Université tradutor Português
1,618 parallel translation
Universite futbolu.
Futebol colegial.
- Bilmiyorum Üniversite olabilir mi?
- Que tal uma universidade?
- Katie-Lynn Johnson Üniversite'de.
- A Katie Johnson está na universidade.
Üniversite sınavlarına girmek için çok geç olduğunu düşünmüyorsun değil mi?
Será que é muito tarde para entrar na faculdade?
Üniversite Polisi.
- Polícias universitários.
Üniversite bursu!
Quem?
Sonbahar'da tekrar Üniversite Seçme Sınavına girmem gerekiyor sonra Üniversite'de İşletme okuyacağım.
Tenho de fazer de novo o teste de admissão à faculdade no Outono e depois vou para a faculdade estudar gestão.
Üniversite bir servet tutuyor.
A universidade é cara.
Üniversite başvurusunda bunu giymiştim.
Foi o que usei na entrevista da universidade.
Üniversite tarafından kabul edildim.
Fui aceito por uma faculdade.
Üniversite mi?
O que? Faculdade?
Üniversite başlayana kadar yatakta usta olurum.
Quando chegar à universidade, serei o Chefe de Aço do pudim vaginal.
- Üniversite pozu veriyorum.
- Estou a fazer pose universitária tipo...
Benim de almam lazım. Üniversite için.
Também tenho de comprar um para levar para a universidade.
Kindarlık bu. - Üniversite fonlarının da utancı.
É uma abominação e um abuso dos fundos da universidade.
Üniversite falan?
Bem, colégio?
oh cok iyi bir progrma ve universite.
Tem um programa muito bom.
Üniversite kıyak bir şey.
Agora, o colégio é assassino.
Üniversite kapatılmıştır.
A universidade está encerrada.
Bay Dr. Müller! Üniversite adına bu durumu protesto etmek zorundayım.
Herr Doutor Müller, em nome desta universidade tenho de protestar.
Üniversite'ye nereye gittin :
Onde é que estudaste?
Üniversite senin için ne demek bilmiyorum ama benim için, yeni bir başlangıç, kendimi yeniden keşfetmek için bir şans demek.
Não sei como foi a faculdade para si, mas para mim foi uma espécie de recomeço, uma oportunidade de me reinventar.
Üniversite bana iş teklifinde bulundu.
A faculdade ofereceu-me um emprego.
Üniversite güvenliği battaniyenin altında ne var derse ıstakoz tuzağı diyeceksin. - Istakoz tuzağı mı?
Voltei, estou contigo durante oito minutos.
"Üniversite çalışanları görevlerini yerine getirirken dürüst olmalı ve özel ilgileriyle mesleki yükümlülüklerini birbiriyle karıştırmaktan kaçınmalıdır."
Funcionários da faculdade devem sempre ser honestos no desempenho das tarefas e evitarem o conflito entre interesses pessoais e a responsabilidade profissional.
Üniversite bittikten sonra başladım.
Comecei logo que saí da faculdade.
Üniversite düzeyinde.
- É quase universitária.
Üniversite.
Faculdade.
Üniversite eğitimin için evden çok uzaklaşmak istemedin ve USC'ye gittin.
Não quiseste afastar-te muito para ir para a faculdade, por isso foste para a USC.
Üniversite boksörmüşsün.
Você foi pugilista na faculdade.
Üniversite mezunlarına destek veren bir vakıfta çalışıyorduk.
Trabalhamos para uma fundação que apoia grupos de desfavorecidos.
"Üniversite öğrencisi kataloğu"
"Guia Prático do Estudante."
Üniversite de size bunları mı öğretiyorlar, kardeşim?
O que é que aprendeste nessa universidade, irmão?
Üniversite arkadaşı olduğunuz konusunda söylediğiniz yalana ne demeli?
Por que mentiu ao marido dela sobre serem colegas de faculdade?
Hearst Üniversite kimliğini taklit etmek ise kolay, aslında...
O cartão de aluno da Hearst é muito simples.
- Üniversite! Evet!
- Faculdade!
Adım Veronica Mars. Hearst Üniversite gazetesinde muhabirim.
Sou Veronica Mars, jornalista da Imprensa Livre de Hearst.
Üniversite'de aldığımız bütün işe yaramaz Foghat posterleriyse benimdi.
Tudo o que era poster dos Foghat que comprámos ironicamente na universidade era meu.
Üniversite'de okuyan bir kızım var ve iki kıza daha bakamam.
Tenho uma filha na universidade, e não me estou a ver a ficar com mais duas.
Üniversite ikinci sınıf öğrencisi bir kızın öksürüğünde kan vardı.
Aluna do segundo ano da faculdade que tossiu sangue.
Üniversite ilk sınıftayken ve Marshall ile Lily ilişkilerinin ilk haftalarındayken saat sabahın dördüydü ve size yalan söylemeyeceğim birazcık dağıtmıştık.
Quando ainda éramos caloiros e o Marshall e a Lily estavam a poucas semanas de começarem a sua relação, eram 4 da manhã, e não vou mentir, estávamos um bom bocado "arruinados".
Üniversite hazırlık kursuna katılmalıyım.
Eu devia ir às aulas de preparação para a faculdade.
- Üniversite hazırlık kursunu bıraktım.
- Abdiquei das aulas de preparação.
Üniversite nasıl gidiyor.
Como vai a universidade?
Üniversite için para biriktirmeye gerek olmadığını düşünmeye başladım.
Estou a começar a perceber que não existe razão para poupar para a universidade.
Üniversite ilk sınıfta yurt odasına taşındığımızda 200 kiloluk masayı ayağıma düşürdüğümüzü hatırlıyor musun?
Lembras-te quando nos mudámos para o dormitório no nosso ano de caloiros e deixámos cair a secretária de 200 quilos em cima do meu pé?
Üniversite için paraya ihtiyacın olacak. Ne yapmamı istiyorsun?
Irás precisar de dinheiro quando fores para a faculdade.
Üniversite için.
Universidade.
Üniversite? Lanet olsun.
Faculdade?
Üniversite projesi falan olsa iyi olur.
É bom que seja para um projecto da faculdade.
Üniversite bursunu iptal ettiler.
A universidade vão cancelar a tua bolsa de estudos.