Talkies tradutor Português
92 parallel translation
- Umarım telsizler de çalışıyordur. - Al bakalım Danny.
- Espero que os walkie-talkies dêem.
Telsiz varsa monitörden izleyerek yardım ederim.
Com walkie-talkies posso ajudar vendo pelo ecrã.
- Telsizler.
- Walkie-talkies.
Ceket, tişört, diş fırçası gibi şeyler alacağız. Hatta walkie talkie de alabiliriz.
Casacos, t-shirts, escovas de dentes, coisas do género, talvez mesmo walkie-talkies.
Evet, walkie talkie'leri kullanabiliriz.
- Podemos usar os walkie-talkies.
Ne olur ne olmaz, telsizlere yeni pil koydum.
Para prevenir, pilhas novas para os teus walkie-talkies.
Krusty the Klown telsizleri!
São os walkie-talkies do palhaço Krusty!
Telefon hatları çalışmıyor.
As linhas de telefone derreteram. Os walkie-talkies podem deixar de funcionar.
Hatırlıyor musun, onlardan bizde de vardı? O küçük telsizlerden. Ah, evet.
Lembras-te quando nos ofereceram os walkie-talkies no Natal?
Yani, 2 teneke kutu ve 1 ipten telsiz yapıp, kullanabilirsiniz.
Podem usar walkie-talkies, duas latinhas e uma corda...
Walkie-talkie'den Kate'i aramamız gerek, tamam mı?
Temos de ligar à Kate através dos walkie-talkies, está bem?
Yani telsizimiz falan yok mu?
Temos walkie-talkies?
Dışarıda sadece kısa dalga radyo ve telsiz çekiyor.
Lá fora só há radioamadores e walkie-talkies.
Hayır, birbirleriyle telsizle konuştukları için tuhaflar.
São palermas porque, na reunião, falavam um com o outro através de walkie-talkies.
Go-kart alanı. Telsiz telefon kullanmak için eğlenceli bir yer.
É um sítio giro para usar os walkie-talkies.
Hepimizin gece gözlükleri olacak, polis radarları ve telsizleri.
Teremos óculos com visão nocturna, um scanner da polícia e walkie talkies.
Cousteau ve ekibi bu fikri icat etmiş. Kasklara telsiz koyma fikri onlara ait. Ama biz bizimkini tavşan kulak antenle yaptık.
O Cousteau e os companheiros inventaram a ideia de pôr walkie-talkies no capacete, mas os nossos têm uma antena especial em cima, para captar música.
Şüpheliler telsiz kullanıyor olabilir. Biliyordum.
- Eles podem usar "walkie-talkies".
Telsizi kullanma.
Não usem os "walkie-talkies".
Bayım, telsizi kapattılar.
Acho que desligaram os "walkie-talkies".
Onların son konuşmasının etrafındaki tüm aktif numaraları kontrol edin.
Queremos os números que saíram deste edifício desde a última vez que usaram os "walkie-talkies".
Telsizle nasıl yapacağını konuşuruz.
Posso-te dizer como deves fazer através dos walkie-talkies.
Walkie-talkie'ler İkimiz içinde!
Walkie-talkies! Para nós os dois!
Güzel görünümlü plastik şampanya kadehlerimiz ve altı kanallı walkie-talkie'lerimiz var. Spor salonunun tüm bölümleriyle irtibat hâlinde olabileceğiz.
Nós temos realmente esfriar-olhando óculos de champanha de plástico e nós também temos seis-canal walkie-talkies assim nós podemos entrar em contato de áudio constante em todos os setores do ginásio.
İşte sırf bu yüzden Walkie-Talkie'lerimi arabamda bırakıyorum. Gerçekten mi?
É por isso que preciso de ter os walkie-talkies dentro do carro.
Hey, kaç tane genç kızın arabasında Walkie-Talkie vardır?
Quantas adolescentes andam com walkie-talkies no carro?
Herkes telsizini kapatsın. Herkes yayınını kessin.
Desliguem os walkie-talkies!
Lütfen telsizlerden uzak durun.
Por favor, desliguem os walkie-talkies.
Hayır, bu yüzden küçük telsiz kullanıyoruz.
Não, temos os walkie - talkies.
Ben bir telsiz aile paketi buldum.
Encontrei um conjunto de walkie-talkies.
Cep telefonu, telsiz, tüm cihazları toplayın.
Vais recolher os PDAs, telemóveis e walkie-talkies.
Telsiz saat aldım.
Arranjei-nos relógio-talkies.
Ola ki bize ihtiyaç duyarsın diye.
E ainda temos "walkie-talkies".
Kapsama alanı dışındayız. Öyle. Telsizleri bu yüzden aldım.
Pois, por isso é que trouxe os "walkie-talkies".
Bütün bunları bir çift volki tolki için mi yapıyoruz?
O que tem isto a ver com um par de walkie talkies?
Elektrik gelene kadar benimle telsizle irtibat halinde olun.
Falem comigo pelos walkie-talkies até a energia voltar.
Telsizimiz var.
Nós temos walkie-talkies.
Onlar telsiz, belki işimize yarar diye düşündüm, göt herif.
São walkie-talkies, pensei que poderiam ser úteis.
Güvenli telsizlerden birini ele geçirmem gerekiyor.
Tenho de conseguir arranjar um desses "walkie-talkies" da segurança. Posso conseguir um.
Bize hiçbir bilgi verilmiyor ve binada ki tüm telsiz telefon, internet ve kablo TV yayınları kesilmiş durumda.
Eles não nos deram nenhuma informação, eles tiraram todas as comunicações Desde walkie-talkies e telemóveis, ao cabo do edifício e Internet.
- Telsizimiz de var.
Temos os walkie-talkies.
Mahalledeki herkesin yeni spor ayakkabıları ve telsizleri olacak.
Agora todo o pessoal do bairro tem sapatilhas novas e walkie-talkies.
Telsiz iletişimi gitti. Kontroller öldü.
Os "walkie-talkies" não funcionam.
O zaman bu telsiz göndermeler falan ne ayak?
Para que toda essa escrotice com os walkie-talkies, então?
Küçükken hep beraber telsizle oynayacağım bir kardeşim olsun istemişimdir.
Quando eu era pequeno, sempre quis um irmão com quem brincar com os walkie-talkies.
Bu telsizle çok zekice olmuş.
Estes walkie-talkies foram uma jogada de mestre.
- Ve telsizler.
- Alguns walkie-talkies.
El telsizleri nerede?
- Onde estão os walkie-talkies?
Üniformalı güvenliklerin telsizi var, değil mi?
Os seguranças têm walkie-talkies, não têm?
Ama masada acil durum telsizleri var.
Mas temos walkie-talkies de emergência no piso.
Telsizler!
Walkie-talkies.