Terminal tradutor Português
1,577 parallel translation
Vav, Terminal Kulesi. Burası çalıştığım yer.
Ali é a torre onde eu trabalho.
Otobüs garında olacağım.
No terminal de autocarros.
- Terminalin girişinde solda olacak, seninle orada temas kurulacak.
À tua direita, ao entrares na terminal, o espia contactará contigo.
- Terminal 3, D 69 Kapısı.
Terminal 3. Porta D-69.
Rehineleri terminal binasına götürmelerini söyle.
Sim. Diga-lhes que levem os reféns para o edifício do terminal.
Evet, tamam, önceki haberimizi düzeltiyoruz. Şu anda doğrulandı, L.A. havaalanındaki patlama gelen yolcu salonunda olmuş, giden değil. 6. terminal ile...
Sim... certo... gostaríamos de corrigir uma notícia anterior está agora confirmado que a explosão na LAX foi na zona de chegadas e não de partidas, entre o terminal 6 e...
Hangi terminal?
- Em que terminal?
Programımızdaki gibi terminal dörde.
No que me tinham dito, terminal 4.
Tamam mı? Evet. 31 numaralı kapıya güvenlik gönderin. Hemen.
Precisamos da segurança no terminal 31, agora.
Merhaba memur bey, otobüs merkez bulabilirim?
Olá, agente? Onde encontrar terminal de autocarro?
Dürüst olmak gerekirse, otobüs terminalini özlüyorum.
Para ser franco, falhei o terminal de camionagem.
Otobüs terminalinden.
Terminal dos autocarros.
T.P.! ( Terminal Polisi )
PAPD!
O muhtemelen terminaldedir.
Ele provavelmente continua no terminal de camionagem.
Terminal Polisi.
Polícia portuária.
Terminal polisiyiz!
PAPD ferido!
Arkadaşlar, moloz yığının tam ortasında yaşayan iki tane terminal polisi bulduk.
Rapazes, tenho 2 polícias portuários encontrados no meio dos destroços.
Otobüs terminalinde bizi bekliyorlar.
Querem que vamos ter com eles no terminal de camionagem.
Terminal polisleri.
São polícias portuários.
Sadece saat 7.00'de King County Terminali'nde ol dedi.
Disse apenas para estar no Terminal de King County às 07 : 00.
Yapısal işlemler ve kopyalama için Terminus'a dönmen lazım.
Tens que voltar para o Terminal para trabalho de estrutura e réplica.
Arkadaşım, teneke adamlardan birinin üzerine bir yük kapısı düşürmüştü. Hurda yığınında çizik bile yoktu. Arkadaşım Terminus'a gönderildi.
Um amigo meu, uma vez deixou cair uma carga em cima de um Cog... e a pensar em todos aqueles milhões estragados... foi enviado para o Terminal... nunca mais ouvi falar dele.
Terminus'ta kim bilir ne yapıyorlar?
Quem sabe o que é que fazem lá em baixo... Terminal.
Terminus'a götürülerek Heyet seni salana kadar orada hapis kalacaksın.
Serás levado para o Terminal onde serás encarcerado até ao momento em que o conselho decida libertar-te.
Bütün gücünüzü Terminus'taki çalışmalarınıza vermelisiniz.
O vosso trabalho no Terminal precisa de todas as vossas forças
- Terminus'ta.
No Terminal.
Terminus'a gidersem öldüm demektir.
Iremos para o Terminal... mortos.
Terminus Android Araştırma Laboratuvarı
Laboratório de Pesquisa Andróide do Terminal
Bütün gücünüzü Terminus'taki çalışmalarınıza vermelisiniz.
O vosso trabalho no Terminal é requerido para vos fortalecer
Delacroy'un jeti özel bir hava terminalinde bekliyor.
Deve ser paga pelo seu trabalho. A Delacroy tem o jacto à espera no terminal privado.
BWI özel terminaline. Orada bir uçak var.
Vai para o terminal privado BWI.
Havaalanındaki özel terminal mi?
Ok? Terminal privado no aeroporto?
Teröristler, Los Angeles'taki Ontario Havaalanı'nın ana terminalinin kontrolünü ele geçirmişler.
Terroristas controlam o terminal principal do aeroporto Ontario.
Derek terminalin içinde.
O Derek está no terminal.
Terminalde bir sorun var.
Há um problema no terminal.
Emrimle birlikte, kuzey geliş kapılarından hücum edecekler.
Por indicação minha, vão invadir pela entrada norte do terminal.
Terminalin planlarını getirin.
Dá-me a planta do terminal.
CTU'nun şimdiye terminale saldırmış olması gerekiyordu.
A CTU já deveria ter cercado o terminal a esta hora.
Az önce, Ontario Havaalanı ana terminalinde başka bir rehinenin idam edildiğini doğrulayan bir yayın aldık.
Acabamos de receber imagens, confirmando que outro refém foi executado dentro do terminal principal do aeroporto.
Biliyorum, anladığım kadarıyla Başkan Logan en kısa sürede terminale girmemizi istiyor.
Eu sei. Sei que o presidente Logan quer que entremos no terminal o quanto antes.
Kabul etmeliyim ki, bizzat gözden geçirmediğim, adamlarını terminale göndereceğin bir operasyon hakkında konuşurken kendimi biraz rahatsız hissettim.
Mas devo admitir que me senti um pouco desconfortável ao falar de uma operação que não supervisionei pessoalmente. Portanto, antes de mandar os seus homens entrarem no terminal, gostaria de ver o plano.
Evet, bize, terminalin içindeki yerini söylemeye çalışıyordu.
Sim, ele estava a passar-nos a sua posição dentro do terminal. Não, não estava.
Terminalin geri kalanı temiz.
O resto terminal está vazio.
Anladığım kadarıyla Başkan Logan en kısa sürede terminale girmemizi istiyor.
Tem a noção que o Presidente Logan quer que entremos no terminal o mais rápido possível.
Derek terminalin içinde.
O Derek está dentro do terminal.
Verdiğin ipucunu izleyince, Curtis, terminalin yanındaki bir hangarda çok az miktarda izine rastladı.
Seguindo a sua pista, o Curtis encontrou alguns sinais num hangar adjacente ao terminal.
Oraya varınca, terminalin önündeki park yerine gitmeni istiyorum.
Quando chegares lá, quero que vás para o parque de estacionamento em frente ao terminal.
Teğmen Hasso Schaeffer. Berlin Garnizon Komutanı.
TERMINAL AÉREO DE TEMPELHOF RECOLHA
Belki arada bir Kirk ve Andy'yi de davet ederiz.
Doença Terminal
- Terminal polisi.
- PAPD.
Terminalin etrafını kuşattık.
Protejam o terminal.