Tini tradutor Português
44 parallel translation
Anladım, ne giymek istediğimi Franca Dimonteca-teca-teca-tini'ye söyle diyorsun.
Ok, então tu estás-me a dizer para dizer a Franca di Monteca-teca-tecatini como eu vou me vestir?
Evet. Lütfen. Martini için teşekkürler Carla.
- Obrigado pelo tini, Carla.
Hey, Darnell, evlenmek demişken, evli insanlar için olan içkilerden var mı, Kanlı Evli ya da Evli-tonik?
Hey, Darnell, por falar em casamento, tens algum tipo de bebidas para pessoas casadas, como Bloody ( Married ) = casado ou Married-tini?
Bazen birkaç parmak votkada eklerim. "aci - dopha - tini" gibi.
Tomo uns dedos de vodka muito raramente.
Tinisi açıkça az olmuştu.
Que estava realmente fraco em'tini.
Nair-Tini'nin nasıl servis edildiğini unutmadın, değil mi?
Ainda te lembras como se serve um "Carequini", não?
Sake Tini ve bardak altlığı olarak kullanılan şey davetiyem mi?
Isso é o meu convite a ser usado como base de copos?
Artık saç-tini * yok. Saç bantları da yok.
Chega de Nairtinis, chega de bandoletes.
Titan-tini?
Titan-Tini?
Bu seferki karı gibi tini mini bir şey.
Este aqui é pequeno como uma mulher.
Bir schizi-tini alabilir miyim acaba?
Pode fazer-me um Schizi-Tini? - Um...
Ne...
Schizi-Tini?
Ne alacağım acaba? Schizi-tini'ye en yakın şeyi...
O mais parecido com um Schizi-Tini.
Endişe etme, Tini.
Não te preocupes, Tini.
Tini!
- Tini.
Tinia! Tini!
Tini.
- Tini?
- Tini?
- Sevgili minik Tini'm.
- Meu querido pequeno Tini.
- Onu dinleme, Tini.
- Não o oiças, Tini.
- Tini yaşıyor.
- A Tini está viva.
Tini?
Tini?
Tini'nin ihtiyacı var.
A Tini precisa de ti.
O hayvan Tini'me tek tırnağını dahi sürmese iyi eder!
É melhor que aquele bruto não ponha uma única garra em cima da minha Tini.
Merak etme minik Tini, Gogo annen seni kurtaracak, minik Tini. Tini!
Não te preocupes pequena Tini, a mãe Gogo está aqui para te salvar.
- Minik Tini!
- Pequena Tini.
Nerede benim Tini'm.
Onde está a minha Tini.
Adını üzgüntini koydum.
Chamo-lhe "triste-tini".
Bir çift Cosmo-Tini alayım güzel dostum.
Um CosmoTini de pêra, por favor.
Hadi, bugün felekten bir gün çalalım ve oraya erkenden gidip birkaç Bloody Mary-tini içelim.
O que dizem de controlarmos o dia de hoje e chegarmos lá cedo para uns Bloody Mary-tinis?
Hepsi aynı Tini ailesinden değil mi zaten?
Não achas que fazem todas parte da família Tini?
Şükran içkisi.
É um Graças-tini.
Ona canavar püresi almıştım.
Fui buscar-lhe um monstro moche-tini.
Sevimli, tini mini bir kadınsın.
És uma mulherzinha gira, querida e simpática, mas sabes que mais?
Artık şu flan-tinilerden bir tane alabilir miyim, lütfen?
Podes me dar um flan-tini, por favor?
İşte flantininiz.
Aqui tens o teu flan-tini.
Bu da benim flantinim.
E este é o meu flan-tini.
Sophie, sen bir flantiniyi hak ettin.
Sophie, mereces um flan-tini.
Flan-tininiz... ve yanında da bir şişe tekila.
Aqui tens o teu fan-tini e o lado de uma garrafa de tequila.
Martini de öyle.
O mesmo com um'tini.
Tini!
Tini.
Tini!
- Zoe.
- Tini!
- Tini.