English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ T ] / Thursday

Thursday tradutor Português

66 parallel translation
- Thursday.
- Olá, Collingwood.
- Bu şartlara altında, ben...
- Bem, dadas as circunstâncias, eu... - Miss Thursday?
Anlıyorum Bayan Thursday.
Oh, já compreendi, Miss Thursday.
Albay Owen Thursday mevcut görevlerini devredip Arizona'daki Apache Kalesi'ne gidip oranın komutasını üstlenecektir.
"e dirigir-se a Forte Apache, território do Arizona... " e á sua chegada assumir o Comando desse Posto.
Owen Thursday.
Owen.
Ah o yok mu...
Owen Thursday.
Mary, bu Albay Thursday'in kızı Bu da Bayan O'Rourke, başçavuşumuzun karısı ve çok iyi genç bir subayın annesi.
Sim? Mary, esta é a filha do Coronel Thursday... e esta é a Sra. O'Rourke, a mulher do nosso Sargento Mor... e a mãe dum muito belo jovem Oficial.
- İyi akşamlar, Bayan Thursday.
- Boa noite, Miss Thursday.
Bayan Thursday.
Menina Thursday.
Göründüğü kadar yakın değil Bayan Thursday.
Bem, não é tão perto como parece, Menina Thursday.
Hayır Bayan Thursday.
Oh, não, Menina Thursday.
Albay Thursday.
Tenente Thursday.
Etmedim efendim. Bayan Thursday'leyken bu riski alamadım efendim.
Não podia arriscar-me com a Menina Thursday, senhor.
Albay Thursday, yeni komuta subayımız.
Outro exilio no nosso deserto.
Hizmetinizdeyim Bay Thursday.
Coronel Thursday, O nosso novo Comandante.
- Albay Thursday, Bay Meacham.
- Possa o Senhor...
Parlak oyuncaklardan hoşlanırlar.
Coronel Thursday, sabe como são as crianças. Gostam dos seus brinquedos brilhantes.
- Yazılı yap. - Kutular içinde ne var?
Coronel Thursday, Protesto.
Bayan Thursday, ben...
- Phil... Menina Thursday, eu...
Albay seninle konuşmamı yasakladı, Bayan Thursday.
Devia ser, excepto que... O Coronel proíbiu-me de falar consigo, Menina Thursday.
Bayan Thursday seninle konuşup konuşmamamın senin için bu kadar önemli olduğunu bilseydim...
Menina Thursday... se eu tivesse pensado que era importante para si que eu lhe falasse ou não...
Bayan Thursday, dışarı gelirseniz.
Menina Thursday, se puder vir cá fora.
Albay Thursday, efendim, ben...
Vem, Phil.
Albay Thursday, efendim, size söylemeye çalıştığım şey kızınızı sevdiğimdir.
Pai, por favor. Coronel Thursday, senhor, o que tenho estado a tentar dizer-lhe, é que amo a sua filha.
Şimdi de Apache Kalesi geleneğine uygun olarak komuta subayımız, Albay Owen Thursday başçavuşumuzun sevgili karısı Bayan O'Rourke'u dansa kaldıracak.
E portanto, como é hábito em Forte Apache... o Oficial Comandante, Coronel Owen Thursday... abrirá o baile com a esposa do nosso Sargento Mor... a encantadora Sra. Michael O'Rourke.
Zevkle, Albay Thursday.
Será um prazer, Coronel Thursday.
Şimdi de Başçavuş O'Rourke albayın sevgili kızı Bayan Philadelphia Thursday'i kaldıracak.
E agora, o Sargento Mor O'Rourke abrirá com a senhora do Coronel... neste caso, a sua adorável filha, A Mna. Philadelphia Thursday.
Albay Thursday, Cochise'e söz verdim.
Coronel Thursday, eu dei a minha palavra a Cochise.
Eminim, meşhur Thursday'in hücumu resmini biliyorsunuzdur, efendim.
Certamente, você é conhecedor da famosa pintura da carga de Thursday, senhor.
Kalabalık sıralar halinde savaş boyaları ve tüyleriyle Apaçiler ve adamlarının başında o destansı hücumu yöneten Thursday.
Haviam imensos guerreiros Apaches com as suas pinturas de guerra e'topees'de penas... e lá estava Thursday, conduzindo os seus homens naquela heroica carga.
Bunu Thursday başardı.
Thursday fez isso.
- Beyler. Bayan Michael O'Rourke, General Thursday'in kızı.
Sra. Michael O'Rourke, a filha do General Thursday.
Ve bu da Michael Thursday York O'Rourke alayın en iyi adamı.
E este é Michael Thursday York O'Rourke... o melhor homem do Regimento.
Hoş geldiniz. Kaç kişi?
Olá, bem-vindo ao Thursday's. Quantos são?
Hoş geldiniz. Kaç kişi?
Bem-vinda ao Thursday's. Quantos são?
Sizin güvenliğiniz bizim için çok önemli tabi. Thursday.
A sua segurança é a nossa principal preocupação, é claro.
Dedektif Müfettiş Thursday. Ralph Spender, efendim.
Detetive Inspector Thursday.
Evet çok şükür ki, Müfettiş Thursday ve ben..
Sim. Bem, felizmente, o Inspetor Thursday e eu recordamos uma época de pessoas decentes.
Ben Albay Thursday.
Sou o Coronel Thursday.
Hoşgeldiniz General Thursday.
Dou-lhe as boas vindas, General Thursday.
Bir.
Tenente Coronel Owen Thursday é por esta exonerado das presentes funções...
- Tanrı...
Ao seu serviço, Sr. Thursday.
Askeri rütbelere aldırış etmem.
- Coronel Thursday, Sr. Meacham.
Albay Thursday, çocuklar nasıldır bilirsiniz.
Uma mescla...
- Bay... Albay Thursday, itiraz ediyorum.
Aqui, senhor.
Bayan Thursday, korkarım ki gitseniz iyi olur.
Ele tem de obedecer ás ordens dele.
Michael O'Rourke.
Menina Thursday, Lamento, mas seria melhor saír.
Bay O'Rourke, sizden şu an bir şey duymak istemiyorum.
Coronel Thursday, senhor, eu gostava...
Burası benim evim, Albay Owen Thursday.
Esta é a minha casa, Coronel Thursday.
Hadi, pasaportlar lütfen.
Da Ilha Thursday até ao Monte Macedon, para a Rocha da Forca. Passaportes, por favor.
Ben dedektif müfettiş Thursday, Oxford poil Merkezi.
Maplewick Hall.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]