English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ T ] / Türü

Türü tradutor Português

1,629 parallel translation
Yani türü anlayabilmek için elimizde olan tek örneği de riske atacaksınız.
Quer perder o espécime que temos para estudar e compreender a espécie? É um assunto de segurança interna.
Burun çekmenin kaç farklı türü var ki?
Quantas maneiras diferentes de fungar é que existem?
Kovan gemisi şematiklerinin içinde solucan türü bir bilgisayar virüsü vardı.
Dentro dos esquemas da nave colmeia havia um tipo de vírus de computador.
Bu böcek türü, ölü bitki yaprakları ile beslendiklerinden dolayı ağaç gelişimine katkıda bulunur.
Estes insectívoros consomem pulgões que danificam as colheitas, promovendo um crescimento saudável da planta.
Clark'ın tuhaf hareketleri hipnozun çok güçlü bir türü olabilir diye düşünüyorum.
Portanto acho que o comportamento do Clark se deve a uma super-hipnose.
İnsan türü doğası gereği bencil bir kişiliğe sahiptir.
O homem é por natureza narcísico.
anevrizmayı ameliyat edebiliriz, onarmayı deneyebiliriz, fakat bu çok hassas bir lezyon türü.
Fecha a porta? Bem, nós podemos... Podemos operar o aneurisma, tentar repará-lo, mas este tipo de lesão é muito delicada.
Birçok bakteri türü suda ölür ama yağla beslenenler hariç.
A água mata quase todas as bactérias, excepto as que digerem gordura.
Kanıtlanmış başarı... Her iki film türü.
Histórias de sucesso em ambos os géneros.
Filmin türü filan. Fakat seni uyarmalıyım JT.
Já ouvi umas ideias do Chris sobre o género, e assim.
Bir türü ortadan kaldırmak için uzaylı olman gerekmez Dave.
Não é preciso ser extraterrestre para eliminar uma espécie, Dave.
Ve aranızdaki ilişkinin türü nedir tam anlayamadım.
Não percebo a vossa relação.
Binlerce yıl önce burada mahsur kalan,... tek bir atadan üremiş 850'nin üzerinde çiklit türü vardır, bu sularda.
Existem 850 espécies diferentes de ciclídeos, os quais evoluíram só de um único ancestral isolado aqui há milhares de anos atrás.
Bugüne dek 3000 in üzerinde balık türü tanımlanmıştır. Bu sayı tüm Atlantik Okyanusu'ndakinden bile fazladır.
Até à data mais de 3,000 espécies dos seus peixes foram descrevidos, mais do que em todo o Oceano Atlântico.
Aynı hastalığın farklı bir türü olabilir mi? Doğru, zamanımızı bilmediğimiz bir hastalığı arayarak harcadık.
Pois... e nós desperdiçámos este tempo todo à procura de uma doença desconhecida.
Bu yeraltı dünyasını mümkün kılan tek bir kaya türü vardır. Kireç taşı.
O tipo de rocha que torna possível todo esse mundo subterrâneo é a pedra calcária.
Hava gibi görünen hava değil... başka bir su türü olabilir.
O que se parece com ar, não é. É só um outro tipo de água.
Çünkü gribin hiçbir türü bir diğerine benzemez. Bu yüzden belirli bir tür ortaya çıkmadan... onun için bir aşı geliştirilemez.
Porque cada estirpe do Influenza é única e por isso não é possível desenvolver uma vacina até essa estirpe específica se manifestar.
Yapılan ilk deneyler Angola virüsünün... H5 virüsünün bir türü olduğunu söylüyor.
Testes preliminares ao vírus Angolano indicam que se trata de uma mutação do H5.
Bir aşı yalnızca belirli bir virüs türü için etkili oluyor.
Uma vacina só é eficaz quando é feita à medida para um determinado vírus.
Onların süper-asker türü.
Uma espécie de super-soldado deles.
Beyaz gergedanla geri çaprazlanmış Kaliforniya türü.
Semente da Califórnia white rhino traçada.
Pasta türü şeyler sever.
Ele gosta de biscoitos.
Sözcük türü nedir?
- Categoria?
Yarın herkese touch football ( futbolun bir türü ) oynatmalıyım ve sonra özgürüz.
Agora é só pôr toda a gente a jogar râguebi amanhã e ficamos livres. Aguenta-te, querida.
Türü belirleyene kadar bilemeyeceğim.
