Unutuyorsun tradutor Português
856 parallel translation
Ama şu an senin için kimin burada olduğunu unutuyorsun ve bana sırt çeviriyorsun.
Mas tu estás-te a esquecer de quem está aqui por ti agora, e estás-me a virar as costas.
Lem doğru olan şeyi yapıyor. Oğlumuzun koca adam olduğunu unutuyorsun.
O Lem está a fazer o que está certo.
Yemeğini veriyorsun, ama sosunu unutuyorsun.
Deixas-me ir levar o jantar e esqueces-te da mostarda.
Hey! Sen misafirimizin onurunu unutuyorsun.
Esqueceu a nossa convidada de honra.
- Duke, bir şey unutuyorsun.
- Duke, estás a esquecer-te de algo.
Ama unutuyorsun galiba... babanla onca zamanı ayrı geçirdiniz, bunu telafi etmeniz gerekmez mi?
Mas não te estás a esquecer... de todo o tempo que tu e o teu pai têm de recuperar?
Upjohn'un önerdigi doktoru unutuyorsun.
Estás a esquecer-te do médico recomendado pela Mrs. Upjohn.
Çok önemli bir şeyi unutuyorsun Margaret.
- Esqueces-te de uma coisa, Margaret.
Bir asker olduğumu ve yaşamla ölüm arasında kumar oynadığımı unutuyorsun.
Nunca tivesse tido nenhuma nos meus braços. Porque faço isto?
Ama soyluların gücünü unutuyorsun.
Não, espera! Querem enforcar a Esmeralda?
Sen de, bu ilanı Kralın da okuyacağını unutuyorsun.
! Gringoire, o meu exército de pedintes.
Şapkamı taktığımı unutuyorsun.
Esquece-se que uso o chapéu.
Post'u koruyan gücü unutuyorsun. - Artık gücün yok.
Vocês esquecem-se do poder que sempre teve um jornal como o The Post.
Karışmadığımı unutuyorsun.
Esqueça. Eu estou fora disto.
- Hamlet'i oynadığını unutuyorsun.
- Esqueceu-se que é Hamlet.
Cezanın düzenin bir parçası olduğunu her zaman unutuyorsun.
Esqueces-te sempre de que o castigo faz parte do esquema.
Ama süvari maaşına bağımlı olmadığımı unutuyorsun.
Esquece que não dependo do salário da Cavalaria.
Tekrar kadın olmaya dönünce yine onlara muhtaç olacağını unutuyorsun.
Esqueces-te de que precisas delas de novo quando voltas a ser a mulher.
Çok önemli bir detayı unutuyorsun, Kathleen.
Esqueceste-te de um detalhe importante, Kathleen.
Şimdi yatağına gidip bunları unutuyorsun.
Agora vai para a cama e esquece isto tudo.
- Bir şeyi unutuyorsun.
- Esqueceu-se de algo.
Hey, eşyalarını unutuyorsun.
Não te esqueças das tuas coisas.
- Naiche yi unutuyorsun.
Você se esquece Naiche.
Kod okuyabildiğimi unutuyorsun.
Sei decifrar o código.
- Sevgilini unutuyorsun.
Poderia ser assim novamente. - Estás a esquecer-te dele?
Tatlım, unutuyorsun ki bizimki aşk evliliğiydi.
Esqueceu-se que o nosso casamento... foi por amor?
Konumunu unutuyorsun Vic.
Estás a esquecer o teu lugar, Vic.
Unutuyorsun, henüz seninle evli değilim.
Esquece que me descasei.
Unutuyorsun : Onda kamçı izleri var.
Estás a esquecer-te, que ele tem as marcas do chicote.
- Bir şeyi unutuyorsun : Bir erkeğin gururunu.
Esqueceu-se de uma coisa, o orgulho de um homem.
Hayır, Adam'ı unutuyorsun.
Não, esqueceu-se do Adam.
- Seyahat masrafımızı unutuyorsun.
Esquecia as despesas de deslocação.
- Silah takmadığımı unutuyorsun.
- Caso contrário, saca o revólver.
Bir şeyi unutuyorsun, Miles. Neymiş o?
- Esqueces algo, Miles.
Bir şeyi unutuyorsun tatlım ;
Esqueces algo amor : eu.
Çılgına dönüyorsun, öldürüyorsun, öldürüyorsun, öldürdükçe canlıların hayatlarını sadece Tanrı'nın alabileceğini unutuyorsun.
Ficam loucos. Começam a matar e a matar, como... se eles não fossem criaturas de Deus.
Eski dostlarını unutuyorsun Sidney.
Esqueces-te dos teus velhos amigos, Sidney.
Şimdi veriyorsun ama Viyana'ya dönünce, her şeyi unutuyorsun.
Prometo que vou arranjar. Sim, arranja. Mas quando voltarmos a Viena, tudo será esquecido.
Bardaktan boanırcasına yapdığını unutuyorsun.
Esqueceste-te de que choveu torrencialmente!
Birşeyi unutuyorsun.
Esquece-se de uma coisa.
Dün geceyi unutuyorsun.
Esquece-se de ontem à noite.
Ayrıca yırtık geceliğini ve ayağındaki çizikleri unutuyorsun.
Mas, não esqueça daquela camisola rasgada e os pés arranhados.
- Kafan hoşken hemen unutuyorsun. Bak...
Em seu estado de embriaguez em breve você vai esquecer.
Skag'ı unutuyorsun.
Esqueces-te do Skag.
Görünüşe göre bu kadını arzuluyorsun, ve görevlerini unutuyorsun. Sözlerine dikkat et, Hezrai.
Em sua luxúria por essa mulher, parece que perdeu a razão.
- Bir şeyi unutuyorsun, albay! - Neymiş?
Parece esquecer uma coisa, Coronel!
Unutuyorsun, Dick, ben de evliyim.
Parece esquecer, Dick, que também sou casado.
Evli olduğumu unutuyorsun.
Esqueces que sou casado.
O olayın 19. yüzyılda gerçekleştiğini unutuyorsun.
Vivemos no século XIX.
Seni asacaklarını unutuyorsun.
Não existe outra lei!
Unutuyorsun Hezrai, o bir kral, krallar hata yapmaz.
O rei não erra.