerle çalışmanın tek sebebinin bulaşık makinen olduğunu mu söylüyorsun?
Então estás preso aqui a trabalhar para a Ocupação, por causa do teu lava-louças.
Yani bu gerçekliği değiştirdiğini mi söylüyorsun?
Está a dizer que alterou a nossa realidade?
Yalan söylüyorsun.
Não acredito em si!
- Şarkı mı söylüyorsun?
- Vais cantar?
Değiştiğimi mi söylüyorsun?
Está a dizer-me que eu mudei?