Tmz tradutor Português
91 parallel translation
Sayın Belediye Başkanı Ben TMZ'denim, bir şeyler söyler misiniz?
Sr. Presidente, sou do TMZ, quer dizer-nos alguma coisa?
Pekala eğer bu televizyona çıkarsa avukatlarım sizi öğlen yemeğinde kıtır kıtır yer.
Se isto aparecer no TMZ, os meus advogados comer-vos-ão ao almoço!
Paparazzi yayınlarına olmak istediğin manşet bu mu?
É isto que esperas ler no TMZ?
Ah, geçen hafta boyunca TMZ'deydi.
Ele apareceu muito na TMZ na semana passada.
Ve siz bunları yaparken "Buzzwire" ın içi her saat başı TMZ ve Perez Hilton tarafından boşaltılıyor ve haberlerimiz artık bizim haberlerimiz olmuyor.
E enquanto vocês têm feito isso, o "BuzzWire" tem sido ultrapassado a toda a hora pelo "TMZ" e pelo "Perez Hilton" e "Ain't It Cool News".
TMZ'den kimse yoktu ve Perez Hilton evinde birinin kendisine e-posta göndermesini bekliyor.
A TMZ não tinha ninguém lá, e o Perez Hilton apenas sentado em casa, à espera que alguém lhe enviasse um e-mail...
Larry King'e dava hakkında konuşmaya gittin ve TMZ'ye. Çünkü ne kadar büyük olduğunu biliyorsun.
Falou do caso na TV porque sabe como é importante.
- İkinci başrol.
- Vais pagar-lhe a sua cotação ou o Vincent Chase irá anunciar no "TMZ" - É o papel secundário.
Aslında tam burada TMZ senin geçen yıl aynı anda 19 farklı sevgilin olduğunu söylüyor.
Na verdade, diz aqui que o TMZ te contabilizou 19 mulheres no ano passado.
Ama paparazzi iş başındayken olanlar da neydi?
Mas o que aconteceu entre eles quando o TMZ estava ausente?
Şimdi sabıka fotoğrafları ya da paparazzi görüntüleri çekilmeden müşterilerimi buradan çıkarmak zorundayım.
Agora tenho de tirar os meus clientes dali antes que apareçam em fotos de prisioneiros ou num vídeo para o TMZ.
Önce TMZ'ye sonra da Dedikoducu Kız'a mesaj atacağım.
Primeiro mando uma mensagem ao TMZ... Depois à Gossip Girl.
Evet, TMZ'de Aldous Snow'u izliyorsunuz!
Está a ver o Aldous Snow na TMZ!
Magazin basınına malzeme oluveririm.
TMZ, aqui vou eu.
TMZ baskı edisyonu.
Sarah Gapone, da Edição Impressa da TMZ.
TMZ Manson gibi olduğunu söyledi.
A TMZ disse, que aquilo parecia como nos Manson, não foi?
Evet, o hep herkese yaptıklarını anlatırdı. Ve eğer dinlemezseniz de sanki magazinciler gibi teşhir ederdi.
Ela estava sempre a dizer a toda a gente o que fazer, e se não a ouvisse, ela divulgaria os seus assuntos pessoais como se trabalhasse na TMZ.
Saat kaç oldu? TMZ'yi izlemem gerek.
Que horas são?
"TMZ'de Bugün"
Hoje no TMZ.
Bunu neden izliyoruz? Bu programı hiç sevmiyorum.
Porquê estamos a ver TMZ?
Evet şimdi de, T.M.Z., Perez Hilton ve Just Jared Sasha'nın kız arkadaşın olup olmadığını bilmek istiyorlar.
- Tens. Agora a TMZ quer saber se a Sasha é tua namorada.
Hemen magazincileri arıyorum.
Vou chamar o TMZ.
Biz, TMZ değiliz Jill.
Não somos a TMZ, Jill!
Biz TMZ değiliz.
E sejam discretos, não somos do TMZ.
