English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ T ] / Tran

Tran tradutor Português

129 parallel translation
Tran Nim.
Tran Nim.
Sakin, Tran.
Calma, Tran.
Senatör Porter, Ben General Tran.
Senador Porter, General Tran.
Tran'ın, davranışın hakkında akşama kadar seni izleyecek kolları vardır.
O Tran está furioso pelo seu comportamento esta tarde.
Nguyen Siu-Tran, Phan Man-Lung.
Nguyen Siu-Tran, Phan Man-Lung.
Çavuş Meserve seni çağırdığında kulübeye isteyerek mi girip Tran Thi Oahn'a tecavüz ettin?
Quando o Sargento Meserve o chamou, foi de livre vontade para a cabana e violou a rapariga Tran Thi Oahn?
Brian, Johnny Tran'le tanış.
Brian, apresento-te o Johnny Tran.
- Faturayı Johnny Tran'a gönder.
- Mande a factura ao Johnny Tran.
Bu Johnny Tran, büyük bir hızla size doğru geliyor.
É o Johnny Tran e aproxima-se de ti, com rapidez.
Neden şimdi Tran'i yakalayıp gerisini sonra halletmiyoruz?
Diz-me porque não vamos já prender o Tran e pensar nisso depois?
Bilkins, saat 17.00'de Johnny Tran ve adamlarına baskın yapılmasına karar verdi.
- Sim? - Os piratas atacaram outra vez.
Sen başka bir şey demiyorsan.
O Bi / kins decidiu que vamos atrás do Johnny Tran às 17 : 00.
Tran ve Hector...
O Tran e o Hector são...
- Az önce arabayı ortaya koyup Tran'la yarıştı.
- Ele correu com o Tran pelo carro.
- Hapishanenin tüm çizimleri onda var.
- Tran. - Tem todos os planos da prisão.
Doktor Tran, acilen 14 numaraya lütfen!
Dr. Tran, venha ao quarto 14, já!
Ben, Doktor Tran.
Sou o Dr. Tran.
Doktor Tran.
Dr. Tran.
Kazandığım her peni, Tram'a fişi ödemek için geri gidecek.
Tudo o que ganhei voltou para o Tran, para pagar o empréstimo.
Tran?
Tran?
Tran!
Tran!
Tran'dan haber var mı?
Algum sinal do Tran?
Tracey'nin mezunlar toplantısına gelmesi gerektiğini düşünmüyor musun?
Ei, Tran, não achas que a Tracy devia ir à reunião de antigos alunos?
Tran, şarkı söylemene karışmak istemem ama biraz da işle ilgilensen iyi olur.
Tran, não me importo que cantes na loja, mas tens que acabar o trabalho também.
İki DVD ve bir paket patlamış mısırlardan al. Teslimatı yap, Tran.
Dois DVDs dão direito a um pacote de pipocas.
Alaraph İlaç'ın Başkanı James Lowery ve Finans ve Mali İşler Koordinatörü Tony Tran.
James Lowery e Tony Tran, Presidente e Director Financeiro, Farmacêutica Alaraph.
Adım Tran Le Minh.
Meu nome é Tran Le Minh.
Babası kardeşimdi. Tran Loc Minhn.
O pai dela era meu irmão, Tran Loc Minh.
Adım Tran.
Sou o Tran.
Huzurlu günler, güzel çocuklar ve uzun bir ömür beklerken en dayanılmaz fırsat çıksa karşıma, şerefimi şehvete döndüremez.
Visto desejar vir a ter dias tran - quilos, descendência e longa vida, nunca a mais forte tentação tornará a honra em luxúria.
Bayan Tran, arkadaşınız bir şeytan tarafından ele geçirilmişti.
Sra. Tran, a sua amiga estava possuído por um demónio.
Bayan Tran saygısızlık etmek istemem ama Dean haklı.
Sra. Tran, como todo devido respeito, o Dean está certo.
Kevin Tran, Tanrının Elçisi.
Kevin Tran, Profeta do Senhor.
Bay Tran bunu dünyada okuyabilecek tek kişi yani kusursuz bir uyum oldu.
O Sr. Tran é a única pessoa na Terra capaz de ler esta Tábua, o que os torna um conjunto perfeito.
İyi denemeydi Bayan Tran ama bu bizim fiyatımızın aşağısında.
Bom esforço, Sra. Tran, mas temos que isto esteja um pouco fora das suas possibilidades.
Tran Jun, kalpazan.
Tran Jun, falsificador.
Tek bildiğim, Maywood, New Jersey'de.. .. araba için aldığım parayla beraber.. .. Palmer ve Parsaic'teki otobüs durağında..
Tudo o que sei é que devia encontrar o Tran, o chinês falsificador, em Maywood, Nova Jersey, no paragem dos autocarros na Palmer e Passaic, com o dinheiro que encontrei no carro.
İşte Tran.
Aquele é o Tran.
Şuna bir bak. Tran'in yaptığı pasaportlar inanılmaz.
Olhem isto, os passaportes do Tran são incríveis.
Ben Kevin Tran.
Eu sou... K-Kevin Tran.
Kevin Tran.
Este é o... Kevin Tran.
Kevin Tran adında 16 yaşındaki öğrenci dün Michigan'daki evinden erken saatte çıkmış.
Repetimos : o aluno de mérito Kevin Tran, de 16 anos, foi levado de sua casa no Michigan, ontem pela manhã.
Hazır mısın, Kevin Tran?
Você está pronto, Kevin Tran?
Bayan Tran, bana inanmalısınız.
Srª Tran, acredite em mim.
Kevin Tran.
- Sou um...
Sınavlara hazırlanıyorum.
Kevin Tran. Estou num curso avançado.
- Satıcı.
Ele andava a fazer um monte de perguntas, sobre o meu pai. Mike Tran.
Tran görünürde yok.
Nenhum sinal do Tran.
Lanet olsun. - Tran.
Ora, vejam só.
Bu Kevin Tran'in telesekreteri.
Este é o voice - mail de Kevin Tran.
Son zamanlarda babam hakkında fazla soru sormaya başlamıştı. Mike Tran. Ne kadar parası var ve hangi araçları satıyor diye.
Quanto valia ele, que tipo de carros vendia.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]