Tokyo tradutor Português
1,276 parallel translation
Tokyo'ya gitmeliyiz.
Devemos ir a Tóquio.
Cenaze için Tokyo'ya gelemeyeceğim.
Não posso ir ao funeral.
Ama genç bir kadın Tokyo'ya geldi.
Mas... uma jovem rapariga apanhou o voo de Tóquio.
Annie'nin doktoru da bebeğin gelmesine daha bir hafta olduğunu söyleyince Bryan gece uçağıyla Tokyo'ya gitti.
O médico dela disse que o bebé estava uma semana atrasado. Por isso, o Brian foi e deixou a Annie connosco.
Tokyo benden Zurich PharmaKominat'dan çalınan veriyi kurtarmamı istiyor.
Tóquio quer que eu recupere as informações roubadas... das industrias Pharmakom em Zurique.
Gömleklerimin Tokyo'daki Imperial oteldeki gibi... yıkanmasını istiyorum....
Quero minhas camisas lavadas... Como fazem... no Hotel Imperial...
Batı Tokyo Tama Dağı'na
" Florestas devastadas, Colinas terraplanadas
Kapanmadan önce Tokyo borsasına bakmam gerekiyor.
Vou ver como está a bolsa de Tóquio antes do fecho. Boa noite.
Seattle ve Tokyo'yu ara, inşaatı durdursunlar.
Quero que contactes Seattle e Tóquio para suspenderem a construção.
Tokyo-3 savaş durumuna geçsin.
Tokyo-3 em configuração de combate.
Tokyo-3'e doğru ilerlemeye devam ediyor.
Dirige-se agora para Tokyo-3.
İş için Eski Tokyo'ya gidiyorum.
Vou para a Velha Tóquio em negócios.
Buranın bir zamanlar Tokyo'nun gösterişli merkezi olduğuna kim inanır?
É difícil acreditar que isto era a capital florescente de Tóquio.
Benim. Beni Tokyo-2'deki Manda-san'a bağlayın.
Deixa-me falar com o Sr. Manda em Tóquio-2.
Burası Tokyo 3
Tokyo-3.
- Tokyo Joe.
- "Tokyo Joe".
Zurich'ten Tokyo'ya kadar 43 ortak sergide yer aldın.
Estiveste presente noutras 43, de Zurique a Tokyo.
Eğer iyi Londra'ysa onlar Tokyo.
Se Londres é simpático, eles são Tóquio.
Belediye başkanı şehrin anahtarını Tokyo valisine veriyordu kahvaltıda çorba içmeyi severdi.
O Presidente ia dar a chave da cidade ao Governador de Tóquio. ... ele gostava de comer sopa de peixe ao pequeno-almoço.
İki kıtayı aşarak üçüncüsünde buluşan bu iki kişi bugün buradalar Tokyo valisi ve New York belediye başkanı.
Dois homens atravessam 2 continentes para se encontrarem com um terceiro, como temos aqui hoje, o Governador de Tóquio e o Presidente de Nova lorque.
Bunun anlamı, gece yarısı Tokyo Masaj Salonu'nda buluşacağız.
Vai estar à meia-noite no Salão de Massagens Tóquio.
Gece yarısı Tokyo Masaj Salonu'nda buluşacağız.
Está no Salão de Massagens.
Tokyo'da bir kulüpte şarkıcılık. Bir hafta sonra, Londra'da plak kaydı.
Cantava numa semana em Tóquio... na outra, gravava em Londres.
Bu ikisi Meiji döneminin Tokyo'sunda dövüşmüyorlar...
Estes dois não estão a lutar diante de nós, em Tokyo ou sequer na era Meiji...
Jerry, Tokyo? daki iş otellerini hiç gördün mü?
Jerry, alguma vez viste o serviço hoteleiro de Tóquio?
Başka bir haberse, teröristlerin Tokyo 2 de görülmesinden beri 2 ay geçti ve hükümet yeni yasayı başkalarını da önlemek için çıkardı
Próximas notícias... Há um mês atrás que um dos sectores de Tokio-2 sofreu um ataque Para tentar prevenir outro ataque...
NERV'in kamufle edilmiş önleyici kalesi.
Tokyo-3, a fachada da Nerv.
Burası Küçük Tokyo'da bir çete cinayeti mahali.
Eis o palco onde houve um homicídio entre bandos, em Little Tokyo.
Küçük Tokyo Tapınağı'nda.
O Templo de Little Tokyo.
- Sonraki durağım Tokyo.
- A próxima paragem é Tóquio.
- Peters Tokyo'yu aldı.
- O Charlie Peters ficou com Tóquio.
- Ben Tokyo'ya gidecektim!
- Tóquio era para mim!
- Sen Tokyo'yu istemiyorsun!
- Não queres Tóquio!
Seni Tokyo'ya göndermem daha iyi olacaktı.
Devia ter-te mandado para Tóquio.
Dağıtım OFFICE KITANO ve NIPPON HERALD
Distribuído por OFFICE KITANO e NIPPON HERALD BANDAI VISUAL, TV TOKYO,
BANDAl VISUAL, TV TOKYO, TOKYO FM ve OFFICE KITANO sunar
TOKYO FM e OFFICE KITANO apresentam
Tokyo'da olsa, son gece seni eğlendirmediğim için beni asla affetmezlerdi.
Lá em Tóquio, nunca me perdoariam... se não o entretivesse na sua última noite.
Karısı Tokyo'daki bir numarayı tekrar tekrar çaldırmış.
A mulher dele ligou várias vezes para um número em Tóquio.
Karınız Tokyo'daki bir numarayı tekrar tekrar aramış.
A sua mulher ligou várias vezes para um número de Tóquio.
Birkaç saat içinde Tokyo'ya bir uçak ayarlayabilirim.
Dentro de umas horas, posso metê-lo num avião de regresso a Tóquio.
Oh, Ben Tokyo'daydım. Ben, um...
Estava em Tóquio.
Tokyo'ya kadar püskürtülmüş olsalar da umurumda değil.
Quero lá saber se foram recambiados para Tóquio.
Öyle gibi. Tokyo başlamamı istemezse tabii.
Sim, a não ser que Tóquio me deixe começar.
Bunun dışında başka bir bilgi olmamakla beraber... araştırma sahası Tokyo ve Saitama'dan... Kanto'nun girişine kadar genişletildi.
Na falta de mais informação... a área de procura está a ser alargada de Tóquio e Saitama... até toda a região de Kanto.
O Tokyo'ya şarkı söylemek için geldi...
Ela veio para Tokyo para cantar...
A-801 bir süre önce Tokyo-2den ihraç edildi.
Tóquio-2 emitiu a Ordem Especial A-801.
Nagano Valiliği Yeni Tokyo-2 Başbakanlık 3. Ofisi Hayır.
Prefeitura Nagano, Neo Tóquio 2
Böylece 20 yıl içinde tıpkı Eski Tokyo gibi olacak.
Assegure-se que ninguém vai tocar nisto durante os próximos 20 anos, como a velha Tóquio.
O Tokyo'ya 6 günde varacak.
Ele vai chegar a Tóquio daqui a seis dias.
Hey, Bay Oh, Tokyo?
Mr.
McAndrews hala Tokyo'da mı?
O McAndrews ainda está em Tóquio?