Tekme tradutor Português
1,550 parallel translation
- Tekme tokat uygulamayacaksın değil mi?
- Não és bem do tipo de lutador.
Onun yerine kıçına tekme atsam?
E se vos desse antes um chuto nos tomates?
Sanki seni tekme tokat sürüklemişim gibi.
Até parece que tive de te arrastar contigo aos berros!
Tekme topunun dünya serisinde...
É o campeonato mundial de kickball,
Hey, söyle ona... sensiz geçen her saniye hayalarıma bir milyon tekme gibi geliyor.
Agora, diga-lhe... Cada segundo sem ti é como um milhão de pontapés entre as pernas!
Bir araba çalabilir veya kasığıma tekme atabilirsiniz.
Pode roubar um carro ou pontapear-me no meio das pernas.
Kasıklarına içeriden tekme atabilecek bir adamı sinirlendirmek istemezsin!
Tu não queres enervar um homem que te pode dar um pontapé no escroto... pela parte de dentro!
Bazılarınız beni Jen'in düğününde otoparkta Rob'a tekme atarken görmüş olabilirsiniz.
"Alguns devem ter-me visto a pontapear o Rob, no casamento da Jen."
Onun çocuğu benimkine tekme attı.
A filha dela deu um pontapé à minha filha.
Şimdi kıçını bir tekme gelicek.
Essa vai-te fazer ganhar um pontapé no rabo.
Hayalarıma tekme atsın daha iyi.
Porque é que ela não me dá um pontapé nos tomates?
Hayalarıma tekme atsın daha iyi.
Porque é que não me dá um pontapé nos tomates?
Neden doğrudan hayalarına tekme atmıyorsun, ha?
Por que não lhe dás um pontapé nos tomates?
-... şiirler, yazılar... -... kıçına tekme at...
Quando vires o teu namorado a vomitar, a desenvolver um quisto no rabo...
Bu gece birinin kıçına tekme inebilir.
Umas palmadas talvez viessem a calhar.
Ve tekme!
E chuto!
Bana tekme atacağını söylememiştin.
Não disse que me ia dar um pontapé.
Bu arkadaşımdan bir tekme yedim.
Divirto-me imenso com este meu amigo.
Tekme.
Toque de perna.
Gördün ya, bana vurdu tekme attı
claro. Ela bateu-me e pontapeou-me.
- "Kim kıçına tekme yemek ister?" - Evet öyle.
- "Quem quer levar uma tareia"?
Her birimiz garsonluktan bir tekme uzaktayız.
Todos nós estamos à distância de uma lesão para irmos vender hambúrgueres.
Ve sonra nedendir bilmem... davulcuya tekme attım.
e depois, por alguma razão... maltratei o baterista.
Basıncın ne yaptığına bir bak Tekme sırasında bu matkap teli.
Olhe o que ele a pressão fez a esta barra durante o pico.
Bu sadece bir tekme oldu.
Foi apenas um surto.
Sen arasındaki farkı bilmiyorsun Bir tekme ve kahrolası bir patlama!
Sabe o que vai acontecer nos explique!
"Düşen adama tekme atmak için mükemmel"
"ideal para chutar um homem deprimido".
Güzel tekme, dostum.
Belo chuto, pele e osso.
Silahlar, ateş etmek ve kıça tekme basmak.
Pistolas e tiroteios... e dar porrada.
Bir tekme gibi vuruyor.
Até como que levar um pontapé nos tomates.
Hayalarıma tekme attı!
Ele deu-me um pontapé nos tomates!
Hiç tekme hisseden var mı?
Alguém sente os pontapés?
Taşaklarına bir tekme atarım, görürsün göt herif.
Vou dar-te um pontapé nas bolas, idiota.
- Yan tekme.
- Pontapé lateral.
Suratına tekme yemek ister misin?
Queres um pontapé?
Düştüğümde bir tekme de sen atma, Rosemary.
Não me batas quando estou caído, Rosemary.
T.şağına tekme ymek gibi, Charl.
É como um pontapé nos tomates, Charl.
Sola yumruk, sağa tekme!
Soco à esquerda, pontapé à direita!
Sağa yumruk, sola tekme!
Soco à direita, pontapé à esquerda!
- Belki sen düşene tekme atarsın. Ama benim tarzım o değil.
Pode gostar de bater no ceguinho, Kettering, mas eu não.
Tekme at!
Não ataques!
Tekme!
Pontapeia!
Zaman, kıçıma senin bile atamayacağın şekilde kötü bir tekme attı.
O tempo deu-me um chuto maior do que tu aluma vez poderias dar.
Arka koltuğa var gücünle tekme at.
Dá pontapés no banco de trás com muita força. Agora.
Bir sayı gerideydik. Dişlerime o kadar çok tekme yedim ki...
Faltavam 12 segundos, e perdemos por um golo.
Sakın o döner tekme kung - fu saçmalığını yapma.
Nunca faças essa treta dos rotativos.
Manyak, ben kıçına tekme vuramadan korkudan ölüp gidecek.
Aquele idiota preferia morrer a ter que me contar a tara doente dele.
- Bu sabah senin banyonda bana tekme tokat girişen kız mı? - Lisa'yı hatırlıyor musun?
- Lembras-te da Lisa?
Oğluna tekme mi attın sen?
Deste pontapés no teu filho?
Tekme atma!
Pára de dar pontapés!
- Tekme atıyor artık, ha?
- Está a dar pontapés?