Tutkulu tradutor Português
801 parallel translation
La Causa'ya inanan tutkulu insanlar.
Todos acreditam piamente na causa.
Sumner'in sert emirleri nedeniyle tutkulu hayallerin içinden melezlik nüksetmişti.
O mulato despertado de seus ambiciosos sonhos pelas ordens da corte do Summer.
Kalpler tutkulu
Corações cheios de paixão
Onlar bizden daha tutkulu, daha hırslı ve daha çalışkandılar Onların direnci bize refah, azimle verdikleri emek bize özgürlük getirdi. Onların düşü bizim gerçeğimiz. onların şafağı bizim günümüz oldu.
A sua paciência é a nossa prosperidade... a sua luta a nossa liberdade : o seu sonho a nossa certeza : a sua aurora é o nosso dia.
Bu yüzden ben de düşündüm ki bir zamanlar Sibella'ya tutkulu olman... ve seninle eski dost olmamızdan dolayı, bize yardım etmeni istiyorum. Yardım mı?
Pensei que, uma vez que gostas da Sibella e somos velhos amigos, poderia pedir-te ajuda.
Vahşi, tutkulu, adanmış ve ümitsiz bir aşkla... Afedersiniz efendim. İki bey sizi görmek istiyorlar.
loucamente... loucamente... apaixonadamente...
O zaman hepimiz tutkulu evlilik dışı ilişkiler dileyeceğiz.
Depois um apaixonante celibato... é o que qualquer um de nós vai ver.
Onları baştan çıkarıcı artist kızların pençesinden ve zenginlerin aşırı tutkulu kızlarından kurtaran kızı mı diyorsun?
É a rapariga que os salva das garras das coristas sedutoras e das filhas apaixonadas dos abastados?
.. yüzünün altındaki tutkulu arzunun resmidir.
Para que qualquer homem imagine debaixo do véu o rosto da mulher que mais deseja.
" Tutkulu bir D. A. için iyi bir reklamdı.
"Era uma boa publicidade para um ambicioso Delegado do Ministério Público."
Tutkulu cinayeti bırak.
Excluamos o crime passional.
Tutkulu, fakat acıma yok.
Paixão sem compaixão.
Savcı, De Marzi, zeki, tutkulu ve iğneleyiciydi.
O advogado esteve brilhante, apaixonante.
Mor mürekkep çok tutkulu.
A tinta roxa é sinal de paixão.
"Ben tutkulu ve yalnız bir kadınım... " ve sen de benim hayatımın aşkısın.
Sou uma mulher apaixonada e solitária... e você é o amor da minha vida.
Bu yeterince tutkulu bir cevap mıydı?
Fui apaixonado o suficiente?
Ben sizin tutkulu diye adlandırabileceğiniz kişilerden değilim.
Bom... eu não sou propriamente um homem de paixões.
Bu kadar güzel ve tutkulu hiçbir kızın böyle dürüst olmaya hakkı yok.
Nenhuma rapariga tão bela e fogosa tem o direito de ser tão honesta.
Bu, geçtiğimiz birkaç yüzyılın en tutkulu aşk sonesi.
Este é um dos mais apaixonados sonetos de amor, dos últimos séculos.
Şimdi tutkulu cümleler söylerken çekilmiş birkaç ağız fotoğrafı göreceksiniz :
Estas figuras mostram as diversas posições da boca ao pronunciar a bonita frase :
Oldukça tutkulu bir şeye benziyor.
Algo com muita paixão, parece.
# Çalıntı öpücükler, tutkulu düşler #
Beijos roubados, Sonhos movediços
Tutkulu o muhteşem kancığı 10 yıl bile tutamadım elimde. İşte Yüzbaşı Marshal.
Não mantenho a víbora presa há 10 anos por motivos de paixão.
Tutkulu!
Paixão!
Burası büyük bir şehir, tutkulu kadınlar güzel restoranlar, odalarda kuş tüyü yataklar ve sıcak su var...
É uma vila grande, com muitas míudas cheias de paixão bons restaurantes, colchões de penas em quartos com água quente...
