Teste tradutor Português
12,708 parallel translation
Bir laboratuvara gidip o olduğumu söylemem için bana on bin dolar önerdi. Onun ehliyetini gösterip bir DNA testine girecektim.
Ofereceu-me 10 mil dólares para ir a um laboratório, dizer-lhes que era ele, mostrar-lhes a carta dele e fazer um teste de ADN
- Dün gece, Tim Wagner'ın DNA testinden neden kaçındığının sebeplerini araştırdım.
Pensei por que razões o Tim Wagner não quereria fazer o teste de ADN.
Daha dikkatli biri olan ikinci ikizi bunun bir babalık testiyle ilgili olduğunu düşündü.
O segundo gêmeo escrupuloso achou que seria um teste de paternidade.
Cudlow'un üstündeki DNA'nın onun olduğunu bildiği için işi ağırdan alıp teste onun yerine girecek bir benzerini aradı.
Sabia que o ADN encontrado no Cudlow era dele portanto empatou até arranjar um sósia que fizesse o exame por ele.
Wagner'ın yerine DNA testine girecekti.
Ia fazer o teste de ADN pelo Wagner.
Citadel'in HL-7 testini hatırlıyorum yıllar önce çok gizli yetkiler için girmiştik.
Lembro-me do teste da Citadel HL-7 quando éramos da secreta há anos atrás.
Hayatımda hiçbir sınavdan kalmadım.
Nunca chumbei num teste.
Sam Hanna sınava girmeyecek.
O Sam Hanna não vai fazer o teste.
Cidden hayatında hiçbir sınavdan kalmadın mı?
Tu realmente nunca chumbaste num teste?
- Bu bir sınav.
- É um teste.
Sınavdan kalacağım için mutluyum, tamam mı?
Fico feliz de ser o escolhido para chumbar no teste, está bem?
- HL-7 testi.
- O teste HL-7.
- Testi geçtiniz diyorum.
Estou a dizer que passou no teste.
- O sınavı geçmiş olamam.
Não há como eu ter passado aquele teste.
Citadel'in bize yaptığı HL-7 testi...
O teste HL-7 que a Citadel nos deu...
İnsan kendi HL-7 testinden kaç alır diye düşünüyor, değil mi?
Faz-te pensar quanto é que ela tirou no próprio teste, não faz?
Bunca yıldır bu aptal testi yapıp da acaba HL nedir diye sormaman çok ilginç.
Interessante, Administra esse teste parvo há anos e não se incomodou em se perguntar o que é que o "HL" significa.
- Öncelikle o hazırlıksız sınavdı.
- Primeiro, foi só um teste.
İstersen babalık testi yaptırabiliriz.
Se preferir, podemos fazer um teste de paternidade.
Tekrar söylüyorum, doktor şerefini aşağılamadı. Sadece prostatını kontrol etti.
Outra vez, o médico não insultou a tua honra, só te fez o teste à prostata.
Esposito'ya doğruyu söylemelisin... Testi onun geçip senin geçmediğin için yaralandığını ve kıskançlık ettiğini söyleyeceksin.
Tens que dizer a verdade ao Esposito, que estavas magoado e com inveja por ele ter passado no teste e tu não.
Bu bir sınavdı ve o da sınavı geçemedi.
Foi um teste, e ela falhou.
Adamı bilardo ıstakasıyla ölümüne dövdüğünde onun sınavını geçmemişsindir belki?
Já pensou que talvez tenha sido o senhor a falhar o teste quando quase espancou um homem até à morte com um taco de bilhar?
Eğer bir daha şaşırmış bir ifade takınırsa kıçına tekmeyi yediğinde asıl testi görecek.
O teste vai alterar se ele fizer outra careta, vai ver o meu pé a voar ir direito ao rabo dele?
Yapar. Adli tıptan rapor geldi.
Os teste de perícia já chegaram.
Yedek Subay Aday Okulu testinden iki kez kalmış.
Falhou no teste da EE duas vezes.
- Louis üzerinden DNA testi yaptık.
Fizemos um teste de ADn ao Louis. Eu estou bem.
Tamam ama bunu kanıtlayan test var mı ki?
Mas existe algum teste para provar isso?
- Gram-stain sonuçları gelene kadar tamamen temiz sayılmazsın.
- Não vão libertar-te, até o resultado do teste de coloração de Gram.
Kan testi yapın.
Teste o sangue dele.
Basit bir kan testi.
É um simples teste sanguíneo.
Testin yapılmasını savunacak taraf savcılık.
A acusação tem de provar a relevância deste teste.
Nate yapmadıysa masumluğunu kanıtlamak için kan testini kabul etmeliydi.
Se o Nate não fez isto, ia querer o teste para provar a inocência.
"Bayan Lahey'nin kan testinde sekobarbital yahut benzeri ölümcül ilaç izine rastlanmamıştır."
"O teste não encontrou vestígios de secobarbital ou de outra medicação potencialmente letal."
Yapılan testler heterozigosite eksikliği gösteriyor.
O teste mostra uma perda de heterozigotia.
Jenna yeterince test değil sanki.
Ele vai colocá-lo num tapete para um teste de stress. Como se a Jenna não fosse um teste suficiente.
- Bir sınav, öyle mi?
Um teste, é?
Her ne ile sınava tabi tutacaksan, inan bana benim için hiç sorun değil.
Seja qual for o vosso teste, acrediteis... tenho estofo para isso, amor.
Süper Max tat testi.
Teste ao sabor da Super Max.
Teste devam et tatlım.
Concentra-te no trabalho, querida.
O zaman testi kolayca geç ve adamla evlen.
Então, passai no teste e casal com ele.
- Testi çok zor yaptık belki de. - Fark etmez bence.
Talvez a gente tenha dificultado muito o teste.
Henüz bir tehlike yok ama kesin sonuç için kahve içmelisin.
Ainda não há alarmes, mas o teste mais confiável, café.
Küçük bir miktar talep etmişler çünkü o bir denemeydi.
Exigiram pouco porque era um teste.
Tahlil sonuçları gelene kadar bekleyeceğim.
Vou esperar pelos resultados do teste.
Ehliyet sınavını otobüsle yapmak gibi bir şey.
Porque é como fazer o teste de condução de um autocarro.
Neden liderlik yeteneklerini test etmiyoruz?
Porque não colocamos a sua liderança em teste?
Beni deneme testine almak için bağlantılarını kullandığını biliyorum.
Olha, eu... sei que mexeste uns pauzinhos para me meteres neste teste em fase beta.
O gün birçok kez GGTAM'ın deneme testinden insanlar kollarının kontrolünü kaybetti.
Durante várias vezes naquele dia, as pessoas do beta teste do CPAFA perderam o controlo dos seus braços.
Sınav falan mıydı bu?
Uma espécie de teste?
Bir test ya da site yüzünden değil ancak ve ancak...
Certo? Não por causa de um teste ou um site, mas por causa...