Temps tradutor Português
117 parallel translation
Toddy sokağı, Hayes Lane ve Strat Temps bölgelerini aramak için Hayes Wharf'ta kara polisine katılın.
Vigie com a polícia... a zona cercada das ruas perto do rio.
Yine Les Temps Modernes'e yazıyorum, kitaplar üstünde çalışıyorum.
Os "Tempos Modernos", como sempre, e os livros.
À la recherche du temps perdu'nün yazarına çatlak diyorsan, dışarı gel.
Se está a chamar ao autor de À la Recherche du Temps Perdu louco, tenho de pedir que venha lá fora resolver isto.
Hatırlayacağınız gibi, her yarışmacı Proust'un A La Recherche du Temps Perdu'sunun kısa bir özetini yapacak. Bir kez mayo, bir kez de gece elbisesiyle.
Como se lembram, cada concorrente tem de dar um breve sumário do livro de Proust, A La Recherche du Temps Perdu, uma vez em fato de banho e outra em vestido de noite.
Unutmayın, bu akşam her yarışmacının A La Recherche du Temps Perdu'yu özetlemek için azami 15 saniyesi var.
Lembrem-se, cada concorrente desta noite tem um máximo de 15 segundos para resumir A La Recherche du Temps Perdu.
- Lancelot Vadisi, Passe-Temps yakını.
No vale de Lancelot.
Ve bazen de L'Air du Temps.
E às vezes põe L`Air du Temps.
Jo bize "Kiraz zamanını" söyle.
Jo, cantas para nós "Le temps des cerises"?
laissez les bons temps rouler.
Bem, laissez les bons temps rouler.
Bon Temps'deydi, zaten biliyordur.
Isso era nos bons tempos. Ela já sabe.
Şu var ki... Bon Temps'de yaşadığım tüm yıllar boyunca tam hatırlayamıyorum ama iki ya da üç cinayet oldu.
No entanto, em todos os anos que vivi em "Bon Temps", não me lembro de mais de dois, talvez três assassínios.
Ailesi Bon Temps'e ilk yerleşenler arasında ve kendisi de Sivil Savaş'ta Louisiana'yı cesurca koruyanlar arasında.
A sua família foi uma das primeiras a criar raízes em Bon Temps e ele lutou bravamente por Louisiana, na guerra pela independência Sulista.
Bon Temps'in saf kan evlatlarından ve burayı inşa edenlerden birisi olan kişiyi selamlayalım.
Vamos dar as boas-vindas a um dos primeiros filhos de Bon Temps, de regresso à cidade que ele ajudou a construir.
Bon Temps de onun 15 kilometre güneyinde.
Bon Temps fica 16 Km a Sul daí.
Bon Temps söylediğiniz kadar yakınsa yakında onları göreceğim. Ve birlikteliğimizi lekelemek istemiyorum.
E se Bon Temps é tão perto como diz, então vou vê-los brevemente e não quero adiar o nosso reencontro.
Jason Stackhouse, Bon Temps'dan mı?
Jason Stackhouse de Bon Temps?
# Laissez les bon temps roulez #. .Haydi an eğlence anıdır.
Que venham os bons tempos.
# Laissez les bon temps roulez #, bebeğim.
Que venham os bons tempos "baby"!
- Bon Temps'dan birisi gibi mi?
- Alguém de Bon Temps?
Bon Temps'da, tamamen aynı.
Em Bon Temps, para ser exacto.
Ama şey yapabilirim Bon Temps'daki şerife fakslayabilirim.
O que posso fazer é... mandar um fax ao Xerife de Bon Temps.
Tabii, New York ve Washington dura dura teröristler Bon Temps'a saldıracak.
Não, porque depois de Nova Iorque e D.C., os terroristas vinham directamente para Bon Temps!
Karşınızda refahı bulma yolunda ilerleyen Bon Temps'ten Jason Stackhouse. Vay be!
Este é o Jason Stackhouse da estrada da paz em Bon Temps.
Bon Temps...
Bon Temps.
Cennet gibi. Bon Temps.
É como o paraíso, Bon Temps.
Bon Temps otuz kilometre uzakta.
Bon temps está a quase 40 Km de distância.
Haydi Bon Temps'e geri dönelim.
Vamos escapulir-nos para Bon Temps agora mesmo.
Yola çıkmadan Bon Temps'dan aldım. Arabanın içi çok sıcaktı.
Comprei-as em Bon Temps antes de sair, mas estava muito quente no meu carro.
Sookie Stackhouse.
Sookie Stackhouse... De Bon Temps?
Ona gerçekten değer veriyorsan şu anda onu alıp arabana atlar ve güneş doğmadan doğruca Bom Temps'e yollanırsın.
Se, realmente, te preocupas com ela, vais levá-la para o teu carro, imediatamente, e voltar para Bon Temps antes que o Sol nasça.
Sen Bon Temps'in yıldızıydın.
Em Bon Temps eras uma estrela.
Bon Temps'deki herkes ne yaptıklarını bilmemelerine rağmen tutuklanıyor.
Parece que todas as pessoas em Bon Temps estão a ser presas, mas não sabem o que fizeram.
Bill, Bon Temps'te ciddi anlamda ters bir şeyler var. - İçime doğuyor.
Bill, há algo muito errado em Bon Temps, consigo senti-lo.
Bon Temps'te mi?
Em Bon Temps?
Hadi, Coby. Sizi Bon Temps'a geri götürelim.
Vou levar-vos de volta a Bon Temps.
Baküs perileriyle ilgili her şeyi anlattıysanız Bon Temps'a dönmem için izin verin.
Se me disse tudo sobre as ménades, dê-me autorização para regressar a Bon Temps.
Onu öldüremeyeceksem, Bon Temps'dan ayrılmasını nasıl sağlarım?
Se não posso matá-la, como a faço deixar Bon Temps?
- Bon Temps mezarlığında.
- No cemitério de Bom Temps.
Burası benim memleketim olduğu için Bon Temps'a döndüm.
Regressei a Bon Temps porque é a casa dos meus antepassados.
Bon Tempslılar belki de benimle aynı fikirde değildir.
Os cidadãos de Bon Temps podem não concordar.
Bon Temps'a.
Para Bon Temps.
O beni Bon Temps'a göndermedi.
Ela não me enviou para Bon Temps.
Hayır, Bon Temps'a dönmek zorundayım.
Não, tenho de voltar para Bon Temps.
İlgini çektiği sürece adım " Bon Tempslı kız, öyle mi?
Para ti, o meu nome é : " Aquela Miúda de Bon Temps?
Bon Temps'taki hayatımı bıraktım.
Deixei para trás a minha vida em Bon Temps.
Bon Temps'a ne zaman dönmek istersin?
A que horas queres regressar a Bon Temps?
Şeyden beri, Bon Temps'daki en iyi kollara sahip insan senden beri.
Diz-se que tem o melhor braço de todos os putos de Bon Temps desde desde os teus tempos.
Sonra Bon Temps'ın yerel bölgelerinden bulmaya başladın.
E depois começaste a provar o sabor local de Bon Temps.
Bu gece Bon Temps'a nasıl geldin?
Como vieste parar a Bon Temps esta noite?
Bon Temps'tan ne kadar çabuk ayrılırsan o kadar mutlu olacağını düşündüm.
Calculei que quanto mais cedo saísses de Bon Temps, mais feliz ficarias.
Bon Temps Donanım.
Equipamentos Bon Temps.