Tendo tradutor Português
5,077 parallel translation
Nolan baş masada otursun derim çünkü beni minbere o götürecek.
Gostaria de sentar o Nolan na mesa principal, tendo em conta que ele vai levar-me ao altar.
Gloria cemiyetten çıkmayı seçse de kaybı duyulacaktı.
Mesmo tendo ela escolhido sair da comunidade, a sua perda será sentida.
Bu nedenle, yalnız çalışan, başkalarıyla az etkileşimi olan biri.
Consequentemente, gosta de trabalhar sozinho, tendo mínimas interações com os outros.
Kanatlara sahip olarak tasvir edilmişler, bazen yüzlerinin gagalı bir kuşa benzediği tasvir edilmiş. Ayrıca insan gibiler. Kasları olan dev varlıklar, kanatları ve kol saatine benzer şeyleri var.
Os Anunnaki, também os podemos vêr em diferentes esculturas ou sêlos cilíndricos onde estão descritos como tendo asas, por vezes até têm rosto de pássaros com bico, mas também são muito semelhantes aos humanos.
o da bir gemi inşa etti, ailesi ile birlikte kendisini selden kurtardı. Bu sadece bir tesadüf mü?
Ziusudra, que também sobreviveu ao dilúvio, tendo construído uma arca e conseguindo salvar parte da sua família.
Ancak birçok araştırmacı sıradışı olayların ve hikayelerin, temeli olduğu görüşünde. Ama dünya dışı kökenli!
Mas muitos pesquisadores vêem relatos e histórias bíblicos como tendo um fundamento real, mas de origem extraterrestre.
Yani... bu düğünde ne başarmaya çalışacak olduğunu düşünürsek, "B" planından zarar gelmez.
Bom... tendo em conta o que estás a preparar para o casamento, ter um plano B não é má ideia.
Buna inanmakta zorlanıyorum, çünkü beni çok az tanıyorsun.
É-me difícil acreditar nisso, tendo em conta que mal me conheces.
Sürpriz değil, senin de onun durumunda olduğunu bildiğimden. Mm.
Não me surpreende, tendo em conta que em tempos foste a "outra".
Nerede olduğunuz düşünülürse şaşırmadım.
Não me admira, tendo em conta onde estão.
Bay McKibben hakkında tutuklama kararı bulunduğundan, online bahis hesabına kişisel bilgilerini girmeye hevesli olduğunu sanmıyorum.
Tendo em conta os mandatos de prisão do Sr.McKibben, é improvável que ele tenha colocado as informações necessárias para abrir uma conta de apostas online.
İskoçya'nın Portekizle olan bu sorununun çözümü ve bir diplomatın hatalı idamının engellenmesi için oynadığı rolün ışığında, bizim İngiltere ile savaşa girmemizi önledi, aynı zamanda müttefiki Fransa'yı önemli bir utançtan kurtarmış oldu.
Tendo em conta o papel da Escócia na resolução dos seus problemas com Portugal e impedindo a execução errónea de um diplomata, não só mitigámos uma guerra com a Inglaterra, mas também afastámos a nossa aliada França de um embaraço significativo.
Kavgayı ben başlatmamış olmama rağmen bitirmek zorunda hissettim.
Mesmo não tendo começado a luta, senti-me obrigada a terminá-la.
Galiba konu baban olunca kabuğuma çekiliyorum.
Suponho que quando se trata do teu pai, tendo a isolar-me.
Dr. Watters'ın dava bittikten sonraki halini ve ne yaptığını mazeretim olmadan görmeyi çok isterdim.
Gostava de ver como está o Dr. Watters, mesmo não tendo desculpa, já que o caso foi encerrado.
Bir galibiyet Dodgers'ın Ulusal Lig Şampiyonluğu'nu perçinleyecek, Yankees zaten Amerikan Ligi'ni sağlama almış durumda.
Uma vitória, e os Dodgers garantem o título na Liga Nacional, tendo os Yankees conquistado já o título na Liga Americana.
Neticede Ben, onunla evlendi. Bu durum kızın ofisteki her erkeğe sakso çektiğini düşünürsek oldukça şaşırtıcıydı.
O Ben acabou por casar com ela, o que foi bastante surpreendente tendo em conta que ela fez um broche a cada indivíduo do escritório.
Clark, Bölge Şerifi'dir ve Selma'da kontrol ettiği yer, Adliye Bölgesi'dir. Göz önünde tutarak konuşursak tanımlanmış çatışma alanına yaklaşacak sorunsuz yollarımız olur.
O Clark é o Xerife do condado, e a única coisa que ele controla em Selma é o tribunal do condado, por isso, tendo isso em consideração temos claros métodos de abordagem para uma zona de batalha definida.
Nasıl saklamayı başardın. Çok çabuk kaybedersin?
Como conseguiu guardar tendo perdido tantas outras coisas?
Karanlık Peru'da bizi ziyaret eden kişi. Kapım size her zaman açık demişti.
Visitou-nos nas profundezas do Peru tendo dito que éramos bem-vindos.
Kitap teliflerim olmasa Mort yıllar önce işini kapatabilirdi. Paul da zamanında gelmese.
O Mort teria perdido o negócio há anos, se não fossem os meus direitos de autora, e tendo o Paul vindo quando veio.
Bu yüzden... üzgünüm ama motorlarınıza binip bu alandan ayrılmanızı istemek zorundayım.
Tendo isso em consideração, lamento, mas vou ter de vos pedir que peguem nas vossas motas e saiam destes lugares.
Yaratığı ne kadar zamandır avladığınızı düşünerek...
Tendo em conta o tempo que persegue a criatura...
Kafasının etrafında büyüdükleri hâlde mavi olmaları tuhaf.
