English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ T ] / Tic

Tic tradutor Português

360 parallel translation
Tik tak, tik tak.
- Tic tac, tic tac...
Tik tak.
Tic-tac.
Tikleme sesini duyuyorum.
Ouço o tic tac.
Sadece rüzgarı ve saatleri duyuyorum.
Não, só ouço o vento e o tic-tac do relógio.
"Sabitleme blokları... "...'pontik ribasyonu'dengelerler. "Er-şeklinde küresel cisimler basıncı ayarlar..."
Blocos de fixações... compensação'tic rebation'globos modeladores'Er'regulam a pressão...
Hadi "Tic Tac Toe" oynayalım.
Vamos jogar ao jogo do galo.
Ve şimdi de kenelere ve çivilere geldik efendim.
Agora chegamos a tic-tacs, senhor.
Bunu söylemeye çalışın Bay Knox, efendim saatler...
Tente dizer isto, Sr. Knox, reIògios... reIògios sobre tic, reIògios sobre tacs.
Altı, hasta tuğla kene...
'Seis, doente, tijolos, tic...'
At sakızları ağzına.
Põe estas pastilhas Tic Tac na boca.
Sen hiç tic-tac-toe oynadın mı?
Já alguma vez jogaste ao jogo do galo?
Tic-tac-toe.
Jogo do galo.
İşini bitirmeme yetecek bir hareket yapmanı bekliyor olacağım.
Tenta fugir, para eu poder parar o tic-tac do teu relógio.
Hey, hey, hey! Cebimde bir sürü Tik Tak var.
No bolso, tenho uma embalagem inteira de Tic Tacs.
Demin beş muhafızın bunu 15 kulon ve bir şişe Tic Tack için yaptıklarını duydum.
Ouvi dizer que 5 guardas o fizeram por 15 colóns e uma garrafa de Tic Tack.
Hayır, Tik Tak Seramik'in Başkanı.
Não, é o Presidente da Tic Tac Painéis. Porquê?
Istaka yok değil mi?
Por acaso não tem um Tic Tac, não?
Düşün, bugüne kadar yalnızca renksiz hayatın olduğu için üzüldün.
Tic-tac, tic-tac, a sua vida em torpor!
Frankie ve Tic-Tac'ı al ve Royale'e git.
Tu vais com o Frankie e com o Tic-Tac ao Royale.
Bernie oradaysa, Frankie ve Tic-Tac hesabını görsünler.
Se o Bernie estiver lá, o Frankie e o Tic-Tac tratam dele.
- Tic-Tac!
- Tic-tac!
Tic-Tac!
Tic-Tac!
Naneli şekerler.
Tic tacs.
Her bir çentik de tiktak- -
Cada dente, tic tac...
Ticktock, ticktock, ticktock.
Tic-tac, tic-tac, tic-tac.
Diğer herkese Tic Tacs veriyorum. "
Aos outros estou a dar pastilhinhas de mentol. "
Parçalarım, birleştiririm, çalıştırırım, evet.
Eu posso desmontar, montar, fazer tic-tac...
Al, biraz Tic Tac şekeri ye.
Tome. Vá comendo Tic Tacs.
- Çantamda naneli şeker vardı.
- Sim. - Bem, ainda tenho alguns tic tacs na bolsa...
Kimsede nane şekeri var mı?
Ufa. OK. Quem tem um "tic tac"?
O Bubu değil o bir saat, Tik Tak.
Esse não é um boo-boo. É um relógio tic-toc.
Kitabında hiç Tik Tak var mı?
- Havia um tic-toc no seu livro?
Roger, telsizden Mack Kileski'yi ara ve de ki Tik Tak'a geri dönüp Bubu'yu geri alacağız.
Diga, via rádio, ao Rogers e ao McCloskey que vamos ao tic-toc buscar boo-boo.
Niles, bak. Bu Daphne ilgin kontrolden çıkıyor.
Mais um dos seus tic-tacs psiquiátricos.
- Zaman işliyor, Scully.
- Tic tac.
- Tic Tac ister misin?
- Queres uma Tic Tac?
Tik tak sesleri geliyor.
Faz tic-tac.
Tic-Tac'lar işe yaradı mı?
- As pastilhas deram resultado?
Kal-toh, satrancın, tic-tac-toe olduğu kadar, satrançtır.
Kal-toh é para o xadrez, como o xadrez é para damas.
Bir tik-tak seni öldürmez.
Nem os "Tic-Tac" disfarçam o teu mau hálito.
Tik-Tak'larım nerede?
Onde estão os meus Tic-Tacs?
Haydi, duyalım.
Tic-tac, tic-tac...
Tic Tacs'ı ikişer ikişer yiyorsun.
Tu só comes Tic Tacs em números pares.
Güney yolunda da, X-O-X oynayan bir tavuk var.
Na estrada do sul, há uma galinha que faz tic-tac-toe.
Zaman geçiyor, Dreg.
Tic, tac, Dreg.
12 numara TicTac'ların arkasındaki ölümcül gerçeği biliyor.
O número 12 sabe o segredo letal das pastilhas Tic Tac.
Süper! Benim Tic-Tac-Throw oyunum.
Um Jogo do Galo só para mim!
Yeni bir Tic-Tac-Throw oyunum oldu.
Tenho um Jogo do Galo novo!
İşte bunun yüzünden. Tic Tack içiyor.
Por causa disto, porque ele bebe Tic Tack.
Tic Tack canavarı olup çıkma.
Não vires um monstro do Tic Tack.
Zaman hızla geçiyor!
Tic tac!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]