Universitedeyken tradutor Português
259 parallel translation
Universitedeyken tanıştık.
Conhecemo-nos quando eu estava na faculdade.
Üniversitedeyken o kadar çok kitabı nasıl okuyabildiniz?
Como voce fazia para se lembrar de tantos livros na universidade?
Üniversitedeyken yazmıştım bunu.
Escrevi-a quando estava na faculdade.
Üniversitedeyken, Otto Rank'ın bu konuda bir yazısını okumuştum.
Uma vez, li uma publicação quando estava na faculdade, acerca disto, acho que era do Otto Rank.
- Üniversitedeyken yaptığın plânlara ne oldu?
E os teus planos de ires para a faculdade?
Üniversitedeyken bir Reballo tanımıştım.
Conheci um Reballo na faculdade.
Üniversitedeyken beni küçük birkaç işte çalıştırmışlardı.
Eles recrutaram-me na Universidade por um motivo menor.
Üniversitedeyken bana hep bunu söylerdin, hatırladın mı?
Era o que costumavas dizer-me no Liceu, não era?
Üniversitedeyken evlenenler hakkında ne düşünüyorsun?
Que achas das pessoas se casarem ainda na universidade?
Üniversitedeyken testi pencereden Lettick'e uzattığın zamanı hatırlıyor musun?
Lembras-te quando, no liceu, passaste o teste pela janela para o Lettick?
Üniversitedeyken oda arkadaşıma tecavüz edilmişti.
Quando andava na universidade. Uma amiga minha foi violada.
Üniversitedeyken bana "Küçük bulldog." derlerdi
Na faculdade, chamavam-me "o pequeno bulldog".
- Üniversitedeyken, Alex'in yanında oturuyordum sanat tarihi dersiydi.
- Sim.
Lisedeyken küpeli çocuklardı. Üniversitedeyken motosikletli, deri ceketli çocuklar.
No liceu eram tipos com brincos, na universidade foram as motos e os casacos de coiro.
Üniversitedeyken.
Quando estive na universidade, senhor.
Üniversitedeyken çok iyi bir oyuncuymuş, sonra küçük turnuvalarda devam etmiş.
Dizem que foi bom jogador na faculdade, depois passou aos mini-torneios.
Üniversitedeyken dans kursunda Nadya isimli bir partnerim vardı. Bütün ilgi üzerindeydi.
A minha colega na aula de dança na universidade chamava-se Nadia, tinha sempre todas as atenções.
Üniversitedeyken bir langırtımız vardı.
Tínhamos este jogo na faculdade.
- Üniversitedeyken.
- Quando andava na faculdade.
Üniversitedeyken dernekteki en aptal çocuk, dişçilikten ayrılıp mimarlık okuyan biriydi.
O tipo mais idiota da minha fraternidade tornou-se arquitecto, depois de ter desistido de Odontologia!
Üniversitedeyken sizi araştırmıştım.
Estudei-o na Universidade!
Üniversitedeyken.
Na faculdade.
Üniversitedeyken, Noel tatilinde bana eşcinsel olduğunu söylemiştin.
Quando andávamos na faculdade e, no feriado, me disseste que eras gay...
Üniversitedeyken insan her şeyi denemek ister ya.
Sabes como é na faculdade. Experimentámos.
Üniversitedeyken, dönem ödevi yazmamız gerekti.
Quando andei na faculdade, tivemos de fazer um trabalho.
Üniversitedeyken ilk yil sonu babamin beni almaya gelmesi sanki dün gibi.
Parece que foi ainda ontem que o meu pai me veio buscar no fim do 1º ano.
Üniversitedeyken uydudan senin maçlarını izlerdim.
Quando eu estava na faculdade via, via satélite, os teus jogos.
Üniversitedeyken gitmiştim.
Foi quando andava na faculdade.
Üniversitedeyken Chandler sarhoş oldu ve yurttaki temizlikçi kadınla yattı.
Na Universidade, o Chandler embebedou-se e dormiu com a empregada da limpeza.
Üniversitedeyken ilk yıl sonu babamın beni almaya gelmesi sanki dün gibi.
Parece que foi ainda ontem que o meu pai me veio buscar no fim do 1º ano.
Üniversitedeyken grubu olan sevimli bir çocukla tanışmıştım.
Conheci o cantor na faculdade e éramos amigos. Era um gajo mesmo baril e muito atinado.
Üniversitedeyken o toplantılara katıIdığını söylüyorlar.
Eles dizem que você assistiu às reuniões enquanto estava no liceu.
Üniversitedeyken bir ara sakinleştirici kullanmıştım. Pekala.
Tomei algo parecido no liceu.
- Üniversitedeyken kıçımı yırttım.
- Esforcei-me muito na universidade.
Üniversitedeyken ben de yapardım.
Eu fiz isso na faculdade.
Luke'un yeri. - Üniversitedeyken, dairemin hemen karşısında korkunç bir restoran vardı.
Quando estava na universidade havia um restaurante horrível... do outro lado da rua do meu prédio.
- Üniversitedeyken bir partide ekilmiştim. Kappa Sig'in Hawaii partisiydi.
- Uma vez deram-me uma tampa... numa festa da faculdade.
Üniversitedeyken bir kitap yazmıştım.
Escrevi um livro quando estava na universidade.
Üniversitedeyken Captain Crunch'la beslenirdim.
- Corta-o.
Üniversitedeyken, gençliğin ve kibirinle ilerlemene izin verirler.
Na faculdade, deixam-nos passar, devido à juventude e confiança.
Üniversitedeyken, biz bunu perşembe geceleri yapardık.
Na faculdade, era uma noite de quinta-feira.
Üniversitedeyken de Üniversiteden sonra da.
- E quando andava na faculdade. E depois.
Üniversitedeyken bir kere kız arkadaşımı aldatmıştım.
Quando eu estava na faculdade, traí a minha namorada uma vez.
Üniversitedeyken okumuştum.
Eu li-o na universidade.
Üniversitedeyken genetik okumuştum.
Estudei Genética na faculdade.
Üniversitedeyken âşık oldum ve evlendim ve- -
Quando andava na universidade, apaixonei-me e casei-me. E...
Şimdi, benim gerçek açılma hikayem mi? Üniversitedeyken oldu.
Não, a minha verdadeira saída do armário aconteceu na universidade.
Sana söylemeliyim! Üniversitedeyken... Siz yanımda sevişirken, uyumaya çalışmak ne zordu biliyor musun?
Tenho de te dizer, na faculdade, fazes ideia de como era difícil dormir... a 3 metros de distância de vocês a consumarem o acto?
Üniversitedeyken oynadığımız bir içki oyunu vardı. Hapları eriticiye koyarsan, sadece protein ve biyolojik maddeler kalır.
Na universidade tínhamos um jogo de bebida em que as drogas se acumulavam numa camada de solvente e ficávamos só com as proteínas e o material biológico.
Karanlıkta parlayan güneş sistemi olabilir. Üniversitedeyken bende vardı.
Que tal um sistema solar que brilha no escuro, como tinha na faculdade?
Üniversitedeyken her sömestir 500 dolar alırdım.
Na faculdade, tinha de ter $ 500 por semestre para propinas e livros.