English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ T ] / Teşkilât

Teşkilât tradutor Português

112 parallel translation
Siz, devlet dışı bir teşkilât oluşturan bir dini temsil ediyorsunuz.
Está a ver, você representa uma religião que é uma organização á margem do Estado.
Polis teşkilâtında Teğmenim.
Eu sou tenente, da Polícia.
Eğer bir adamın yeraltı teşkilâtına sızmaya çalıştığını biliyorsanız onu vurabilir ve birçok kişinin hayatını kurtarabilirsiniz.
Se sabemos que um homem está a penetrar na força clandestina, e que podemos matá-lo e salvar muitas vidas, é muito difícil e é uma responsabilidade terrível.
ClA'in karargâhı. Amerikan Merkezî Haber Alma Teşkilâtı.
Central Intelligence Agency.
Umarım adını yerel polis teşkilâtında araştırma yapmak için kullanmama kızmazsın.
Espero que não se importe que tenha dado o seu nome à polícia local.
Bu adam ya orduda eğitim görmüş ya da polis teşkilâtında.
Ou tem treino militar ou é polícia.
Görünürdeki güvenlik teşkilâtı biziz.
Oficialmente, somos o serviço de segurança.
Teşkilât şefinden dolayı dert yanmaya geldin demek?
Então, está aqui para se queixar do seu superior, no serviço?
Bilirim ki, Teşkilât'ın suçlulara karşı geleneksel yaklaşımı, merhamet etmektir. Ama ben sana şans tanımayacağım.
Eu sei que a abordagem do serviço aos faltosos é abafa-los com bondade..... mas eu vou atirar-te aos lobos.
- Ben güvenlik teşkilâtındanım.
Eu sou dos Serviços de Segurança.
Anılarımda, çölde geçen bir gecenin nasıl güzel olabileceğini anlatıyorum, daha ziyade bir İngiliz bürokratımızın şeyhin teşkilâtında rüşvet yediğini sanıyorum.
Nas minhas memórias, eu descrevo - bastante bem, penso eu - como uma bela noite, no deserto, eu corrompi um colega, politico britânico, para o serviço do sheik.
Gizli Teşkilâtın merhametsiz olduğunu biliyorum fakat...
Eu sei que os serviços secretos podem ser impiedosos, mas...
MI5 teşkilâtına gönüllü katılım, 1977.
Ofereceu-se como voluntário para serviço no MI 5, em 1977.
Tom, teşkilâtın kendisini nasıl yetiştirdiğinden bahsetmez.
O Tom não fala sobre como é que o serviço o apanhou.
Güvenlik Teşkilâtının en korktuğu ihanet çemberinden gönüllü geçen önüne gelen herşeyi yok etmek için eğitilmiş ajanım ben.
Tens que acreditar em mim. Eu sou aquilo que os Serviços de Segurança mais temem. O espião que passa através do portão dos traidores voluntáriamente, e abraça tudo aquilo que foi treinado a destruir.
Seni kraliyet Teşkilâtına sokturdum.
Afinal de contas, fui eu que te perverti para o serviço da Coroa.
Teşkilât dosyamı silip, Andrea ve beni emekli edip bir çiftliğe yerleştirebilir.
O serviço pode pôr-me num... ficheiro morto... e deslocar-me a mim e a Andrea para alguma pequena quinta de frutas, ou parecido.
Teşkilâtın herbirimize acı bedel ödetebileceği malumunuzdur. Fakat güçlü olan, ihtiyaçlarından dolayı zayıf düşebilir.
Nós conhecemos o terrivel custo que o serviço pode trazer para todos nós, e como os fortes podem ser enfraquecidos por causa das suas exigências.
Toplu taşıma teşkilâtını aradım.
Liguei para as informações do trânsito.
Senin ve SAVAK'çı arkadaşlarının! ( İran İstihbarat Teşkilâtı )
Tua e dos teus amiguinhos Savak!
Başkan bir "Dış İstihbârat Teşkilâtı" oluşturma konusunu araştırmamı istedi.
O Presidente pediu-me para criar um Serviço de Inteligência Estrangeira.
Teşkilâtın başında Phillip Allen olacak.
Phillip Allen chefiará a agência.
Bu teşkilâtı Amerika'nın gözleri ve kulakları olarak görüyorum.
Vejo isto com os olhos e ouvidos da América.
San Francisco Polis Teşkilâtı Silahını at!
Polícia! Largue a arma!
15 yıl önce, Fransız Gizli Teşkilâtı'ndaydım.
15 anos atrás eu estava no movimento de resistência francês.
Polis teşkilâtının güvenlik sistemi tam bir rezalet.
A firewall da Polícia é mesmo boa.
- Polis teşkilâtına haber ver hemen. - Tamamdır.
- Contacta a polícia local e estatal.
