Tressa tradutor Português
82 parallel translation
Tressa.
Tressa.
Tressa, seninle birlikte başka kimse var mı?
Tressa, há mais alguém aqui com você?
Bana güvenmelisin, Tressa.
Você tem de confiar em mim, Tressa.
Tressa, bu olayın kafanı karıştırmasını anlayabiliyorum.
Tressa, eu entendo como isso pode ser confuso para você.
Eğer siz yada insanlarınızdan birisi Tressa'yı geminize götürme girişiminde bulunacak olursanız, sizi durdurmak için, gereken her şey yapılacaktır.
Se você ou qualquer um de seu povo tentar levar Tressa de volta para sua nave, usarei de todos os meios necessários para pará-los.
Treassa olmadan hiçbir yere gitmiyorum.
Eu não sairei sem Tressa.
Tressa, hayatının sonuna ulaştı.
Tressa atingiu o fim da vida dela.
Tressa, bu insanlar yabancı.
Tressa, essas pessoas são forasteiros.
Tressa, daha hazır gibi görünmüyor.
Tressa parece não estar pronta.
Tressa'nın burada kalmasının önemi nedir?
Porque era tão importante que tressa estivesse aqui?
Tressa?
Tressa?
Tressa, bu gece seni evine güven içinde götürebilir.
Tressa, pode ser que esta noite veja você em segurança em casa.
TRESSA : Ben sürebilir miyim?
Posso conduzir?
TRESSA : Oh, Tanrım.
- Meu Deus.
TRESSA : "Plastiğe koy" RILEY :
- "Põe no cartão."
ben yaptım bunu, galiba, bi'kaç gün önce, ve galiba 215 takipçim var. TRESSA : Senin için daha fazla takipçi istiyorum.
Quero ter mais seguidores.
TRESSA : Ava? - Huh?
Ava?
TRESSA : Merhaba, "BigRick2901".
Olá, BigRick2901.
TRESSA : Çok havalısın.
Estás tão pedrada.
â ™ ªVe ben de çokça amcık var... TRESSA :
E tenho uma bela cona
TRESSA : Evet yaptın.
- Pois é.
TRESSA : Aslında biz ne istersek yapabiliriz.
Fazemos, praticamente, tudo o que queremos.
TRESSA : Yoruldun mu?
Cansada?
TRESSA : Bendeki bu garip duyguyu annem biliyor.
Tenho a sensação estranha de que a minha mãe sabe.
TRESSA : Baba, bunların üzerinde etiket yok.
Pai, estes não estão identificados.
TRESSA'NIN BABASI :
- Não ouvi.
TRESSA'NIN BABASI : Orada, aşağıda.
Está no fundo, à esquerda.
TRESSA :
Este?
TRESSA : Ailemi ölümüne seviyorum.
Adoro os meus pais.
TRESSA : İşte geliyor...
Está a chegar...
TRESSA : Ortada, sağ aşağıda.
- Mesmo no meio.
TRESSA : Ne demek istiyorsun?
Como assim?
Bence, Tressa, çok fazla şey yaşıyorsun.
Tressa, tens muito a teu favor.
TRESSA : Evet.
Vi.
TRESSA'NIN BABASI :
Ali, Tressa.
Tam orada, Tressa. Arkanda.
Atrás de ti.
TRESSA'NIN BABASI : İki tane var.
São dois.
TRESSA : Ateş etme, baba.
Não consigo acertar, pai.
TRESSA'NIN BABASI : Bi'gün onu çağıracağım.
Vamos ficar por aqui.
TRESSA : Kulağa hoş geliyor.
Parece-me bem.
TRESSA'NIN BABASI : Tamam, Tressa.
Ouve, Tressa.
TRESSA : Hadi pişirelim.
Vamos cozinhar.
TRESSA'NIN BABASI : Demek istediğim, o 19 yaşında.
Ela tem 19 anos.
TRESSA : İlk erkek arkadaşım, altı ay boyunca çıkmıştık.
O meu primeiro namoro durou seis meses.
TRESSA : Merhaba!
Olá!
TRESSA : Dışarı çıkmak ister misin? Dışarısı daha sıcak.
- Vamos para dentro?
TRESSA : Ben duş almaya gidiyorum.
Vou tomar um duche.
TRESSA : Eski erkek arkadaşım, gerizekalı bi'pislikti.
O meu ex-namorado é um parvo sarcástico.
Güzel, bebeğim. TRESSA : Ne?
Pronto, já está.
- Off, kevaşe! TRESSA :
- Caramba!
TRESSA :
DEUS ESCREVEU A MINHA HISTÓRIA DE AMOR, NÃO UM GUIONISTA