Takıldım tradutor Português
2,042 parallel translation
Evet. Bir yere takıldım da.
Sim, fiquei retido.
Takıldım mı az önce öyle?
Estava a ficar bloqueado?
Sanırım onun güvenlik ağlarından birine takıldım.
Acho que dei com uma das suas redes de segurança.
Trafiğe takıldım. Öyle mi?
- Estou preso no trânsito.
Saat 1 : 00'e kadar takıldım. Sonra bayılmışım.
Fiquei assim até à 1 hora e depois perdi a consciência.
Özür dilerim. İşteki bir olaya takıldım.
É um caso do trabalho.
Barda bir saat kadar Ernie'yle takıldım.
Sentei-me no bar cerca de uma hora, para pôr a conversa em dia com o Ernie.
Biraz Masuka ile takıldım ve şimdi de gerçekten olmak istediğim yerdeyim.
Estive um bocado com o Masuka, e depois vim para onde queria realmente estar.
Ayağım takıldı.
- Já te disse, tropecei.
Hayatım, 20 yıldır sapasağlam göğüslere implant takıyorum.
Querida, ando a encher maminhas saudáveis com implantes há 20 anos.
Takılıyordum. Bayıldım.
Estou a brincar, adoro.
Vince, sekiz yıldır Hillridge Lisesi'nin güreş takımını çalıştırıyordu.
O Vince era o treinador do Liceu de Hillridge há oito anos.
- Takımım dağıldı mı?
- Minha equipe acabou?
Takımım yeni dağıldı ve sen bana amigo-şakası mı yapıyorsun?
Minha equipe ainda está quente, E você tenta me recrutar?
Ne demek onlarla değildim? Cehennemden kaçınca peşlerine takıldım.
O que queres dizer com não estavas do lado desses tipos?
Bu takıma bayıldım.
Gosto desta equipa.
Bu takıma bayıldım!
Amo esta equipa!
Eğer 26,000 yıl geriye gidersek son, Sucu takım yıldızlarının içerisinden, Cro-Magnon * insanının gelişimini ve Neanderthal * insanının sonunu görebiliriz. İlk kamp ateşini bulabilir, ve tarihin inanılmaz anlaşmalarını görebiliriz.
Se voltarmos atrás 26.000 anos, da última vez, que entrámos na Era de Aquário vemos o princípio do homem Cro-Magnon e o fim do homem Neandertal, a descoberta do fogo e vemos as incríveis correspondências histórias.
26,000 yılı aşkın bir süredir, bu takım yıldızlar başlangıç noktasına doğru 360 derece döndüler.
Há mais de 26.000 anos, estas constelações giram exactamente 360 graus até voltarem ao seu ponto de partida.
Sanki her akşam buraya takılıyormuşsun suşi yiyormuşsun gibi davran yeterli. Tamam mı? Tamam abi anlaşıldı.
Finge que vens cá todas as noites e comes sushi habitualmente.
Sam, Josh ve Barb Twister yıldızlar takımı adına muhteşem bir galibiyet!
Vitória para a equipe All-Star Twister Sam, Josh e Barb.
Kumandan, Yıldırım takımını çıkarın.
Comandante, avance com o Esquadrão Relâmpago.
Yıldırım takımının geri kalanını hazırlayın.
- Prepare o resto do Esquadrão Relâmpago.
Takımım dağıldı.
A minha equipa desistiu.
Peki takımın tümü mü ayrıldı yoksa sadece sen mi?
A equipa toda desistiu ou foste só tu?
Bir takım daha katıldı.
Mais umas décadas.
Eğer Brooke seninle takıldığımı bilseydi kesinlikle çıldırırdı.
A Brooke passar-se-ia se soubesse que saí consigo.
Biliyorsun işte, Jamie'nin basketbol takımının koçluğunu yapıyorum, Deb'den ayrıldım, bir de Mouth'u bir yolculuğa çıkardım.
Bom, treino a equipa de basquetebol do Jamie, acabei com a Deb e levei o Mouth numa viajem de carro.
Çocukların ve gençlerin takıldığı şu sanal gece kulüplerinden haberin var mı?
Já ouviste falar de discotecas virtuais para miúdos, adolescentes?
Ama kanunlar peşine takıldı mı bunun bir önemi yok.
Não foi ele.
En son ne zaman erkek erkeye takıldığımı, hislerimiz hakkında... -... konuştuğumuzu hatırlamıyorum
Não me lembro da última vez que passei tempo com os rapazes, e falámos dos nossos sentimentos.
Hiç ahırda takıldın mı?
Já passaste algum tempo num estábulo?
Bree, seninle takıldığımda ne kadar az şey bildiğimi ve her şeyi ne kadar umursamadığımı fark ediyorum.
Sabes, Bree, percebo agora que, na altura em que assávamos tempo juntos, conhecia-te muito mal e ainda bem.
Ayrıca birlikte takıldığımızda hep benim ihtiyaçlarım ön plandaydı.
E quando saímos, só falamos de mim.
Bir soru sordum ; ve işim neyse onu yaptım. Bu takımın bir parçası olmak bunu gerektirir. Anlaşıldı mı?
Fiz uma pergunta, e depois executei o meu trabalho, como qualquer membro da equipa é suposto fazê-lo.
Dedektif Burt Kowalski, 2. takım 20 yıldır bu işte.
Detective Burt Kowalski, Segunda Esquadra. Polícia há 20 anos.
Efendim, geçen saat, takımım yere indi ve dağıldı.
Senhor, na última hora, a minha equipa chegou ao local e espalhou-se.
- Takıma katıldığınız için çok heyecanlıyım.
- É emocionado por vos ter na equipa.
Yılın bu zamanında Aslan, Cygnus ve Yay takım yıldızlarını görürüz.
Nesta altura do ano, temos Leão, Cisne, Sagitário...
East takımın heba olur önce oyuncularının ne olduğunu gör geçen yıl bu genc adamın takımı dışarı atıldı bu yüzden gözlerden uzakta teselli buldular bu takım ancak yemek sofrası hazırlar
A equipa do Den está cheia de zombies. Ele ficou com os ex-jogadores do chefe dele... e alguns que foram expulsos pelo chefe Yong. Um bando de perdedores.
- Ayağın mı takıldı?
Tropeçou?
- Takıma katıldığınız için heyecanlıyım.
- É emocionante ter-vos na equipa.
Sorun ne? Radarına bir şey takıldı mı?
Como está o teu radar?
- Takıma katıldığınız için çok heyecanlıyım.
- É emocionante ter-vos na equipa.
Bir engele takıldığınızda beni ararsınız, ben de engeli kaldırırım.
Se encontrarem um obstáculo, ligam-me que removo-o.
Üç spor dalının da eğitimini aldıktan sonra yolculuğuna West Lakefield'in yıldız sporcusu olarak başladı ve 84 döneminin efsanevi Wolves takımının bir üyesi oldu.
Começou como atleta de sucesso no Liceu West Lakefield e como membro da lendária turma Wolves, de 1984, quando se distinguiu em três desportos.
Andromeda Takım Yıldızında yaşanabilir bir gezegen yok ki Nemrut.
Não existem planetas habitáveis na galáxia de Andrómeda, Nimrod.
Takıldı bana, kurtulamadım.
- Não tenho escolha.
Çünkü bazı çocuklar koca burunlu bir elemanın benim nerede takıldığımı bilmek istediğini söylediler.
Porque uns miúdos disseram que um tipo narigudo queria saber por onde eu andava.
- Takıldım.
- Estou presa.
Takıldığım arkadaş grubundan kurtarması olsun- -
E por causa do pessoal com quem andava, isso significa muito.