Uv tradutor Português
184 parallel translation
Bunun tarayıcı ışının o tek dalga titreşiminden daha üstün olduğu... konusundaki teorini daraltacağını biliyorum.
Isto limitará a sua teoria que o feixe UV é superior ao simples pulso de exposição.
Video için UV lensleri ve bir de boş kasede ihtiyacım var.
Preciso das lente UV e a fita para a câmara de vídeo.
UV seviyesi biraz artmış.
Os UV's subiram um pouco.
Kızıl ötesi filtre.
É um filtro UV.
6 numara, UV ünitelerine güç ver.
Número seis, ligar os bancos de UV.
Düşük UV üniteleri tamamlandı. Teste hazırız.
Estamos prontos para os testes de UV.
- Bu UV'yi arttırın.
- Aumente o UV.
UV ışınları sadece bir başlangıç.
Os raios UV estão só no início.
Bu fosforun U.V. veya kızılötesi ışığa ihtiyacı var mı?
A fosforescência exigia luz UV ou infravermelhos? Não.
Bu kadar yüksek UV radyasyona rağmen, bitkiler gayet iyi durumda.
Para um planeta com uma radiação UV, a vegetação parece dar-se aqui muito bem.
Geçit odasına biraz UV birimi gerekli.
Levem algumas unidades de UV para a sala do portal.
UV ışıkları açılıyor şimdi.
A ligar as luzes UV agora.
Ultraviyole ışınla karnına bakmamız lazım.
Precisamos de fazer um exame UV ao estômago dela.
Ultraviyole ışınla karnındaki sperm kalıntılarına bakmalıyız.
Um exame UV, para vermos se tem sémen no estômago. Não temos isso.
Bu yabancı mikroplarda yaptığımız testler onların da UV radyasyonuna karşı korunmasız olduklarını gösterdi.
Os testes feitos aos micróbios alienígenas dizem que eles também são vulneráveis à radiação.
Sonda ölçümleri çok düşük morötesi ışın seviyesini gösteriyor.
O Malp indica um nível de UV muito baixo.
Siz kan emiciler günışığını sevmediğinizden silahın ışığını UV filtre ile değiştirdik..
Já que voces seus morcoes nao gostam da luz do sol, nós modificamos a luz de entrada da arma por 1 filtro UV.
Aç- - ani UV ( ultra viyole ) ışığı.
Se o abrem- - luz UV instantanea.
Saldırı altındaysanız UV ışığınızı kullanın.
Se tiveres a ser atacado, usa as tuas luzes UV.
UV ışığınızı kullanın.
Usa as tuas luzes UV.
Eğer ışık kaynağı bulabilirsem bir çeşit UV ışık bombası yapabilirim.
Se eu conseguir extraír a fonte de luz, talvez consiga fazer tipo uma granada de luz UV, ou algo do género.
- Sonra UV bombalarını atın.
- Depois atirem as vossas granadas UV. - É para já.
UV'lerin 10 saniye gecikmesi var.
As UV teem 1 atraso de 10 segundos.
Şuraya bak. Yüzeyi, etrafındaki UV dalgalarını çeviren mikro liflerle kaplı. Yani bunu Çin'deki Bakanlık'ta bıraktığınız zaman,..
Se olhares para aqui, vês a superfície coberta de microfilamentos, que interpretam as ondas UV geradas pelo ambiente.
Ultraviyole oranı çok yüksek.
O quociente UV é muito elevado.
Buradakine de, şey Mor Ötesi Yayı diyoruz.
Aqui temos o... que apelidamos de Arco UV.
İki uç, güçlü bir mor ötesi lazeriyle birbirine bağlı...
Os dois pontos são conectados a um poderoso laser UV...
Bir GPS aletini, Uydu Navigatörünü ve UV spektrometreyi Endonezya gümrüğünden geçirmeye çalış da gör.
Tenta arranjar um GPS, um Sat-Nav EchoStar e um espectrómetro UV na candonga.
Mor Ötesi Işık.
Luz UV.
Sağlık Bakanlığı ayrıca....... ultraviyole miktarının da çok yüksek olduğunu belirtiyor. Eğer güneşli ve ılık bu Kasım ayında....... suya girmek istiyorsanız güneşten korunmanız gerekecek.
O Departamento de Saúde também indicou que os raios UV... estão extremamente altos, e embora queiram sair... para apanhar este sol incrível em Novembro, é melhor protegerem-se.
Evet. Altın rengi metalokriptand getirdim. Talyuma bağlanıp mor ötesi ışık altında parlaması gerek.
Sim, consegui um pouco de ouro metalizado, que deve reagir com o Tálio sobre luz UV.
Morötesi uzun dalga.
- UV de onda longa.
Kısa dalga UV ışığı altında sadece gerçek kıymetli taşlar parıldar.
Sob luz UV de onda curta, apenas as gemas verdadeiras brilham.
Havadaki bakterileri öldürüyor ama istersen güneş lambası da ayarlarım.
A UV mata a bactéria no ar... mas posso adaptar para que fique bronzeado, se quiser.
Morötesi ışınlar ve hava fırçaları varken mi?
Com todas as luzes UV e os purificadores de ar?
Ultraviyole ışınları gün boyunca, bine falan vuruyor orada.
O índice de UV durante o dia é aí duns mil.
Bak, bulutlar ultraviyole ışınların küçük bir yüzdesini engelliyor, yüzde doksanı hâlâ ölümcül.
O céu encoberto desvia uma pequena percentagem dos raios UV, mas 95 % de algo mortal é mortal.
Bagajda UV sensoru var, değil mi?
Há uma luz ultravioleta na bagageira, não há?
Çamaşır tozunun içindeki floresanlar morötesi ışıklar tarafından tutuluyor.
A fluorescência no detergente é apanhada pela luz UV.
Anlaşılan, ultravioleye benzer yeni bir çeşit mermi kullanıyorlardı.
Aparentemente usaram um novo tipo de munição uma espécie de bala UV.
Mor ötesi ışık gözle görülen ışığa göre derinin daha derinine işler.
A luz UV penetra a pele mais profundamente do que a luz visível.
- UV derecesi 10.
O índice ultravioleta é de 10.
Mor ötesi ışık saçan floresan lambaları var.
Lâmpadas fluorescentes de UV.
Tam lambayı delil deposuna göndermek üzereydim ki üstüne mor ötesi ışık denk geldi.
Estava quase a arrumar isto, quando a minha lanterna de UV iluminou isto.
Noktalar, mor ötesi ışıkta parlayan sıvı yapıştırıcıyla uygulanır.
Os pontos são aplicados com um adesivo líquido com vestígios de UV.
Cinayet aletinin mor ötesi floresan ampulleri vardı.
A arma do crime tinha Iâmpadas UV.
Kamera UV filtre takar mısın?
Podes pôr o filtro ultravioleta na máquina?
Evet, boyundaki çürüğün UV resim tekniği kullanarak hassas resmini çektim.
Bem, melhorei a imagem da contusão do pescoço com fotografia UV.
Biraz UV analizi, biraz tahminle "Kaçak" filmine ait olduğunu tahmin ettim.
Uma análise UV, alguma adivinhação, dou com "O Fugitivo".
UV ışınları altında ona bakabilirim... Ya da sen üzerini çizersin.
Posso colocar sob um UV, vai aumentar...
Aşırı UV radyasyonu.
Exposição a radiação ultravioleta extrema.