Tekne tradutor Português
3,131 parallel translation
Bunun gibi bir tekne ile, körfezden iki günde çıkabilirim.
Com um barco destes, consigo chegar ao Golfo em dois dias.
Şimdi bizim etrafta dolanıp, kafalarımızı dışarı çıkartıp şu tekne ile ilgilenmen için gerekli olan şeyleri getirmemizi isteyeceksin değil mi?
Acho que queres que andemos por aí, com os nossos pescoços de fora, a conseguir tudo o que precisas só para que consigas tirar-nos o barco.
Size bir tekne almak istiyor.
Ele quer arranjar um barco para vocês.
Tekne buraya gelip sağ salim gidince seninle ilgilenilecek.
Sabes isso. Assim que o barco chegar e partir em segurança, tratarão de ti.
Hayır, değilim. Lüks tekne sektörüne girmeleri umurumda değil Frank.
Não me interessa se eles se infiltraram na indústria de barcos de luxo.
Tekne.
É um barco.
Size söylüyorum bir tekne öylece ortadan kaybolmaz. Orada.
Um barco não desaparece do nada.
Broadmoor Ovom bir patlama oldu bulundurma. Biz tekne çesit yapiyoruz.
Vai para o aeródromo, houve uma explosão, algo relacionado com um barco.
Bir tekne var... orada bir tekne ve... patlama,
Há um barco... Houve uma explosão, Havia um barco e... o Carl está...
- Tekne korunmaktadir elektromanyetik alan.
O barco tem una espécie de escudo electromagnético.
Gardener kararsiz ve tekne kahretsin.
Gardener é como o maldito barco.
Biz tekne gelip bu önleyelim geçmise geri aliriz.
A única forma de deter tudo isto, é eu subir a bordo, e enviar o barco de volta.
- Ben onu bulmaya gidiyorum sen tekne yaninda kal burada.
Eu vou encontrar o Carl. Fica aqui e certifica-te que o barco não parta.
On dakika, tekne, kurum için Hepiniz, bir sorun olmayacaktir.
- Não, não vai. Dentro de 10 minutos, este barco, este edifício, e todos vocês deixarão de ser um problema.
Tommy Lee Tekne Gezintisine Çıkar.
Tommy Lee Vai Andar de Barco.
- Benim tekne işi var.
- Eu tenho... Tenho de ir para o barco.
- Dümenciydim. Tekne gider, çünkü herkes aynı yönde kürek çeker.
O barco movia-se porque puxavam todos para o mesmo lado.
Tekne gezintisi gibi.
Como numa viagem de barco.
Kusursuz bir tekne. Deniz de gayet sakin.
E este barco é perfeito e as águas são tranquilas.
Bu program ve bu tekne.
O programa e este... barco...
Tekne güzel. Hava bokmuş.
Bom barco, tempo de merda.
Tekne kiralamak o kadar da zor değil.
- Não é difícil alugar um barco.
- Bizi tekne almayı unuttuğundan olmasın?
- Ora, continuas a esquecer-te de nos comprar um barco.
Bu senin manevi baban. Tekne işinde bana çok yardım etmişti.
Este é o teu Daebu, ele ajudou-me muito quando eu estava no barco.
Ya daha yeni tekne aldım.
Acabei de comprar um barco!
Krallıktan güvenlice çıkman için bir tekne ayarladım.
Providenciei um barco para que saias do reino em segurança.
Hatta bir tekne bile aldım.
Até comprei um barco.
Bir tekne alıp açılırız ve dünyada görülecek ne kadar yer varsa görürüz.
Arranjamos um barco, e navegamos por todo o lado. Exploramos tudo o que o mundo tem para oferecer.
Bu tekne çok güzel!
Este barco é lindo!
Dinle, benim tekne var ya? Onu tamir edeceğim.
Ouça, aquele meu barco, eu vou consertá-lo.
"Daniel, Georgica havuzunda tekne yüzdürerek saatlerini harcardı."
"O Daniel passava horas a brincar com barcos no lago Georgica."
Tekne kazası.
- Um acidente de barco.
İkinci randevuya kadar tekne olmaz dememiş miydim?
Não disse sem barcos até o segundo encontro?
Tekne konusunda konumumu sana abartmış olabilirim.
Posso ter exagerado em relação ao navio.
Tekne konusunda konumumu sana abartmış olabilirim.
Talvez eu tenha exagerado na minha posição quanto ao barco..
Bu tekne seni olman gereken yere götürecek.
Este barco vai levar-te exactamente onde precisas de estar.
Bu o tarz bir tekne.
É esse tipo de barco.
Sahte Bölgesi tekne ile 4 gün yürüyerek 4 hafta uzaklıkta.
Até ao território Sahte são 4 dias de barco e 4 semanas a pé.
Bir tekne ile çarpışıp karaya oturduk.
Um barco ia colidindo connosco. Encalhámos.
Kahrolası tekne bize çarpıp karaya oturttu.
O raio do barco quase nos abalroava e nós encalhámos.
Burası ufak bir tekne.
Oh, é um barco pequeno.
Tekne çalışsa bile bizi, nerede bulacaklarını bilmiyorlar.
Mesmo que o navio ande, não saberão onde nos encontrar.
Bir tekne tutup Bora Bora'ya gideriz, oradan da- -
Compramos um barco, navegamos para Bora Bora e depois... depois...
Tekne hala burada.
O barco ainda está aqui.
Tekne mi?
Barco?
Güzel tekne, kibirli piç.
Belo barco, seu imbecil.
Tekne senin mi?
Este barco é seu?
Hangi tekne?
- Qual deles é?
Burası bir tekne.
É um barco.
Tekne benim değil.
Não é meu.
- Tekne benim değil.
Não é meu.