Tavo tradutor Português
14 parallel translation
- Onu Tavo vurmuş olmalı.
- Deve ter sido o Tavo que o matou.
- Tavo nerede?
- Onde está o Tavo?
Tavo dışarıda.
Está lá fora.
Biz "hanya tavo" diyoruz. Anlamı "gönül kızı."
A nossa palavra, "hanya tavo", quer dizer "filha do coração".
Sen benim hanya tavo'msun Christie.
Tu és a minha "hanya tavo", Christie.
Biz "hanya tavo" diyoruz. Anlamı "gönül kızı."
A nossa expressão, hanya tavo, significa "filha do coração".
Sen benim hanya tavo'msun Christie.
És a minha hanya tavo, Christie.
Burada bu kadar boş odamız varken, gelinimin babasının bir kerhanede kalması beni de çok üzerdi.
Ficaria estarrecida ao ver o pai da minha hanya tavo ficar num bordel quando temos muito espaço.
Gelinim, biraz daha farklı düşünüyorum.
Hanya tavo, não penso noutra coisa.
- Hatalarım artık geride kaldı kızım.
Os meus delitos ficaram para trás, hanya tavo.
Ben senin kızın değilim.
Não sou a sua hanya tavo.
İsteklerin hep desteklendi. Christie'yi kızımmış gibi bağrıma bastım. Ve babanı da bu evliliği kabul etmesi için ikna ettim.
Apoiei as tuas escolhas, dei as boas vindas à Christie como minha hanya tavo e convenci o teu pai a aceitar o casamento.