Udo tradutor Português
54 parallel translation
Hükümlüler Tom Udo Nick Bianco
"PRESIDE O JUIZ HALSTEAD SENTENÇAS"
Ben Tommy Udo.
Eu sou Tommy Udo.
Tommy Udo'ya telefonla ulaşın.
Telefona ao Tommy Udo.
- Buyrun bay Udo.
Consegue sempre ". - Aqui tem, Sr. Udo.
- "Bay Udo."
- "Sr. Udo".
Bir de ateş ettiğini gören bir adam var, Udo ona Sammy diyor dilenci gibi bir şey.
Depois há o tipo que viu o homicídio, um tipo que Udo conhece, chamado Sammy. É uma espécie de pedinte.
Udo ortaya çıktığında adam Larry Young'dan para almaktaymış.
Ia pedir dinheiro ao Larry Young quando apareceu Udo.
Udo'nun dediğine göre Sammy ateş ettiğini görmüş ve toz olmuş.
Udo disse que Sammy ouviu os tiros e fugiu.
Udo'nun cinayet davasında kararın bu gece açıklanması bekleniyor.
"PROCURADOR SEGURO DE CONSEGUIR UMA CONDENAÇÃO POR HOMICÍDIO DE UDO" " BIANCO :
Jüri, Udo davası kararını yarım saat önce açıkladı.
O júri regressou há meia hora com o veredicto do caso Udo.
Udo'nun Larry Young'ın yüzüğünü aldığı gerçeği bile fayda etmedi.
Nem o anel do Larry Young serviu para nada.
Udo kararın okunmasının ardından serbest kaldı.
Deixaram o Udo sair em liberdade assim que leram o veredicto.
Peşine adam taktık ama Udo oldukça hızlıdır.
Estamos a segui-lo, mas o tipo é rápido.
Tommy Udo'yu saldılar.
Libertaram o Tommy Udo.
Onu yapan Tommy Udo muydu?
Foi o Tommy Udo que fez isso?
Beni gördükleri anda Udo'ya giderler.
Assim que me vejam, dirão ao Udo.
Sence kendimi işe verebilir miyim aklım Udo'nun çocuklarıma yapmayı planladıklarıyla meşgulken.
Pensas que poderia trabalhar pensando... o que Udo poderia fazer a ti e às meninas?
Nick, adamımız yarım saat önce Udo'nun izini kaybetti.
Nick, o nosso agente perdeu de vista ao Udo faz uma hora.
Elimizde Udo'nun aleyhine bir şey yok.
Não temos nada contra o Udo agora mesmo.
Udo sonraki hatasını yapana kadar sadece.
Não. Só até que Udo cometa seu próximo deslize.
Udo'nun hakkından gelmenin tek yolu var, o da benim yolum.
Há uma só forma de deter o Udo e é a minha maneira.
- Tommy Udo'yla burada buluşacaktım.
- Sim. - Vim cá com o Tommy Udo.
- Udo burada değil.
- Udo não está aqui.
- Udo burada değil.
Udo não está aqui.
Nasılsınız bay Udo?
Como vai, Sr. Udo?
Tommy Udo'yu buldum.
Encontrei o Tommy Udo.
Udo benim işim.
O Udo é comigo.
- Tommy Udo'yu arıyorum.
- Estou procurando o Tommy Udo.
- Evet? Evet bay Udo?
- Sim, senhor.
- Ama bay Udo, mutfak kapandı.
Mas, Sr. Udo, a cozinha está fechada.
Emredersiniz bay Udo.
- Sim, senhor. Sim, Sr. Udo.
Emredersiniz bay Udo.
Sim, senhor.
Derhal.
Sim, Sr. Udo.
Dinleyin, az önce Tommy Udo ile konuştum.
Escute. Acabo de falar com o Tommy Udo.
- Gördün mü, sorun yok.
Bom. Estás a ver? T udo bem para estes lados.
Ben, kadın çamaşırı işindeyim. Merhaba... Nasıl gidiyor?
Sim, mas não vou viajar para lá para continuar no comércio da lingerie... udo bem... como vai...
Davayı Udo'ya mı devredeyim?
Achas que passe o caso ao Udo?
Tamam, o halde Udo'yu görevinden alıyorum.
Está bem, eu retiro o Udo do caso.
Udo'la konuştum.
Falei com o Udo.
O halde yolumuzda hiç birşey kalmayacak, Udo.
- Então, nada irá nos deter, Udo.
Bu yüzden Udo adında birini onu öldürmek için gönderdi.
Portanto mandou um homem chamado Udo para o assassinar.
Bak Udo işine bitirdiğinde oradaydım.
Eu estava lá quando o Udo o fez.
Udo.
Udo...
Dr. Udo Teller.
O Dr. Udo Teller.
Udo Papenpus'u duydunmu?
Ouviste falar de Udo Papenpus?
Udo'yu düşünüyordum.
Nada, estava pensando no Udo.
Tommy Udo burada mı?
Tommy Udo está cá? - Não.
Bu dostum bay Bianco.
Sim, Sr. Udo?
Yani birisi bu çocuğa kendini kötü hissettirmese, herhâlde yapmazdı.
Este m ¡ údo não far ¡ a ¡ sto a ele própr ¡ o se alguém não o t ¡ vesse fe ¡ to sent ¡ r mal.
Udo, takımını al ve oraya git.
Udo, leva a tua equipa por aquele lado.
Udo.
Udo?