Bilgisayar birimi TMZ'deki fotoğrafların olay yeri incelemeden gelmediğini söyledi.
O departamento de informática disse que as fotos do TMZ não vieram da S.I.D.
"Pop yıldızının başsız cesedinin korkunç fotoğraflarının... "... TMZ'nin eline nasıl geçtiği hala sır. "
"... exactamente como as fotos do corpo sem cabeça do pop star... saíram no TMZ, ainda é um mistério... "
TMZ sitesi canlı bir vampir saldırısı görüntüsü için 10.000 dolar veriyor.
A TMZ oferece 10 mil dólares por filmar um ataque de vampiro em directo.
TMZ'deki o havalı şerefsizler gibi.
Como aqueles canalhas simpáticos da TMZ.
Asanı yüzümün önünden çek yoksa TMZ'yi ararım.
Tira a varinha mágica da minha cara ou vou chamar os TMZ.
Nasıl oldu da dedikodu sayfasında görmedim?
Como é que não noticiaram no TMZ?
Sikeyim seni ve TMZ'yi boşver.
Sabes que mais? Vai-te foder e esquece o TMZ.
- "TMZ" şimdiden ön kapıya geldi.
- O "TMZ" já está em cima disto. - Óptimo.
TMZ'nin Adrianna Tate Duncan'ı görmek için ne kadar ödeyeceğini merak ediyorum. - Barmaid'lik yaparken.
Penso quanto a TMZ pagaria para ver Adrianna Tate-Duncan a trabalhar com empregada de um bar.
- Interpol?
Interpol? TMZ.
TMZ, ilk çekilecek çıplak fotoğrafım için bir milyon dolar önermişti.
A TMZ ofereceu um milhão de dólares pela minha primeira foto nua.
Tam bir magazin skandalı.
Como no site TMZ.
TMZ çekmiş nasılsa.
Não te preocupes, a "TMZ" tem.
Dostum sadece ünlü haberlerinde görünmeye çalışıyordum.
Estava a tentar entrar no TMZ.
Kimse evini dedikodu sitesinde haberi yayınlanan birine kiralamak istemez.
Ninguém quer um inquilino na TMZ.
Beni kandırmaya çalıştığına dair en ufak bir şey hissedersem FBI'yı, eyalet polisini ve TMZ'yi çağırırım.
E se percebo que estás a tentar enganar-me, chamo o FBI, a polícia estatal e os repórteres.
Değil mi? Durma.
Liga para a CIA, o FBI e o TMZ.
CIA, FBI ya da TMZ'yi ara.
Vamos entregá-lo.
TMZ mahkum pozunu sızdırdı fotoğrafta çok sevimli görünüyordun.
O TMZ publicou a tua foto e estás muito fofo.
- TMZ izliyorum.
- Eu tenho visto a TMZ.
TMZ değil.
Zoe, isto é o Washington Herald, não é o TMZ.
Kaç kişinin TMZ seyrettiğini biliyor musun? Hiç mi hiç ilgilenmiyorum.
- Sabes quantas pessoas veem o TMZ?
Bunun için TMZ'den 5 bin dolar alırım.
Recebo cinco mil por isto do TMZ.
Şu anda, TMZ'de.
Está neste momento na TMZ.
- Ona tam ücret ödeyeceksin yoksa Vincent Chase "TMZ" dergisine, stüdyonun yeni başkanının menajerleri arayıp, elle boşaltma teklif ettiğini açıklar.
que a nova directora do estúdio liga para as agências e oferece punhetas.
- Sadece TMZ'de küçük bir yazı çıkacak.
Vá lá.
Teşekkür ederim, birinci sınıflara 183 00 : 09 : 36,189 - - 00 : 09 : 39,790 TMZ'nin güncel olaylar için tek kaynak olmadığını hatırlatmama yardım ettiğin için.
Obrigada por ajudares os meus caloiros a lembrarem-se que a TMZ não é a única fonte de informação atual.