Uther tradutor Português
474 parallel translation
Ben, Arthur, Camelot Kalesi'nden Uther Pendragon'un oğlu.
Arthur, filho de Uther Pendragon, do castelo de Camelot.
Lord Uther, kudret kılıcına teslim olursam... sen ne vereceksin?
Lord Uther, se me submeter à espada do poder, que me concedes?
Güzel. Kral Uther, bunu kutlayalım.
Rei Uther, celebremos o nosso acordo.
Kral olabilirsin Uther... ama hiçbir kraliçe onun eşi benzeri olamaz.
Podes ser tu o rei, Uther, mas não encontrarás rainha que se compare com ela.
Kralı bulun. Uther'i bulun.
Procurem o Rei!
Uther, çık ve dövüş.
Uther, mostra-te e luta!
Uther'in ordugahında leydim... karanlık çöktükten az sonra.
No acampamento de Uther ao cair da noite, senhora.
Lord Uther, leydim. Karar ona kalmış.
isso, senhora, só o Lord Uther poderá dizer.
Bunlar sana göre değil Uther... aile hayatı ve ev, bir eş ve çocuk.
Não é para ti, Uther, Iareira, lar, mulher e filho.
Sen o kral değilsin Uther.
Não és o esperado, Uther.
Sen Uther'le İgrayne'in oğlusun.
És o filho de Uther e de Igrayne.
Bu öyle bir güç ki... kaynağı ancak Uther Pendragon olabilir.
Tão forte é ela, que a sua fonte tem de ser Uther Pendragon.
Bir kez Ejderin nefesini kullandım... Uther, annenle yatıp bir krala babalık edebilsin diye.
Um vez libertei o Dragão para que Uther e a tua mãe concebessem um rei.
Ben Başbuğ Uther'in oğlu ve Britanya Kralı Arthur'um.
Eu sou Artur, filho de Uther Pendragon e rei dos Bretões.
Başbuğ Uther'in oğlu. İngiltere krallığının veliahdı ve Excalibur'u taşımasına izin verilen tek kişi.
Filho de Uther Pendragon, herdeiro do trono de Inglaterra e o único homem a quem é permitido empunhar Excalibur.
Hiçbir ordu ele geçiremeyecek.
- Nenhum exército o tomará. - Nem mesmo o de Uther?
Uther'in ordusu bile. Lord Uther Normandiya'da, efendim.
Senhor, Uther está na Normandia.
Majesteleri Prens Uther Normandiya'dan büyük bir orduyla döndü.
Majestade, o príncipe Uther chegou da Normandia com grande exército.
Vortigern, babamın Prens Uther'e katılmayacağından emin olmak istedi.
Vortigern quer evitar que meu pai se una a Uther.
Uther'in onu yeneceğini söyledim.
Eu disse que Uther venceria.
Uther, Winchester'ı ele geçirmiş.
Uther tomou Winchester. Impossível detê-lo!
Seni bu kadar cesur kılan ne, kadın? Bana zarar verdiğin taktirde babamın ve adamlarının Uther'e katılacağını bilmek.
Saber que, se me matar, o meu pai e seus homens irão unir-se a Uther.
Uther ve adamları Hıristiyan yolundan gidiyorlar.
Uther e seus homens seguem a fé cristã.
Uther'i nasıl yeneceğini söyleyebilirim.
Eu posso dizer-te como derrotar Uther.
Tahtta Uther'i görmektense seni görmeyi tercih ediyorum.
Prefiro ver-te a ti no trono, e não a Uther.
Uther halka Hıristiyanlığı getirecek bu da senin sonunu getirecek.
Uther trará a crença cristã ao povo, e será o seu fim.
Prens Uther'e katıldı.
Juntou-se ao príncipe Uther!
Bu Uther'in sancağıydı. Eğer bana izin verirse onu üstün kılacaktım.
era o timbre de Uther... e eu iria torná-lo supremo, se ele mo permitisse.
Burası Vortigern'le çarpışıp onu ezeceğin yer.
Uther, aqui enfrentarás o teu inimigo, e o vencerás.
Uther ona saldıracağını biliyor.
Uther sabe que o vais atacar.
Uther'in iyi bir kral olacağını düşünmüştüm. Böylece Mab yenilecekti.
Que Uther seria um bom rei e me ajudaria a derrotar Mab.
Ben de sana, Uther.
E eu em ti, Uther.
Evet, Uther... maalesef bilirim.
Sim, Uther, infelizmente.
Gördüm, Uther.
Eu vi, Uther.
Unutma, Uther sabaha kadar vaktin var.
Lembra-te, o teu tempo esgota-se ao amanhecer.
Uther tamamen gitti.
- Uther realmente partiu.
Uther bana ihanet etti...
Uther traiu-me.
Ben de Igraine'e ihanet ettim Uther'e yardım ederek.
Mas eu também traí Igraine, ajudando Uther a seduzi-la.
Sizi tanıştırmama izin verin, Uther Pendragon eşim Cornwall Düşesi.
Deixe-me apresentar, Uther Pendragon, a minha esposa Igraine, duquesa de Cornwall.
Ambrosius, Uther Pendragon'u varisi ilan etti.
Ambrósio nomeou Uther Pendragon como seu sucessor.
Hiçbir namuslu kadın onun yanında güvende olmaz.
Nenhuma mulher decente está segura com Uther Pendragon.
Uther Pendragon Saksonların aklından geçenleri bilemez.
Uther Pendragon não sabe o que se passa na cabeça dos saxões.
Uther Pendragon ise değil.
- Uther Pendragon não é.
Uther!
Uther!
Kral Uther.
Rei Uther, pois sim!
Uther, doğru mu bu?
Uther, é verdade?
Uther yenilebilir mi?
Uther pode ser derrotado?
Söyle bakalım...
Diga-me como posso derrotar Uther.
Hadi ama Uther...
Ora, Uther.
Şanını yitiriyorsun, Uther.
- Perdeste a reputação, Huther.
Uther gidiyor.
Uther está a levantar o acampamento.