Ue tradutor Português
181 parallel translation
Genç arkadaş, alışverişe çok sık gelmiyorsun Bu yüzden herkese davrandığım gibi sana davranmayacağım.
Meu rapaz, tu não vens às compras muitas vezes... portanto hoje ofereço-te o que escolheres ue valha um cêntimo.
Yapma, bundan daha çok yemem lazım. Hala büyüyorum ben.
Vá lá, preciso mais ue isto, estou a crescer.
Warren, burada ne halt oldu?
Warren, ue raios aconteceu?
* Bir çift göz * görüyorum ona sürekli bir şekilde bakan, * nereye giderse gitsin bir köle gibi onu sürekli takp eden.
Um par de olhos... Vejo a forma que eles a comtemplam... Como escravos, eles seguem-na para todos os lados ue ela vai...
Ben bir koku almıyorum.
Ué, que curioso, pois eu não sinto nada.
Sanırım "teşekkür ederim" demeye çalışıyor.
Achoq ue ele está a tentar dizer obrigado.
Neden duruyoruz? Anlarsın...
- Por ue estamos parando aqui?
- İhtiyaç duyduğum her şey.
- Tudo oq ue possa usar.
"Vuu-vuu" nun "vaa" dan daha etkili olduğunu mu bulmuşlar?
Verificaram que o oo-oo era mais eficaz que ue-ue?
Öyleyse ne yapmak istiyorsunuz.
Então q'ue tenciona...?
Ne farkeder ki?
Que é ue isso importa?
lcheb'i sadece o kurtarabilir.
Ele é o único q ue pode salvar Icheb.
Özen göster, ama itibar etme.
Ê assim ue te fazes entender, mas deixas o homem com dignidade.
- O olduğunu düşünüyorum.Bu Bowman.
E bonito. Acho ue é ele. Ê o Bowman.
Bu nasıl?
Toma, ue tal?
- Tam olarak yerini bilmiyorum ama AB'de bir yerlerde...
- Não sei bem exactamente mas fica na UE...
Avrupa Birliği'ndeki her birinci sınıf öğrencisine standart bir test yapılır.
Todos os graduados em primeiro lugar da UE fazem um teste standard.
O ne?
¿ ue é isto?
Benim Angel'ı görmem gerek.
Tenhoq ue ver o Angel.
AB'ye katılmak iyi oldu mu sizce?
Acha que a UE tem sido boa para a Dinamarca?
Bu tesis tamamlandığı zaman Danimarka AB'nin ay çiçek yağı ve özel yağlar üretiminde lideri olacak.
Quando esta fábrica estiver pronta, a Dinamarca liderará a UE... em produção de óleo vegetal de plantas especiais.
Avrupa Birliğini medikal teknoloji konusunda nasıl ikna edeceğimizi konuşuyorduk.
Como convencer a UE a adoptar o nosso plano de ajuda humanitária e tecnologia médica para o desenvolvimento das nações.
Ben, Dar-es - Salaam'daki Avrupa komisyonu'nun delegesiyim.
Sou o chefe da Delegação da UE em Dar-es-Salam.
Victoria Gölü'ndeki balık endüstrisi... Tanzanya'dan AB'ye ihracatta birincidir.
O peixe do Lago Vitória é o artigo que a Tanzânia mais exporta para a UE!
1999 yılında AB'den bir müfettiş şöyle dedi :
E em 1999, o inspetor da UE disse :
AB Tanzanya'ya Victoria Gölü'nden balık ihracatı sağlamak için... 45 milyon şiling verdi.
A UE doou 450.000 Euros à Tanzânia, para garantir a exportação de peixe do Lago Vitória...
Ölümünden önce büyük amcam benden mirasının dağıtıcısı olmamı istedi...
Antes de sua morte, meu tio - avô pediu para q ue eu fosse o executor de seu testamento.
Büyük amcam rüyalar gibi bilimsel olmayan konularla ugraşacak birisi değildi.
Meu tio-avô não era do tipo q ue possuía q ualq uer interesse em tolices não-científicas como sonhos.
"Yeni, çünkü dün garip şehirlerle ilgili bir rüyada yaptım."
"Ela é nova, deveras, já q ue eu a fiz na última noite, em um sonho com estranhas cidades..."
"Ve rüyalar Tyre'dan, Sfenks'ten veya Babil'in bahçelerinden daha eskidirler."
"... e sonhos são mais anti gos q ue a revolta Tiro, q ue a contempla - tiva Esfin g e, ou q ue a Babilônia dos jardins suspensos. "
Tanrım, gördüğüm, ve duyduğum ve hissettiğim şeyler... "
Deus meu, as coisas q ue ví, e ouví e sentí... "
" Kabus boyunca daha önce duyduğum hiçbir şeye benzemeyen bir ses vardı.
" Através de todo pesadelo de lugar havia esse som, como nada q ue eu já tenha ouvido.
Uyandıktan sonra hatırladığınız herşeyi yazın, sonra da yazdıklarınızı bana getirin. "
Escreva-os ~ q ualq uer coisa q ue o senhor recorde q uando acordado ~ e então traga-os à mim "
"Ne kadar... Günlerden ne?"
"Quanto tempo... q ue dia é hoje?"
Ne gördünüz? "
O q ue você vê? "
Neden? "
Por q ue? "
Büyük amcam 1908 yılında bir arkeologlar toplatısında yaşadığı tesadüfi bir karşılaşmayı anlatmış.
Meu tio-avô descreveu um encontro casual q ue ele tivera em um encontro de ar - q ueologistas em 1908...
Bana birinin bunun hakkında bir şeyler söyleyebileceğini ummuştum. "
Eu esperava q ue al g uém aq uí pudesse me dizer al go sobre isso ~ "
"Nedir bu?" Nereden geldi? " "Daha önce hiç böyle bir şey görmedim."
"O q ue é isto?" "De onde veio isto?" "Nunca ví nada como isto..."
Kadınlar ve çocukların kaybolduğu ve bataklığın derinlerinden davul sesleri geldiğini rapor etmişlerdi.
Al g uns roceiros reportaram q ue mulheres e crianças de - sapareceram e havia o som de tam bores vindo das pro - fundezas do pântano.
O gece işe gidebilmek için benimkini ödünç almıştı.
Ele levou a carrinha emprestada para ue pudesse ir trabalhar nessa noite.
"Almanya ve Polonya Avrupa Birliği genişlemesi için iş anlaşmaları peşinde."
"Alemanha e Polónia procuram negociar mão-de-obra para facilitar expansão da UE."
Avrupa Birliği gıda dağıtım merkezlerinde birçok dostum var.
Tenho amigos em centros de distribuição de alimentos espalhados pela UE.
Tanrı ayaklarını neden burnundan uzakta yapmış hiç düşünmedin mi?
Porque é ue achas que Deus os pôs tão afastados do nariz?
- Benim uçağımla olmaz.
Faz oq ue te digo, miúdo.
Derdiniz ne?
- Ué, que busca?
Nasıl meşgul olabilir ki?
Ué, como ocupada?
Ne düşünüyordun?
Oq ue achas?
"Diğer bebekler doğunca" uva-uva "der".
Enquanto os outros bebés, quando choram, fazem : "ué... ué."
Evet, tabi ki de.
Claro, ué.
- Bugün kitabı getirmedin mi?
- Ué, não trouxe livro, não?