Umrumda tradutor Português
4,052 parallel translation
- Umrumda değil.
- Não quero saber!
* Çünkü umrumda olması için çok uçmuşum *
Pois eu sou demasiado fixe para me preocupar
* Umrumda değil *
Não quero saber
* Köprüye arabamı çarptım * * Umrumda değil *
Não quero saber
* Bunu seviyorum, umrumda değil *
Adoro, não quero saber
Bilmiyorum ve umrumda da değil.
Não sei, nem quero saber.
Çünkü artık umrumda değil.
Porque agora não quero saber.
Gerçekten umrumda değil.
Não quero saber.
"Sevgili June, ne yaptığın umrumda değil. Mark."
" Querida June, não quero saber o que fazes.
... ne yaptığın umrumda değil.
Mark. "
Umrumda değil.
Não me interessa.
Onun ne söylediği umrumda değil.
Não quero saber o que ela disse.
Umrumda değil.
Não importa.
Chloe, çocukken gittiğin o deli kampı umrumda değil.
Chloe, não me interessa que tenhas andado num acampamento de doidos.
Köpek formuna geçtiler 640 00 : 49 : 03,346 - - 00 : 49 : 05,448 ve son derece tehlikeliler. Bu berbat şeyin ne kadar kötü bir durumda olduğu umrumda değil.
Eles assumiram forma canina e são considerados extremamente perigosos.
Herkes izlese bile umrumda değil.
Não me importo se toda a gente estiver a ver, neste momento.
Umrumda değil Eve yakın biryerden iş bulacağım.
Vou arranjar um perto de casa. Não me importo.
Ama var ya... artık umrumda değil.
Mas, sabe que mais... eu já não me importo.
Benim umrumda.
Eu importo-me.
Durdurmanız umrumda değil.
Cancele, quero lá saber.
Hamile olup olmaman umrumda değil!
Eu não me importo se você está grávida ou não!
Arka koltukta Amerika Başkanı olsa bile umrumda değil.
Não quero saber se leva o Presidente no banco de trás.
Çalışmam umrumda değil.
Não me importo sobre o meu estudo.
Umrumda değil.
- Não me importa.
Neyi kabul edecekleri umrumda değil.
Não me interessa o que eles vão aceitar.
Bak Gardiner, sana bu operasyonda yer alma yetkisini kimin verdiği umrumda değil. Benim kabullenemeyeceğim şey... - Dedektif...
Olhe, Gardiner, não interessa quem lhe deu autoridade para participar nesta operação, que não vou mais...
Tamam mı? Nereye gittiğin gerçekten umrumda değil, tamam mı, ne yaptığın umrumda değil ama bu, bu bitecek!
Não me interessa onde vais, ou o que fazes, mas isto, isto tem de parar.
Aaa, şey... Umrumda değil.
Não me interessa.
Kaç adam kaybedeceğin umrumda değil ben kızı bulana kadar onları birbirinden ayrı tutun.
Não me interessa quantos homens perdem. Afasta-os tempo suficiente para conseguir encontrá-la.
Umrumda olmaması ne kadar hoş.
Tão feliz... por não querer saber.
Ne gördüğü umrumda değil.
Não me importa o que ele viu.
Umrumda değil.
- Não me interessa.
Ne kadar iyi olduğunu düşündüğün umrumda değil. Ama kimse benimle böyle konuşamaz.
Não me interessa o quanto bom que pensas que és, mas ninguém fala comigo assim.
Ölen kişinin ben olmadığımı söyle işte, umrumda değil.
Diz-lhe que não era eu. Não importa.
Siyaset umrumda değil.
Não ligo muito para a politica.
Bilmiyorum, umrumda da değil.
Não sei, nem me interessa.
Sanki o sürtüğe ne olduğu çok umrumda.
Como se eu me importasse com aquela rameira.
Korsanlık ideolojisi, telif hakları veya bunun politikası umrumda değil.
Eu não ligo à ideologia pirata, copyright ou política.
Hangi Patel ile çıkacaksan işte. Umrumda değil.
Seja qual for o Patel com quem estejas a namorar, eu não estou preocupado.
Umrumda değil artık. Beyazların gücü!
Poder ao homem branco!
Bir torbacının ne diyeceğinin pek umrumda olacağını sanmıyorum.
Watson? Não me importa o que um conhecido traficante de drogas tem a dizer.
- Kimin verdiği umrumda bile değil.
Não quero saber quem te deu.
Ona uyup uymaması umrumda bile değil.
Não quero saber se lhe convém.
Bunca zamandan sonra beni görmek istemeyecektir, ama nedense umrumda değil.
Ela não me quer ver depois de todo esse tempo. E eu não me importo.
Umrumda değil, biliyorsun değil mi?
Sabes que não me importo, certo?
Sana ne olacağı umrumda değil, ama eğer öleceksen bari doğru düzgün öl.
Mesmo assim não me importo com o que te acontece. Mas se vais morrer, é bom que seja épico.
Bonnie Bennet umrumda bile değil.
Não quero saber da Bonnie Bennett.
Umrumda değil. Sam, dinle.
Sam, ouve.
- Umrumda değil.
- Não me interessa.
Kim olduğun umrumda değil.
- Não me interessa quem és.
Serbest bir ilişki sahibi ve havalı biri rolünü oynamandan bıktım. Umrumda değil.
Eu não quero saber.