Sürün tradutor Português
554 parallel translation
Dikkatli sürün.
Boa viagem.
Salı diğer tarafa sürün.
Até à outra margem.
Kıyıya sürün.
Empurrem para a margem.
Sonra iki elinizle suyu avuçlayın, yüzünüze sürün ve...
Mergulha na água Para a cara lavar
- Bahisleri sürün.
- Façam as vossas apostas.
Bu konuşmanın izini sürün?
Nick? Localiza a chamada, sim?
Beyaz atları gizli yerinize sürün.
Montem os cavalos brancos até ao vosso local secreto.
Tanrı merhametle sizi gözetsin ve sizi manevi rahmet ve lütufla doldursun ki bu hayatta birlikte uzun bir ömür sürün öbür dünyada da sonsuz bir yaşam sürün.
- Com este anel, eu te desposo. _ "Em nome do Pai..." - Em nome do Pai... _ "... do Filho... "-... do Filho... _"... e do Espírito Santo. " -... e do Espírito Santo.
Kanyona sürün onları.
Desça-as para o Canyon.
Dizlerinin üzerine çök, sürün.
Põe-te de joelhos, rasteja.
Sürün gittikçe büyüyor.
A tua manada está a ficar grande.
- Sürün atlarınızı!
Toca a andar!
Pekâlâ, sürün atları!
Vamos! Sigam-me na descida!
Şu atları daha hızlı sürün.
Metam-nos em galope!
Tankları ileri sürün.
- Enviem os tanques alemães. 4 00 : 00 : 30,453 - - 00 : 00 : 32,125 Ataquem!
Sürün umurumda değil.
O seu gado não me interessa.
Hızlı bir şekilde atları batıya sürün.
Cavalguem para oeste, o mais rápido que puderem.
Eğer 64 dolar sorusunu sorarlarsa Komünist Partisi üyesi olduğunuza dair diplomatik dokunulmazlığınızı öne sürün.
Mas se lhe perguntarem se é ou se já foi comunista, deve prevalecer-se da prerrogativa real.
Ormana girdikten sonra, ağaçlara doğru sürün atınızı ve dosdoğru ilerleyin.
Uma vez dentro da floresta, caminhem perto das árvores e avancem sempre em frente.
Sürün! Bir köpek gibi davrandın, onlar gibi sürün!
Rasteje, age como um cão, rasteje como um.
Sürün dedim sana!
Rasteja, disse eu!
Sürün!
Rasteje!
Tek umursadığın şey sığır sürün!
Só lhe interessa a sua manada?
Sürün onları!
Tirem-nas daí!
Onun sürüsünü tepelere sürün ve bizimkilerle birleştirin.
Levamos o rebanho dele até aos montes e juntamo-lo ao nosso.
Sürün bakalım.
Rasteje.
Değneğini almak için biraz sürün.
Rasteje até ele. Ele era um homem, não essa conversa toda.
Onları denize sürün.
Levem-nos para o mar.
Kıyıya sürün!
Encalha-a!
Sürün dediğinde sürünürler.
Dizemos-lhes para andarem de quatro e andam.
Babam ve ben gideceğiz. Siz de gün batana kadar at sürün. Yarın Bumel vadisinde bekleyin.
O meu irmão deve ir com os guerreiros e à noite chegarão ao vale dos búfalos.
Eklemlere keten tohumu ve sirke sürün.
Tente esfregar óleo de linhaça e vinagre nas articulações.
Sürün aptal!
Rasteja, idiota!
Sürün.
Rasteja!
Atık su çiftliğine sürün!
Vão para os tanques de esgotos.
Sürün!
Rastejem! Rastejem!
Pekala, sürün!
Pronto, tragam-nos!
Sürün!
Para a frente!
Sürün!
Façam-nos avançar!
Onları sağ tarafa sürün!
Levem-nos para a direita!
Sen ve Jackie arabayı nalburun oraya sürün.
Tu e o Jackie levem a carroça até ao ferreiro.
Bu yüzden beyler azami yükseklikte uçun ve iyi sürün.
Por isso, cavalheiros... voem à altura máxima e façam bom uso disso.
Dışarı sürün onları!
Jogue-os para fora!
Dikkatli sürün.
Vão com cuidado.
-... onun izini sürün.
- e panhamo-lo a meio caminho.
- Sürün onları Mexico'ya.
Vamos levá-los ao México.
Sürün atları!
Mova estes cavalos!
Sonra... sürün.
Depois... rastejar.
Sürün.
Rastejar.
- Bu senin sürün mü?
- É tudo seu?
- Dosdoğru cehennemin ağzına..... sürün 600 süvariyi!
Para a garganta do Inferno.