Tucson tradutor Português
404 parallel translation
Tucson'a Morg da bakabilir.
Morg viajará como guarda armado até Tucson.
Tucson, sınırın öte yanı...
Tucson. Do outro lado da fronteira.
- Tucson'a doğru.
- Vai a caminho de Tucson.
Ordudan ayrıldığımdan beri altın cevheri arıyordum. Bir gün, Tuscon'daki albayın beni görmek istediğini duydum.
Desde que deixei o Exercito estive a procurar por ouro e um dia ouvi dizer que o Coronel em Tucson queria ver-me.
Günler sessiz sedasız geçiyordu. O sessiz günlerden birinde Messilla Park'tan Tucson'a doğru bir konvoy yola çıktı.
Os dias passaram com calma e num desses dias tranquilos uma caravana deixou Messilla Park para ir para Tucson.
Tucson da mı?
Tucson, talvez?
Tucson'dan alırım..
Vou buscá-los a Tucson.
Tucson'a git.
Vai a Tucson.
Tucson'a git.
Vai para Tucson.
Tucson'a döndüm ve General Howard'ı sorguladım.
Eu voltei para Tucson e durante uma semana estudei o General Howard.
İki gün sonra 5 yıldır ilk kez bir yolcu arabası Tucson'dan yola çıktı.
Dois dias depois saiu a primeira diligência, em cinco anos, de Tucson.
Tucson'da bundan bahsetmeyi unutmayın.
Lembrem-se de falar nisso quanto voltarem a Tucson.
Güzel. Tucson ve Bowie Kalesinden çıkan tüm beyazları koruyacağız.
Bom a partir de agora vamos proteger os brancos que partam de Tucson e do Fort Bowie.
Tucson?
De Tucson?
Dolu. Ya benimle Tucson'a jandarmanın ofisine gelirsin ya da silahı kullanırsın.
Ou vem comigo ao escritório de justiça do Tucson... ou a apanhe e use-a.
Sheriff. Ben Birlik Ordusundan Albay William Normand.Tucson'dan geliyoruz.
Sou o Coronel William Normand, do Exército da União.
Tuscon'a gidiyorduk.
Vamos para Tucson.
Bu adam Tucson'da ne yapar?
Diz-me, e esse sujeito de Tucson?
O Tucson'dan gelen adam mı?
É o sujeito de Tucson?
- Tucson'a bir mahkum götürdü.
- Foi levar um preso a Tucson.
Trenler çok hızlıymış. İçlerinden birine binince, koca yolda hiç durmadan ta Tucson'a kadar gidebilecekmişin.
Ele disse que não demora muito para embarcar num desses comboios... e ir direito até Tucson, sem nenhuma paragem, acredita?
Kızkardeşin Tucson'a gideceğini ve tüm haftasonu kalacağını söylemek için aradı...
A tua irmã ligou para dizer que vai para Tucson, e vai lá passar o fim-de-semana, e...
Ben Tucson'daydım ve o zamandan beri ondan haber almadım.
Eu estava em Tucson, e nunca mais me disse nada.
Şu anda Tuscon'da bir restoranın oradayım.
Agora estou em frente a um restaurante, perto de Tucson.
Tucson Arizona'yı, hatırlıyor musun?
Lembre-se, em Tucson, Arizona?
Corbett, seni soysuz Tucson'da çiftliğimi ve ailemi öldürdün.
Corbett, você é um bastardo... Roubado um rancho em Tucson e assassinou minha família.
Eşi onu Tucson'a götürmek istiyor.
Ela quer levá-lo para Tucson.
Kocanın cesedi hemen Tucson'a gitmeliydi.
O corpo do seu marido deve ir para Tucson imediatamente.
Belediye Başkanı Randall'ın dul eşi Tucson'a gidiyor, Arizona.
A viúva do prefeito Randall vai para Tucson, Arizona.
Çocuklarla birlikte onlarι Tucson'a götürmeni istiyorum.
Quero que tu e alguns dos rapazes as levem para Tucson.
Daha yeni Tucson'dan döndü.
acaba de chegar de Tucson.
Tucson'u hatırla?
Lembram-se de Tucson?
Tuscon gösterisinden hemen sonra.
Após o show em Tucson?
Onu lanet olası bir deliğe tıktın. Ona vahşi bir hayvan gibi davrandın.
Se o mete nesse buraco de Tucson, sai feito uma besta.
Valinin dostusunuz iki oğlumu hapis'e atmanız size yetmedi mi?
É amigo do governador. Mas é pior que qualquer homem que enviaram a Tucson.
İki oğlu da hapiste yatıyor.
Na prisão de Tucson.
İşleyeceğin ilk suçla o hücreye dönmek için mi?
Voltar à mesma vida que por pouco te levou a Tucson?
"TUCSON TERÖR HAPİSHANESİ"
PRISÃO DE TUCSON
Tucson'da bir bankayı koruyorduk.
A sair de um banco em Tucson.
Bak, bunu herkes duysun istemem ama geçen sefer Tucson'daki Kate'in yerine gittiğimde bütün geceyi piyano çalan herifi dinleyerek geçirdim.
Jesse, não queria falar nisto... mas da última vez que estive na Kate em Tucson... Passei toda a noite... a ouvir um tipo tocar piano.
İlk karşılaşmamız 15 yıl önce Tucson'daydı.
Conhecio em Tucson há 15 anos.
Ben biraz para kazanıncaya kadar Tuscon'da kalmak... hoş olabilir bence.
Penso que Tucson pode ser um bom sítio para ficarmos... até eu fazer mais dinheiro.
" Tucsan Şehri.
" Cidade de Tucson.
Tuscon için bile tuhaf bir çocuk. Ve Tuscon dünyanın en tuhaf şehridir.
Ele até é estranho para Tucson, que é a capital mais estranha do mundo.
- Tuscon'lu garson böyle dedi.
- Disse a empregada de mesa de Tucson.
Tuscon'da mı okula gideceksin?
Vais para a escola em Tucson?
Tuscon'dan gideceğin için şanslısın.
Sabes, tens sorte de sair de Tucson.
Henry, Tuscon Arizona'daki işin maliyetlerini çıkardım.
Henry, fiz um cálculo do empreendimento em Tucson, Arizona.
Tucson, Arizona'daki Jainchill projesi.
O empreendimento Jainchill em Tucson, Arizona.
Şimdi de Tucson'a.
Agora vamos para Tucson.
Tucson'da beni savunman gibi mi?
Refere-se a ter intercedido por mim em Tucson?