Robert ve ben üç fırtınalı, tutkulu, masalsı yıldır evliyiz.
Robert e eu estamos casados há três esplendorosos anos de paixão Scheherazadiana.
Laboratuarımda, garip saatlerde yaşadığım, tutkulu ilişkilerimden biriydi.
Era um daqueles casos apaixonados a horas mortas no meu laboratório.
Tutkulu olarak değil, ama muntazaman...
Não apaixonadamente, mas regularmente...
Dondurmaya tutkulu musunuz?
Sorvetes devem ser fascinantes.
Mükemmel zamanlama için tutkulu bir an.
No momento de maior paixão.
Bütün o ciddi konuşmalar ve tutkulu anlardan sonra Sunset Bulvarı'nda, bir sağlıklı gıdalar restoranında ayrılıyoruz.
É curioso, depois de todas as conversas sérias e momentos de paixão, a coisa acaba num restaurante naturista de Sunset Boulevard.
Gözlerindeki tutkulu aşk alevini görüyorum.
Eu vejo nos seus olhos, a chama ardente do amor, da paixão.
Tango, tutkulu tango!
Tango, tango pasional.
Bu konuda ne kadar tutkulu olduğumu görüyorsun.
Como verá estou apaixonado por este projecto. Sim.
Kalp çizginizden çok tutkulu olduğunuzu görüyorum.
A sua linha do coraçäo revela um homem apaixonado.
Şu tutkulu tiplerden biri, ha?
É daquelas que gostam de voar alto, não é?
21 yaşına geldiğinde bir düzine ilişkin olacak. İnan bana, bundan çok daha tutkulu olacaklar.
Quando chegares aos 21, já tiveste aí uma dúzia de relações, bem mais apaixonadas do que esta, acredita.
Öyle tutkulu ve ışıl ışıllar ki.
Que têm este brilho milagroso,
Tutkulu bir zaman yolcusuysanız insanlık tarihi sizi bağlamaz hatta Dünya'nın evrimini gözlemleyebilirdiniz.
Um viajante do tempo realmente ambicioso, não perderia tempo com a história humana, nem mesmo faria uma pausa para examinar a evolução da Terra.
Babamın özgürlüğüne karşılık, bekaretimi vermeye ve kralın tutkulu isteklerine razı olmaya geldim.
Decidi trocar a minha virgindade pela vida do meu pai e, assim, submeter-me aos caprichos do rei.
Ekselanslarına yıllardır sadık, son zamanlarda çok italyan ve tutkulu bir işe başladı.
Foi fiel durante vários anos a Sua Excelência, mas começou recentemente um caso muito italiano e muito apaixonado.
Çok açık, tutkulu ve harikaydın.
Foste claro, brilhante, apaixonante.
Bu çayırlar büyülü. Ve sevişirken bu dünyadan göç eden..... tutkulu kadınlarla erkeklerin ruhlarıyla dolu.
Estes bosques estão encantados, cheios dos espíritos dos afortunados homens e mulheres de paixão que morreram no auge ao fazerem amor.
2 kızımda birbirinden tutkulu!
E tenho eu duas filhas!
Belki tutkulu olmuştur.
Talvez tenha ficado ambicioso.
Daha tutkulu.
Mais paixão.
- Bu kadar tutkulu musun, gerçekten? - Suya muhtaç bir kır çiçeği kadar.
- Este é o dia da paixão.
Romantik ve tutkulu bir beraberliğin son anları değil.
E não a última etapa de um romance escaldante.
Her öpüşme birleşmeye, her birleşme en yabanî zinaya dönüştü. Zevkten sarhoş olup birbirlerinin kollarında uyuyana değin bu aşırı tutkulu birleşmeleri devam etti. "Son."
Assim, os abraços sucederam aos abraços, beijando, acariciando e copulando... até adormecerem... num último abraço, bêbados de prazer.
Tutkulu bir kadınsın.
Você é uma mulher de paixão.
Birader Leng, siz tutkulu birisiniz yıldız hanımın size gönderdiği mesaja şaşaırmamak gerek,
És um homem apaixonado Irmão Leng.