Tod tradutor Português
343 parallel translation
Dan Thomas... ve Tod Ramsey.
Dan Thomas... e Tod Ramsey.
Ben iyiyim Tod, merak etme.
Estou bem, Tod. Não te preocupes.
Gel Tod.
Vamos, Tod.
Tod, ne biçim bir...
Ouve, Tod, que sentido faz...
İyi akşamlar Tod.
Boa noite, Tod.
Tod da pompalamayı yapar.
O Tod pode dar à bomba.
Tod, şuradaki deri ceketli adamı görüyor musun?
Tod, estás a ver aquele homem com o casaco de cabedal?
- Tod, eski dostum.
- Tod, velho amigo.
Mike, Tod, gelin böyle.
Mike, Tod, venham cá.
Devam et Tod, lafını bitir.
Vá, Tod, diz o que tens a dizer.
Tod bu işi halleder.
O Tod pode resolver aquilo.
O da Tod Ramsey'i ortadan kaldırmak.
Apanhar o Tod Ramsey.
Bu akşamki toplantıdan sonra... Tod Ramsey, kavgalı olanların bile üzerinde birleştiği bir isim olacak.
Depois da reunião desta noite, o Tod Ramsey vai ser o ponto de encontro de todos os rancheiros da região.
Tod Ramsey 6000 baş hayvanlık sürüyle... yola koyulacak.
O Tod Ramsey vai até Abilene... com 6.000 cabeças de gado.
Tod Ramsey ve diğerleri sürüyü Abilene'e götürmüşler.
O Tod Ramsey e os outros chegaram a Abilene com o gado.
Tod Ramsey'e mucize yaratan adam gözüyle bakıyorlar artık.
Estabelece o Tod Ramsey como um homem capaz de fazer milagres.
Tod harekete geçmeden kimse harekete geçmez.
Irão quando ele for, nunca antes.
Eğer Tod hiç harekete geçmezse, hiç kimse geçmez.
E se ele não for, eles não irão.
- Tod Ramsey'i öldürmemiz yeterli.
- Só temos de matar o Tod Ramsey.
Seninleyim Doktor. Ancak Tod'a dokunmayacağız.
Concordo consigo, só que não tocamos no Tod.
Çalıştırmaya başla öyleyse. Çünkü Tod'a dokunmayacağız.
Então é melhor começar a pensar, porque não vai tocar no Tod.
Tod sürüyü sattı ve sen eve döndün.
O Tod vende o nosso gado e tu voltas para casa.
Tod olmadan mı?
Sem o Tod?
- Tod'ın bununla ne ilgisi var?
- Que tem o Tod com isso?
- Tod.
- Tod.
- Harikasın Tod.
- Boa, Tod.
Tod, gel haydi, seni bekliyoruz.
Tod, anda, estamos à tua espera.
- Aferin Tod.
- Bom trabalho, Tod.
- Elini sıkabilir miyim Tod?
- Quero dar-te os parabéns, Tod.
- Tod'u vurdu.
- Ele deu um tiro ao Tod.
Tod, ne oldu?
Tod, que aconteceu?
Bu saat her beş dakikada bir çalmadan önce, öyleydi.
Um homem que precisa... de trabalhar, precisa duma boa noite de sono. Pelo menos era isso até... acontecia até aquele relógio começar a matraquear tod...
Merhaba, Tod.
Onde está a tua mãe? - A comprar não sei o quê.
Oh kahretsin...
Aqui está o que procuras. Obrigado, Tod.
Teşekkürler Tod.
- Olá.
Tod... onu bana söylemene gerek yok.
Tod, não deverias dizer isso. Por que não?
Niçin olmasın?
É verdade. Tod, por favor.
Kendime bir yer bulmağa çalışıyorum. Sen harika biri oldun Tom, ve sana minnettarım, fakat duygularıma engel olamıyorum.
Tens sido muito bom, Tod, e agradeço isso mas não posso evitar sentir o que sinto.
İtiraz etmeyeceğini düşündük, çünkü ben de Tod gibi şerif olacağım.
Vou ser xerife, como o Tod. Deixa isso.
Onları kimin kullandığı önemli. Tod bir tabanca taşıyor, değil mi?
- O Tod leva uma, não leva?
Bak, bir evde yangın çıktığında, herkesin evi söndürmek için yardım etmesi gerekir, çünkü bir dahaki sefere, senin evin yanıyor olabilir.
Olha, quando há fogo, todos tem de ajudar a apagá-lo. Não se pode viver sozinho neste mundo. - Tod, deixa estar.
Evet, garip.
Olha, o Tod está a chegar.
Alo, ben Tod Shaw Suddenly kasabasından.
Sou o xerife Tod Shaw gostaria de falar com o capitão Aarón.
Evet, doğru.
Sou Tod Shaw.
Merhaba, Pidge.
Olá, Tod.
Onu ona ben satın aldım, Ellen.
Tod, como pudeste?
Tod, bunun nasıl yaparsın?
Pensei que não te importarias, mãe.
Yarın kilise, Ellen? Hayır Tod, seninle gidemem.
Não posso ir contigo.
Tod nerede?
Onde está o Tod? - Calma...
Henüz daktilo etmeyi bitirmedim... Şerif Tod Shaw, Suddenly, Kaliforniya. Gizli.
"Para o xerife Tod Shaw, confidencial, chave" ressaca " o presidente dos EUA chega hoje às 5 da tarde.
Alo Yüzbaşı Aaron, ben Tod Shaw.
Sou Tod Shaw.