Turşu tradutor Português
598 parallel translation
Bununla büfeden sandviç, turşu ve bira alın.
Toma uma de 5. Vai à charcutaria e traz sanduíches, picles e umas cervejas.
- Turşu versene.
- Dê-me uns picles.
- Sana turşu yaramaz.
- Tu não queres picles.
- Turşu mu istiyorsun?
- Gostas de picles?
Turşu!
Picles!
Pastanızı, turtanızı, turşu ve dondurmanızı alın.
Levem o vosso bolo, tarte, pickles e gelados.
Bu sefer turşu koyma.
Desta vez, sem pickles.
Turşu yok.
Sem pickles.
Turşu koymayın.
Sem pickles.
- Turşu?
- Pickles?
Bir parça soğan ve turşu, ve bir dilim turta ile.
Com uma boa rodela de cebola. alguns pickles e um bocado de tarte.
- Turşu sana dokunuyor.
- Sabes que o escabeche te dá calor.
- Bir tane turşu yiyen şişko. - Bu kadar yeter.
- Uma linda e anafada truta Kraut.
- Sen al. Ben genelde turşu yemem.
- Eu não costumo comer isso.
Kim yere turşu attı?
Quem atirou esse pepino para o chão?
- Jimmy, turşu gibiyim.
- Jimmy, estou cansado.
Gazete ne diyor Bayan Börek-ve-Turşu?
O que diz no jornal?
Turşu gibiyim. Gidip duş alacağım.
Estou acabado vou tomar uma ducha.
Güzellik o kelimeyle bir araya geldiğinde... değersizleşiyor canım. Senin orada müstehcen bir turşu... gibi duran o şeyinle de.
A beleza não tem absolutamente... nada a ver com essa palavra... pendurada como um picles obsceno.
- Evet, bir de büyük turşu vardı.
- E um pepino japonês.
Turşu ya da ketçap da.
Nem pepino, nem ketchup.
Bira ve turşu istiyorum.
Eu quero cerveja e picles.
Bugün turşu kadar ekşi, değil mi?
Ela está amargurada e perdida.
Biraz meyve al! Biraz mantar! Biraz da turşu, afiyet olsun!
Por exemplo, bagas... cogumelos e, para terminar, pepinos?
- Biraz da turşu vardı.
- E pepinos! Trago-os já...
- Tam klasik usül turşu yaptım!
- Os meus pepinos säo excelentes!
- Turşu almaya gitmiştim.
- Fui buscar pepinos.
Turşu sevdiğini bilmiyordum.
Há muito que te apetecem coisas salgadas?
- Tortilla ile turşu sever misin, Ray?
- Gostas de picles nas tortilhas, Ray?
* Sen benim turşu suratlı, müsrif Mary Jane'nimsin. Öyleyse adımı söyle.
És a minha sardenta e absorvente Mary Jane
Ve bahse girerim sen hala krem peynire turşu banmayı çok seviyorsun değil mi?
E aposto que ainda gostas de picles mergulhados em queijo creme, não é?
İki et pane, özel sos, marul peynir, turşu, soğan ve susamlı çörek. Woow!
Dois hambúrgueres, alface, queijo, molho especial, cebola...
Biraz da turşu.
E pickles extra.
Sen sadece tabaklara turşu koymaya devam et, üniversiteli çocuk. Ve zor işleri de bana bırak.
Só tens que pôr um pepino nos pratos, universitário, deixa as coisas complicadas para mim.
Kek, süt pirinç muhallebisi, pancar lahana sarması meyve salatası, tatlı turşu?
Brownie... leite, carne... beterrabas... salada de frutas, bolachas doces?
- Domuz eti. - Turşu.
Pickles.
Turşu.
- Pickles.
Patates kızartması, hamburger, soğan ve turşu istiyorum!
Um hambúrguer sem batatas fritas, nem cebolas, nem pickles.
Ekstra turşu ve soğanı çıkarmak isteyebilirsin.
Tens de tirar os pickles e a cebola que estão a mais.
Onlar Big Mac yapıyor, ben Big Mick. İkimiz de et börekler, sos, marul, peynir, turşu ve soğan kullanıyoruz.
Eles têm o "Big-Mac." Eu tenho o "Big-Mick." Os dois temos pasteis duplos de carne, molho especial, alface, queijo, cebolas e pickles
Ringa balığı, kızarmış patates, yumurtalar, turşu eriği ve eminim ki bu da tereyağıdır!
peixe seco... geléia... batatas secas... ovos... ameixas em conserva... e isto parece manteiga...
Daha turşu eriğimiz yok mu?
Já não temos ameixas em conserva?
Turşu gibiyim.
Cansado.
Idella, yemeğinin yanına turşu ister misin?
Idella, queres um pickle para o almoço?
Neary, alkol terapisi görüyorsun ya, turşu gibi ekşidin.
Neary, desde que deixaste de beber, ficaste mesmo chato.
- Turşu da olsun mu?
- Ponho um pickle?
Turşu?
E vinho?
Sa... sal... saltık mı? Ondan turşu yapıyorlar.
Para fazer picles.
- Turşu. - Nerede o? - Kim?
Onde é que ele está?
Domates, soğan, ketcap, turşu ve sıkıştırılmış sığır etine bir fışkırtma.
Al, nunca entrei numa luta.
Belki rüyanda kendini turşu kurarken görmüşsündür.
Deves ter sonhado que estavas a fazer geleia.