" Tendo crescido em volta da sua mente, é estranho que tenham que ser azuis.
Az önce gördüklerime dayanarak, muhtemelen hayır.
Tendo em conta o que vi... Provavelmente não.
Hesaplarımın senin idare ediyor oluşun bile korkmama neden oluyor.
Assusta-me muito, mesmo tendo-te a ti a tratar das minhas finanças.
Kaçımızın... Kaçınızın burada olduğunu düşünülürse 315 vaka çok da mühim görünmüyor. - Bu saçmalık!
Há meio milhão de gays na nossa zona, 315 casos não parece muito alto, tendo em conta quantos de nós...
Bu kazadan dolayı hafızanla ilgili bir takım sorunların var.
Um acidente grave que prejudicou sua mente. Tendo problemas para se lembrar de coisas.
Çocuklarla uyuşturucuyu daha sorumlu almaları konusunda konuşmaya çalışıyorum.
Tendo elucidar os miúdos para consumos mais responsáveis.
Yani onu tabii seviyorum, harika bir anne ama her zaman eğer bir bebeğim olursa tüm hayatımı işgal edecekmiş gibi hissettim.
Adoro-a, é uma mãe óptima. Mas sempre achei que, tendo um bebé, ele se encaixaria na minha vida.
Birşey iyiken, sonradan kötüye bile gitse, numara yapmaya geri dönemezsin.
Quando foste feliz, mesmo tendo corrido mal, não dá para voltar atrás e fingir.
Bu saldırının ülkemin mutlak sularına bir mil uzaklıkta gerçekleştiğini düşünürsek bu başarısızlıktan fazlası.
Tendo em conta que este ataque ocorreu a uma milha das águas soberanas do meu país, é um pouco mais do que isso.
Evi terk ettiğimde, babamın yüreğine iniyordu neredeyse. "New York sırtını Tanrıya dönmüş bir yerdir." "Dışarıda çok dikkatli olmalısın, küçük hanım."
O meu pai ia tendo um enfarte quando saí de casa, disse, "Nova Iorque virou as costas a Deus e é bom que a menina tenho muito cuidado".
Öyleyse bu durumda ellerimiz şeyimizde gezmektense ortalığı temizleyelim.
Tendo isso em conta, devíamos limpar isto, em vez de ficarmos aqui especados de pila na mão.
Terry, senin o inanılmaz zekanla çoktan oynadığımız oyunun ne olduğunu çözeceğini sanıyordum.
Terry, com a sua inteligência e tendo sido procuradora, pensei que já tinha percebido qual era o jogo.
Ronan'ın tek yapması gereken Taş'ı gezegenin yüzeyine saplamak ve bom!
Se o Ronan chegar à superfície tendo na sua posse a Pedra.
Endişelenecek bir şey olmasa bile.. .. dikkatli olmak zorundayım.
Preciso ter cuidado, mesmo não tendo motivos.
Zenginliğin ve kaygısız bir yaşam tarzının göz boyaması olmadan beraber adada geçirdikleri zaman içerisinde... Basit bir şeyin farkına varmışlar. birbirlerini gerçekten de sevmediklerini anlamışlar.
Tendo passado numerosos dias juntos sem as distracções da riqueza e um estilo de vida efémero, chegaram à simples conclusão, que não gostavam particularmente um do outro.
Birçok kez kendisi de hiçkimseye güvenilemeyeceği yönünde sözler söylemişti.
Tinha sido citado em várias ocasiões como tendo dito que ninguém é de confiança..
Bugün ihanete uğradığım, avlandığım dondurucuya hapsedildiğim, aynı uçaktan iki kere atıldığım düşünülürse..
Bem, tendo em consideração que hoje já fui traído, caçado... trancado numa arca de refrigeração. Ejectado duas vezes do mesmo avião.
Doğrusu, gecenin tamamını düşününce olan en kötü şey o değildi.
Para ser sincero, tendo em conta a noite toda, não foi a pior coisa que aconteceu.
Biliyorum felç geçiricem.
Eu sei que estou tendo um infarto
İlişkisi olduğunu...
Que estava tendo um caso,
Senin gibi insanlarla birebir görüşebilmek için her saniye kuyruk olunması gerektiğini sanıyordum.
Acho que sempre pensarei em pessoas como você tendo... Coisas para fazer em cada segundo do dia... Várias reuniões com pessoas importantes.
2014 NFL Draftı'nda birinci sırada Cleveland Browns Ohio State'ten orta savunucu Vontae Mack'i seçiyor.
Tendo a primeira escolha do "NFL Draft" de 2014, os "Cleveland Browns" escolhem Vontae Mack, "linebacker", Ohio State.
2014 NFL Draftı'nda Arizona Cardinals dördüncü sıradan Georgia Tech üniversitesinden köşe savunucusu Robert Starks'ı seçiyor.
Tendo a quarta escolha do "NFL Draft 2014", os "Arizona Cardinals" escolhem Robert Starks, "cornerback", da Georgia Tech.
Bayıldı ve korkunç bir sarsıntı içinde.
Ela desmaiou e... e ela está tendo terríveis convulsões.
Arturo Garcia sadece 66 kilo gözüküyor.
Arturo Garcia aparece na lista como tendo apenas 67 quilos.
Şimdi, bu yeni girişimini göz önünde bulundurursak ve domuzların kapını çalmasını istemediğinden emin olduğum için fiyat artmıştır.
Então, tendo em conta esse teu novo negócio e o facto de não quereres os chuis a baterem-te à porta, o preço acabou de aumentar.
Merak ediyordum da işlerin gidişatını göz önüne alırsak...
Perguntava-me tendo em conta como as coisas têm corrido...
- Yalan olsa da.
- Mesmo tendo mentido?