Trois tradutor Português
304 parallel translation
Ya da en azından üçlüye dönüştürbilir misin, bir dene.
Ou se fosse eu tentava levar isto a uma ménage-a-trois.
Trois Rivieres, Quebec Avcı Johnnie Barras bu mesajı... babası Napoleon Barras'a ulaştırmak istiyor.
Trois Rivieres, Quebeque, o caçador Johnnie Barras anseia por enviar uma mensagem ao pai Napoleon Barras...
"Un, deux, trois, zïpla." Neden dinlemedin?
"Un, deux, trois, salta." Por que näo me ouves?
Un, deux, trois, quatre...
"un, deux, trois... quatre..."
Neden üçlü yapmıyoruz?
Porque não fazemos um ménage a trois?
Biftek. Numéro trois!
Bife.Numéro trois.
Yani üçlü takılırız.
Quero dizer, um ménage à trois.
Üçlü takılırım diye düşündün değil mi?
Pensaste que tentaríamos uma menage a trois?
Bir üçlü ilişkinin parçası olmak istediğimi sanmıyorum.
Não me sinto a fazer parte de uma "ménage à trois".
Bir iki üç.
Un... Deux... Trois...
Bir iki üç!
Assim : un deux trois!
Trois Martel-Perrier ve bir pirinç şarabı.
Três Martel-Perriers e um saquê.
- Il y a vingt-trois ans.
Foi há 23 anos.
Hiç üçlü takıldın mı?
Já alguma vez fizeste uma "Ménage à trois"?
Yirmi üç... Yirmi üç kırk.
Vingt trois quarante.
Yani ben Sandi'ye oda arkadaşıyla beraber... -... ménage à trois ( Üçlü ilişki ) yapmayı önereceğim.
Digo à Sandi que quero ter um ménage à trois com ela e a amiga.
- Tam okunuşunu bilmiyorum ama bildiğim kadarıyla "ménage à trois"
Quê? Não sei a pronúncia correcta, mas creio que é ménage à trois.
Bir yabancıyı beklemiyordum.
Não esperava um "menage-a-trois".
Üçlü takıl.
Ménage à trois.
Nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum ama üçlü ilişki diyebiliriz.
Não tenho a certeza como se pronuncia nem nada mas acho que é ménage à trois. O quê?
Çünkü Rachel bana ben ve Drew Barrymore ile üçlü takılmayı çok istediğini söyledi.
A Rachel disse-me que estavas doida por um ménage à trois comigo e a Drew Barrymore.
Belki de bu gece üçlü bir ilişki yaşamak istersiniz?
- Olá. - Olá. Talvez as duas queiram fazer um ménage a trois esta noite?
İki ponpon kızla da küçük bir üçlü yapmıştım.
Fiz uma "ménage à trois" com duas miúdas da claque.
Onu sen sattin. Tipki Vegas'ta beni sattigin gibi- - Pepper'le kücük cinsel oyunlar oynadigin gibi.
Identificaste-o, tal como me atraiçoaste em Vegas com aquela fromage à trois sexual que fizeste com a Pepper.
Affedersiniz, Saint-Paul-Trois-Châteaux olur mu?
Não, me desculpe. Saint-Paul-Trois-Châteaux?
"Menage a trois" yapmaya hazır mısın?
Pronto para um "ménage à trois"?
Yapma Şef. Hiç üçlü yapmak diye bişey duymadın mı.
Então Chefe, nunca ouviste falar duma "menage à trois"?
Ya da yemeği geçip doğrudan "üçlü montaj" a mı gidelim?
Ou nós podiamos saltar a refeição e ir directo para um "montage a trois."
Söyle, üçlü tehlike durumunda ne yapılır?
Olhem lá! ... Que pensam vocês do "ménage à trois"?
Belki, ama neden bana yapacağı iyiliği o iki yer cücesi için kullanayım?
Talvez, mas porquê desperdiçar um favor com aqueles dois trois?
Bir tür üçlü aşk ilişkisi mi?
Algum ménage à trois?
Un ( 1 ), deux ( 2 ), trois ( 3 )... quatre ( 4 ). Birine delicesine aşık olduğunuz zaman, onu kesinlikle size göre olduğuna inanmak için bazı nedenler uydurursunuz.
Quando se fica apanhado por uma pessoa, arranja-se sempre maneira de acreditar que é a pessoa certa para nós.
Buraya partinizi mahvetmeye gelmedik.
Nós não viemos cá para lixar a vossa pequena ménage a trois.
Pas de trois'nın sonu için buna ne dersin?
Que pensas disto no final do pas de trois?
Haydi üçlü yapalım!
Vamos fazer um menage à trois.
Bakın, haftasonları her zamanki gibi birbirinize çakarken... ayışığı hem kafanızdan hem kıçınızdan yansıyorken, bu durum kafanızı karıştırmıyor mu?
Ei, quando estão a fazer a habitual "ménage à trois" do fim de semana e o luar reflecte-se nas vossas cabeças e rabos, isso não é confuso?
Edepsiz konuşmalar, üçlü yapmak, oyuncaklar.
Conversas porcas, ménage à trois, brinquedos.
Çünkü bazen üçlü yapardık.
Às vezes, fazíamos um "ménage a trois".
- Üçlü gibi mi?
Ménage à trois?
Üçlü ilişki mi? Evet.
Uma pequena acção de'menage a trois'.
En büyük fantezinin her zaman için ménage à trois olduğunu biliyorum. Her zaman kulüpteki Blanche hoşuna giderdi.
Sei que a tua fantasia preferida sempre foi um ménage à trois e que gostas da Blanche, lá do clube...
Yani tres, trois. Sonra da ben damgalayıp, tasdik edecek ve dosyalayacağım.
São, 3, e depois estampo um bocado, eu notarizo, preencho-o.
ÜçIüleri sadece, erkek, erkek, kız olursa kabul ederim.
Nada de "ménage à trois", só se forem 2 homens e 1 mulher.
ÜçIü seks sever mi?
Gosta de ménages à trois?
Yada kendine bir teşhirCi bul.
Faz uma ménage à trois se quiseres.
Belki üçümüz bir arada zaman geçirebiliriz...
Talvez possamos fazer uma "ménage à trois"!
Sana bunu nasıl bildiğimi söyleyemem ama üçlü sekse de karşı değil.
Não te posso dizer como sei, mas não se opõe a um ménage à trois.
Çok şey yaptım. Kızlarla oldum, üçlü takıldım.
Já fiz com raparigas, já fiz ménage a trois e já fiz...
Üçlü yapmışlar.
"Ménage à trois", acho que é assim que se diz.
-'Penis'deme, Renee. Bu tamamen erkeklikle ilgili.
É uma coisa de homem, ménage à trois.
Un, deux, trois, quatre, cing, six. Tamam, SD-6 bunu duysun.
Vamos deixar que a SD-6 ouça isso.