Uniformanı tradutor Português
240 parallel translation
- Uniformanı giy, madalyalarını da tak.
- Aparece fardado, com as medalhas.
- Üniformanızı giyin, bayım.
- Sim, senhor.
Üniforman düzgün değil, yüzbaşı.
Você não está devidamente fardado, Capitão.
Üniformanı yıkayıp, ütüledim.
Limpei e passei a ferro o teu uniforme.
Üniforman burda, al bakalım.
Tenho o seu uniforme.
- Üniformanı neden giymiyorsun?
Por que nao usa a farda?
Üniformanıza saygısızlık.
Sao uma vergonha para a unidade.
Yanki Üniforman var diye...
Lá porque tem aquele fatinho de soldado ianque, não pense que pode...!
Üniformanız sizi durdurur.
A farda justa mantê-lo-á direito.
Üniformanın bir parçası, bayanlarınki hariç.
Faz parte do uniforme de gala, menos para as senhoras.
- Üniforman yok mu?
Não usas uniforme?
Üniformanı temizlesinler.
O meu impedido limpa-lhe o uniforme.
Üniforman nerede?
- Foram capturados.
Üniformanı giy.
- Toca a vestir a farda.
- Evet, ondan korkmuştur! - Üniforman olmalı.
- Sim, sim, foi isso que o assustou.
Üniformanız size, üzerimizde yetki sahibi ve bizden sorumlu olma hakkı vermiyor.
O seu uniforme não lhe dá autoridade nem responsabilidade sobre nós.
Üniformanı dezenfekte et.
Descontamine a farda.
Üniformanızı çıkardım, efendim.
O uniforme está preparado, senhor.
Üniformanıza takılacak çizgileri aldım.
Já comprei os seus galões.
- Üniforman, Kaptan.
- A sua farda.
Üniformanı giy ve kulaklarını sakla.
Vista a farda e esconda de novo as orelhas.
Üniformanın yeşil-kırmızı deri çizgileri vardı tam önünde çapraz inen büyük pirinç düğmeler vardı.
Era de cabedal verde, tinha riscas vermelhas, e uma fileira de botões de bronze até aqui.
Annem her seferinde, her gece doğal olarak beni tekrar gördüğü için şanslıydı. Annem ve evde kalan diğerleri bana seslenerek "Üniformanı çıkar."
E a minha mãe, todas as noites, sentia-se afortunada por me ver e pedia-me, assim como outras pessoas da zona :
Üniformanın toplam değeri...
O valor total da farda era...
Üniformanın toplam değeri...
O valor total da farda...
- Üniformanın...
- O valor total da farda poderia...
- Üniformanı giy. - Bu çok aptalca.
Vista o uniforme.
Üniformanı giyeceksin ve bir mum hariç evdeki bütün ışıkları söndüreceğiz.
Vista o uniforme. Apagamos as luzes, só fica uma vela acesa, e poderá dizer que me ama.
Üniformanı tarif et Kolb.
Descreva o seu uniforme.
Üniforman nerede?
- Onde está a sua farda?
Üniformanın içinde çok hoş görünüyorsun.
Ficas linda nesse uniforme.
Üniformanın her yanı yiyecek oldu.
Que nojo! Sujaste-te todo com a comida!
Üniformanın rehberin olmasına izin ver.
Guia-te pelo uniforme.
Üniformanız sizi yaralanmaktan korumaz.
O uniforme não o torna invulnerável.
Üniformanı niye çıkardın?
Que fazes desfardado?
'Not : Üniformanı değiştir, Pug.
- Vai estar sem uniforme, Pug.
Üniforman içinde bir beyaz edasıyla Tynin'e gidip halktan birilerini suçlayacak olursan... sonunda Waters gibi öldürülürsün.
Se se aproximar de Tynin de uniforme, com modos de branco e a acusar os locais, acaba täo morto quanto o Waters.
Üniforman sana çok yakışmış.
Fez aquele uniforme parecer bem.
Üniforman yanlış.
Não trazes a tua farda, rapaz.
Üniformanı giymesen iyi olur.
É melhor que não vistas o uniforme.
Üniforman nerede?
Onde está a tua farda?
Üniforman, dostum. Harika görünüyorsun.
O teu uniforme, mano Ficas bem nele.
Üniformanız nerede Binbaşı?
Sem uniforme?
Üniforman, 24 saat içinde sana teslim edilecek.
O uniforme ser-lhe-á entregue dentro de 12 horas.
Üniformanın yılda iki kez değiştirilmesi gerektiğini aklından çıkarma.
Recordo-lhe que terá de o trocar duas vezes por ano.
Üniforman nerede?
Bolas, onde está o seu uniforme?
- Üniformanızı yanınızda mı getirdiniz?
- E trouxe o uniforme de gala.
Üniformanı giy.
Ponha o seu uniforme.
Üniforman yok mu?
E o seu uniforme?
Üniformanı geri istiyormuş gibi yapsan iyi olur, angut.
É bom que fingas que queres o uniforme de volta.
Üniformanın size yakışmadığını söylemiyorum, Bayan Cushing. Fakat sizi üniformasız görmek güzel.
Não digo que a farda não lhe ficasse bem, Miss Cushing, mas é bom vê-la sem ela.