Una tradutor Português
736 parallel translation
Sarışın bir tane!
Una loura!
Tony, dürüst bir Katolik aileden geliyor.
Tony pertence a una estupenda família católica.
Onları birleştirir, ilk kralları olursun.
Una-os a todos e seja o seu primeiro rei.
Pek hoºuna gitmeyecek.
Vais detestar aquilo.
ªuna bak.
Olha para aquilo.
Bana aptal bir çocuk muamelesi yapma.
Não me trate como a una criança idiota.
Hoºuna gitmeyecek bir ºey yapmam Yüzbaºi.
Nao farei nada que lhe desagrade, Capitao.
Ayi gibi burada oturup, deli gibi içki içmek... hoºuna gidiyor o kadar, öyle mi?
So gostas de te esconder aqui como um urso, nao é? E beber que nem um doido?
Eminim haberler bu gün yine farklı değil çünkü sadece bir veya iki fazladan sayfası var.
Não acredito que as notícias mudem por una amassados.
Onları una batırdık ve kahvaltı için kızarttık.
É melhor acalmarem-se, estou a avisar-vos.
1 ya da 2 saat bekledik. Kız gelmeyince... ben de gittim.
Esperamos una hora, duas... e como ela não aparecia, fui-me embora.
Susanna neredeyse 30'una varacak.
Susanna tem quase 30 anos.
Eğer sıcaklık aynı oranda yükselmeyi sürdürürse ve oraya 29'una kadar varırsak...
Se a temperatura continua a subir na mesma proporção, - e se lá chegarmos a 29... - No dia 29?
Önümüzdeki cumartesiden bir hafta sonra, sabah saat 11.10'da aranacak ve 61.Cadde'deki Timothy Swardon Sanatoryum'una götürüleceksin.
Do próximo sábado a uma semana irão buscá-lo às 11.10 e levá-lo para o Sanatório Timothy Swardon, na Rua 61, 84 Leste.
Ekimin 10'una kadar ödemiş oldun.
- Sim. - Precisas de um empréstimo?
Curwen köye lanet etmiş.
Curwen lançou una maldição sobre a aldeia.
Francesca Vanini'nin kıçını pandiklediğim zamanı kastediyorum.
Quando me viu dar una palmada na bunda de Francesca Vanini?
Suya fluorid katmanın yanı sıra, bir çok araştırma yapılmakta tuza, una, meyve sularına, sabuna, şekere, süte fluorid karıştıracaklar.
Para além da fluoretação da água, estão a ser feitos estudos para pôr flúor no sal, na farinha, sumos de fruta, sopa, açúcar, leite.
Gerçektaraflararası uzay boyunca süren bir gece sürüşünden sonra evde olacaktık.
Una noite de condução através do espaço intersideral, e estaríamos em casa.
Şu çantada ne varsa % 30 una.
Trinta por cento do recheio da mala.
Onun % 30 una karşı senin bana vereceğin % 40 var. Anlaşıldı mı?
Ou estás comigo a quarenta por cento ou estás contra mim a trinta, entendido?
O lanet şeyleri Ed Hewitt'in Şapel Fon'una vermeye çalışıyorum...
Bem, estava querendo doar estas coisas para o fundo da capela Ed Hewitt,
Una prima.
Primeira tomada.
- Seni çingeneye şikayet edeceğim.
- Una pilha, por favor. - Vou contar à cigana.
- Az sonra devriye var.
- Há una ronda daqui a uns minutos.
Öyle erkek delisi ki, 9'una varmadan evlendireceğiz diye korkuyorum.
É louca por rapazes, tenho medo que se case antes dos 9.
Tommy 9'una basacak.
Sim, sim. Bem, Tommy tem quase 9.
Üç milyar pound'una.
3 milhões de libras.
O topa vuranlar siz ikinizdiniz. Sıkı dostlar.
Pareciam una com carne, os dois a jogar à bola.
29'una dört gün kaldı.
Faltam apenas quatro dias para o 29.
Esposito bunu Amerikalıların 4 Temmuz'una denk getirdi. Kahramanı George Washington'ı taklit ediyor.
Esposito quer que coincida com o dia da independência americana para ele imitar seu herói, George Washington.
Una çok ihtiyacım var.
- Precisamos muito de farinha.
Git Bayan Farnsworth'una dil döküver?
Estás a tentar adular-me?
" ve Ulu Tanrının bir parçası haline gelecek.
" que se una ao Seu glorioso corpo,
Ve daima hatırla : Aile, tektir.
E lembra-te... de que a Família é una.
Aile tektir.
A Família é una.
Quasi una fantasia,
Quasi una fantasia, sim?
Söyle bana, Konsiliyer'im... Don'una herkesin bildiği şeyi anlatmanın zamanı gelmedi mi sence?
Consigliere meu diga ao seu Don o que todo mundo parece saber.
Onu taşa çevirdi. Don Kişot Büyücü ile savaş edene kadar, o eski haline geri dönemeyecek.
Não recuperará sua forma anterior até que Dom Quixote se una em único combate...
Coventry City, 0, Bay Johnson'un Eşi Una, 3.
Coventry City, 0, Mrs. Johnston's Una, 3.
Bir müzisyenin konseri canlı yayınlanıyor. Bir zamanların Londra'sından bir zamanların New York'una. Günlerden de Çarşamba.
Então imaginem um músico... a emitir ao vivo do que foi Londres para o que foi Nova Iorque numa 4ªfeira.
Hayır, senin Om'una zarar vermeyecek.
Não, ele não o vai danificar.
Bu gece sevgi dolu, özel, ya da öyle bir gece olacak diye ona söz verdim.
Que seria una noite romântica e especial.
Eğer bir yakuza büyük bir suç işlerse, yada oyabun'una, karşı sözünü bozarsa, patronu... bunu hayatını alabilecek kadar büyük bir suç olarak görür sonra suçunun tek telafisi olarak pişmanlığının bir sembolü olarak kendi parmağını kesmesini ister.
Se um yakuza cometer uma grande ofensa ou quebrar a sua palavra ao seu oyabun, o chefe, uma ofensa tão grande que exija que a sua vida lhe seja tirada, então, a única forma de pagar pelo seu crime é oferecer o seu dedo como sinal de arrependimento.
Benim sadece 1938 Buick'le bir resmim var.
Há una minha em um Buick 1938.
Güney sporlarının Napolyon'una.
Ao Napoleão dos desportos do sul.
30'una kadar doğurmazsan, çocuğun geri zekalı olurmuş.
Se não tiver filhos até os 30, terá um idiota mongoIóide.
Arkadaşım Ida Cookson sevgili yitik kocasıyla bu hoş sohbete katılıncaya dek Nezaketin İki Kıyısı'nı ara.
Procura pela Dupla Margem da Bondade até que a minha amiga se una em comunicação com o falecido marido.
Daha önce hiç inek verilmemişti, bana.
É a 1ª vez que me dão una vaca.
Çok meşhur biri.
Tiene una gran reputación.
30'una bastın!
Tens 30!