Tavşanlar tradutor Português
639 parallel translation
- Üzerlerine yaylım ateşi açtık tavşanlar gibi kaçıştılar.
Que aconteceu? Disparámos um par de salvas sobre a cabeça deles e fugiram assustados.
Geri kalanımız korkak tavşanlar gibi kaçıyordu. O soğukkanlılıkla dikilip, bombaları fırlattı.
O resto de nós fugia como coelhos assustados, mas o sr. Denham teve coragem para ficar e disparar as bombas.
- Tavşanlarını unutmuş, evrakları unutmuş.
Quando fomos... Esqueceu-se dos coelhos e de todos estes papéis.
- Bay Réaux tavşanları avlıyor.
Senhor Marquês, é em casa do Senhor Réaux. Destroem coelhos.
Tavşanları yok etmek için mi?
Este homem é um achado.
O'na ruhsatımı ve tavşanlarımı göstereceğim ve... "Satmak için iznim var. İyi günler, efendim" diyeceğim.
"Que tens aí dentro?" "Dez coelhos, sou um vendedor autorizado, vendo-os e adeus, senhor"!
Rüzgar kapı ya da pencereleri çarpsa... ayaklarımız titrer, korkak tavşanlar gibi saklanırız.
Quando o vento fecha a porta ou uma persiana, trememos e escondemo-nos como coelhos assustados.
Üzerlerine titriyorum çünkü tavşanlar erkekler gibi kötü niyetli değiller!
Os coelhos não têm más intenções, como os homens. Não é isso, Nedda.
Korkak tavşanlar gibi mi?
Como um punhado de coelhos assustados?
Neden hep mutsuz tavşanlar gibi görünürler?
Por que é que parecem sempre coelhos infelizes?
Sadece tavşanları vuran bir adam için bu silah çok fazla.
É espingarda a mais para um homem que só dispara contra coelhos.
Tavşanlar için biraz ot keseyim.
Vou cortar erva para os coelhos.
Tavada kızartılmayı bekleyen tavşanlarımız var buralarda.
Há coelhos roliços à espera da frigideira.
Ölü tavşanlar yemek yemez.
Os coelhos mortos não comem.
Tavşanlar nasıl doğar?
Como é que os coelhos nascem?
Muhtemelen tavşanları takip ediyordur.
Provavelmente esteja perseguindo coelhos.
Orası tüm Federallerin sıraya girdiği yer değil miydi ve üzerlerine saldıran bir gri üniformalıyı ilk gördükleri yer.. tavşanlar gibi kaçışmadılar mı?
Não foi o lugar onde os Federais estavam alinhados numa fila... e quando viram carregando o primeiro homem vestido de cinza... saíram fugindo como coelhos?
Bay Ackerman Washington'da şapkadan hangi tavşanları çıkarabileceğini bilemez..
O Sr. Ackerman não sabe dos coelhos que se podem tirar de um chapéu em Washington.
Önce tavşanlarımı beslemeliyim.
Vou dar de comer a Abe.
Bizim oralarda tavşanlar var, bundan daha büyükler.
Na nossa terra, há coelhos maiores que isto.
Tavşanlar gibi.
Parece uma coelha.
Bu yıl, kuzumantarlı tavşanları var.. .. ve çocuklar için reçelli ekmekler.
Este ano foi lebre com cogumelos, e crepes com geleia, para os miúdos.
Kovboylar kalan gerçek erkeklerdir ve yabani tavşanlar kadar güvenilirdirler.
Os cowboys são os únicos homens verdadeiros que restam no mundo mas são tão fiáveis como lebres.
Tavşanlar da ayrıca bundan çok memnun kaldılar.
E os coelhos também agradecem.
- Ya da bir tavşanlarına...
- Ou até um coelho bravo. - Sr. King!
Sonraki sene son yağmur Şubatta yağdı. Haziranda ise tavşanlar bile Mesa'den kaçmak için can atıyordu.
Mas no ano seguinte, a última chuva foi em fevereiro, em junho, até as lebres têm o bom senso de saírem de Mesa.
Ve ada tavşanları.
Bem, há coelhos.
Tavşanlar ateş açmaz.
Mas eles não são coelhos.
Ama tavşanları keşke sihirli şapkya geri sokmasaydın, hepsi bu.
Orgulho-me de ti. Só preferia que não recorresses aos teus velhos truques, apenas isso.
Benim pamuk kuyruklu tavşanlarım.
Os meus coelhinhos...
Hayır, bence arkadaşının tavşanları var.
Não. Creio que o seu amigo tem coelhos.
Tavşanlar diyarının kralı,
Rei desta terra de coelhos.
Bu bataklık tavşanları için yalvaracak mısın?
Suplicar por estes coelhos do pântano?
Sadece kelebekler ve tavşanlar.
Só borboletas e coelhos.
Tavşanlar yere bağlı, biraz oynak ve bu bir günlük bir müsabaka.
Os coelhos foram amarrados ao chão, são irrequietos, e este evento dura um dia.
O zaman yakalamadığın tavşanları Bufalo Kadın'a verme.
Então, não os dês à Mulher Lama de Búfalo.
Bu tavşanlar fazla hareket etmesinler diye yere çakıldılar çünkü bu yalnızca bir günlük bir yarışma.
Estes coelhos foram presos ao chão para não se poderem mexer muito... porque esta prova apenas pode durar um dia.
O, tavşanlar için.
É para os coelhos.
Tavşanlar için bir şey.
Algo para os coelhos.
Çocuklar, tavşanlar gibi yok oluyorlar!
As crianças desaparecem como coelhos!
Bostandaki tavşanlar Hoplaya zıplaya oynuyorlar
Coelhos no pomar Brincam e saltitam
Bu hardal tarlasında atlayıp zıplayıp etrafa göz atması..... ve tavşanları bulması gerekiyordu.
Por isso tinha de saltar na mostardeira e olhar em volta muito depressa para ver onde estavam os coelhos.
- Tavşanlarınızı sevdim.
- Gosto dos seus coelhos.
Çay mı? Yaban tavşanları çay içmez ki, sersem.
As lebres não tomam chá, tonto.
- Yaban tavşanları mı?
- Lebres?
- Tavşanlar!
O que é?
- Tavşanları unutmak kolaydır, ne var bunda?
- Os coelhos são fáceis de esquecer.
Tesekkürler, baylar, bu kadar isbirlikçi tavsanlar oldugunuz için.
Muito obrigado por serem coelhos tão cooperantes, senhores.
Keşke tavşanların kadar benim de üzerime titresen!
Gostava de ser apaparicado como os teus coelhos.
Kediler ve tavşanlar
Gatos e coelhos
Ama tavşanlar ürer.
Mas os coelhos multiplicam-se.