Evet,'Kaya Teşkilâtı'sembolü.
Sim, é uma dos "cultores de pedra".
Teşkilât için büyük bir istihbarat nimeti olurum.
Isso faria de mim uma agente secreta de grande importância.
CBI, Kaliforniya'nın önde gelen emniyet teşkilâtı bile benimle hem fikir.
Até a AIC, A melhor agência policial da Califórnia, concorda comigo.
Teşkilâtınızın görevi tamamen destek ve danışmanlık. - Böyle- -
O seu departamento vai ter um papel estritamente consultivo.
Martin Price, teşkilâtımızın gizli operasyonlarda bulunan çok değerli bir ajanımızdır.
Martin Price é um dos nossos melhores agentes.
Sen ve Karen şimdiden itibaren teşkilâtı dert etmeyin artık.
Tu e a Karen, não precisam de se preocupar com a agência de agora em diante.
Polis teşkilâtı içindeki tanıdıklarım, bu saçmalığın aslında, bir peri masalından daha fazla dayanağı olmadığına beni inandırdılar.
Os meus contactos na força policial asseguram-me que este lixo tem tantas bases factuais como um conto de fadas.
Kendine "Caveman" adını veren birisinden teşkilâtımıza gönderilen uyarı mesajına istinaden iki kadının da kendisi tarafından öldürüldüğünü düşünüyoruz. Selam.
Recebemos uma informação confiável de alguém que se denomina Caveman, que reivindica a autoria do assassínio de duas mulheres locais...
Teşkilâtın olaya müdahalesi için uğraştım ama ellerinden bir şey gelmiyor.
Ibrahim... Tentei fazer a agência intervir, mas não puderam fazer nada.
Ama unutmayın ki bu, Teşkilât ve buradaki herkes için çok büyük bir olay.
Mas isso não diminui o que vem a ser a nossa maior vitória.
Ya Teşkilât'tan biri bunu öğrenirse...
Se alguém na Agência descobre sobre isto...
Polis teşkilâtı aramaya katıldı.
A Polícia Federal juntou-se a nós.
Yanımda Cueste Verde Polis Teşkilâtı'ndan, bu cinayet soruşturmasını yürüten, cinayet masası dedektifi Carter Judson var.
Estou aqui com o veterano da polícia de Cuesta Verde e detective, Carter Judson, que tem detalhes acerca deste último crime horrível.
Çünkü yeteneklerinden faydalanma isteğimizle seni kovma isteğim tamamen dengelenmiş durumda. Sen teşkilâtı yok etmeden önce.
Porque a nossa urgente necessidade das suas habilidades está precisamente balanceada com o meu desejo de o demitir, antes que destrua a agência.
7 yıldır Nazir'i canlı gören Teşkilât'taki tek muhbir sensin.
És o único contacto da CIA que viu Nazir, em sete anos.
Bütün dikkat bu teşkilâtın üzerinde olacak, bu yüzden, hızlı ilerliyorlar.
Isto vai trazer muitas atenções sobre este departamento, por isso eles vão ser rápidos. Isso é óptimo.
Dedektif, müvekkilimin buraya kendi iradesiyle geldiğinin kayda geçmesini istiyorum ve teşkilâtınız Travis Wanderly'nin trajik ölümünün Bayan Langdon'la ilişkilendirilmesini sağlayacak tek bir kanıt bile göstermedi.
Detective, quero que anote que a minha cliente está aqui por sua conta própria e que o seu departamento não mostrou nenhuma prova que ligasse a Sra. Langdon ao trágico homicídio do Travis Wanderly.
Teşkilât arabanda bu kadar malı bulursa fena çökerler üzerine.
Se a unidade de investigação te apanha com um cachimbo de crack no teu carro, eles vêm para cima de ti.
Kendi teşkilâtındaki insanlar.
Pessoal da própria agência.
Başkan Yardımcısı, Teşkilâtı yönetirken birlikte çalıştığınızı duydum.
Sei que trabalhou com ele, quando o Vice-Presidente comandava a agência.
Genellikle Teşkilât...
Normalmente, as agências...
Merkezi Haberalma Teşkilâtı'nın gözetimindesin.
Está sob a custódia da CIA.
2009 yılında, HR 645 no'lu yasa İç Güvenlik Teşkilâtı'nın ulusal bir acil durum sırasında ABD vatandaşlarını eğitmek üzere FADYK kampları kurmasına izin veriyor.
A 09, projecto de lei H.R. 645 autoriza ao Departamento de Segurança Interna a criação de uma rede de campos da FEMA para internar cidadãos dos EUA em caso de uma emergência nacional. Podes justificá-los separadamente por todo o tipo de razões, mas quando tu os ligas todos, o padrão emerge. Ok?
Bayan da Teşkilât görevlisi.
Ela é uma agente.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]