- Só saberei quando ele a identificar.
Başka türü de mi var?
Há outro tipo?
Köpekbalıkları hakkında çok az şey biliyoruz çekiç başların yeni bir türü daha yakın bir zaman olan 2006 yılında Atlantik Okyanusu`nda bulundu.
Sabemos tão pouco sobre os tubarões que uma nova espécie de tubarão-martelo foi encontrada em 2006, no oceano Atlântico.
Her türü var.
De todos os tipos.
Bayan, sizde akciğer kanserinin agresif bir türü var.
A senhora tem um cancro do pulmão bastante agressivo.
Uyuşturucunun türü neydi?
Que tipo de droga?
Erkek türü genetik çeşitlilikle çevrilmiştir.
A espécie masculina é programada para diversidade genética.
Müşterilerimizin % 85'i göğüs büyütmesi. Aktrisler, sıkıştırma ve botoks türü şeyler isteyenler.
85 % dos nossos clientes são aumentos de peito, actrizes que querem lipoaspirações, injecções de BOTOX, essas coisas.
Jake ve Peter Weitzman, 35 yaşında bel ve sakrumdan yapışık pigopagus türü yapışık ikizler. - Ama uzun süremeyecek.
Jake e Peter Weitzman, gémeos siameses de 35 anos unidos pela junção lombo-sacral.
Yaban eşekleri, bu yüksekliklerin en göze çarpan sakinleridir ama Tibet'in en kalabalık otlayan hayvan türü yeraltında yaşar.
Os asnos são os pioneiros mais notórios das fronteiras altas mas o herbívoro mais numeroso do Tibete vive debaixo de terra.
Ama, nasıl olur da bu kadar çok farklı bitki ve hayvan türü burada bir arada yaşayacak alanı bulabilir?
Mas como é que tantas espécies de plantas e animais encontram aqui espaço para viverem lado a lado?
Yeni Gine Adası'nda 40'a yakın farklı cennet kuşu türü yaşıyor ve her birinin de birbirinden tuhaf kur gösterileri var.
Existem quase quarenta espécies diferentes na ilha da Nova Guiné cada uma delas com um visual aparentemente mais bizarro do que as outras.
Ama dünyanın yağmur ormanlarında her zaman meyve veren tek ağaç türü vardır. İncir.
Mas em todas as florestas tropicais há um tipo de árvore de fruto que está sempre a produzir, a figueira.
Tropik kuşakta bir milyona yakın farklı mantar türü olduğu sanılıyor ve çoğu da bilimin henüz tanımadığı canlılar.
Estima-se que existam quase um milhão de diferentes tipos de fungos nos trópicos. A vasta maioria ainda desconhecida da ciência.
Cordyceps mantarının binlerce farklı türü vardır ve şaşırtıcıdır ki her biri belli bir canlı türünde uzmanlaşmıştır.
Existem literalmente milhares de diferentes tipos de fungos de cordyceps e notavelmente, cada um especializou-se em uma espécie só.
Dünyanın en küçük geyik türü olan pudu, gunnera bitkisinin dev yapraklarıyla beslenir.
O pudu, o veado mais pequeno do mundo, alimenta-se das folhas gigantes da gunera.
Amerika Kıtası'ndaki en küçük kedi türü olan kodkod için, pudu yavrusu bir ziyafet.
É o felídeo mais pequeno de todo o continente americano e uma cria de pudu seria um banquete para ele.
Türü tehlikede olan bu kuşlar burada ziyaretçi.
Estas aves ameaçadas são visitantes aqui.
Pek çok balık türü birden fazla cinsel partnere gereksinim duyar.
Algumas espécies de peixes, têm mais de 1 ou 2 parceiros sexuais...
"ayın çalışanı" türü şeyler mi?
Empregado do mês ou algo assim.
Hangi ayı türü en iyisidir?
Que tipo de urso é o melhor?
Belki de kurban edebileceğimiz bir kaç hayvan türü vardır.
Talvez exista algum tipo de animal a quem possamos oferecer um sacrifício.
Yeni uzaylı türü olmasıyla ilgili mi? Doku örneği olmadan söyleyemem.
Do nosso novo tipo de alienígena?
Jenkins park yerindeymiş. Bir sürü türü var.
Há todo o género :
Türü ne?
- Ovos?
- yumruklamak da yok, tekmelemek yok, güreşme türü şeyler yok. - ıssırmak yok.
- Não necessariamente.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]