English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ U ] / Uyarmıştım

Uyarmıştım tradutor Português

972 parallel translation
Onu uyarmıştım.
Eu avisei-o.
Seni uyarmıştım ama umursamadın.
Agora teve que ir-se.
Sizi uyarmıştım, o adamlarla görüşmeyi sürdürürseniz... aramızda her şey biter demiştim.
Avisei-o, se continuasse a andar com aqueles homens, tudo se acabaria entre nós.
Seni uyarmıştım!
Eu avisei.
Seni uyarmıştım.
Avisei-te uma vez.
Bir gün tekrar olabileceğim konusunda sizi uyarmıştım.
Eu avisei o general de que poderia voltar a acontecer.
Bunu asla bölmemen için seni uyarmıştım...
Avisei-te para nunca interromperes...
Seni uyarmıştım.
Eu o avisei.
- Seni daha önce uyarmıştım. - Hatırladın mı?
Já falei contigo sobre isso uma vez.
Bana söylediği öyle.Ama o'nun asla boşanmayacağı konusunda uyarmıştım.
Foi o que ele lhe disse, mas eu avisei-a então, que ele nunca faria isso.
Sizi uyarmıştım.
Eu avisei-te,...
Biliyordum. Sizi uyarmıştım.
Sabia que podia acontecer.
Sizi bir hafta önce uyarmıştım, Laramie'den destek alalım dedim.
Avisei-lhe há uma semana para pedir reforços a Fort Laramie.
Sizi uyarmıştım.
Avisei-o sobre as lagoas.
İki hafta önce sizi yerleştirmeden önce Bay Fogg garip birisi olduğu konusunda sizi uyarmıştım.
Quando o coloquei com o Sr. Fogg algumas noites atrás... Avisei-o de que ele era um excêntrico.
Reisin fazla sabırlı olmadığı konusunda sizi uyarmıştım.
Eu lhes disse que meu patrão não tem muita paciência...
Uyarmıştım, şimdi bedelini ödedi.
Ele foi avisado e agora pagou.
Siyam'ım en zengin eyaleti Fransızlar tarafından çalındığında bunun Batı hainliğinin başlangıcı olduğu konusunda sizi uyarmıştım.
Quando a França roubou a província mais rica do Sião eu avisei que era só o início da traição ocidental.
Onun ihanetinden sizi uyarmıştım.
Avisei-te da sua traição.
Onu uyarmıştım, değil mi Clipton?
Avisei-o, não avisei, Clipton?
Oğlum, lütfen insanlara fıstık atma, seni uyarmıştım.
Filho, não atires amendoins na carruagem-bar, já te disse.
Seni uyarmıştım, Naomi!
Já te avisei!
- Onu uyarmıştım. Onu bu fundalığa getirecek neye kapılmış olabilir?
O que lhe terá dado para vir sozinho para a charneca?
Gitmemesi konusunda uyarmıştım.
Avisei-o para não ir.
Seni uyarmıştım, Süleyman.
Eu o avisei, Salomão.
Uyarmıştım.
Eu avisei-o.
Seni bu konuda uyarmıştım.
Eu avisei-te destas coisas.
- Seni uyarmıştım Zeb.
- Eu avisei-te, Zeb.
Bayan, dikkat edin. Orada kaktüsler var. Sizi uyarmıştım.
Senhora, tenha cuidado com os cactos... peço imensa desculpa.
Seni uyarmıştım.
Eu avisei.
"bu iki işi alnının akıyla asla yapamayacaksın" diye de uyarmıştım.
Eu avisei o senhor, nunca conciliar honra com talento.
Pussy'i de bu konuda uyarmıştım.
Até avisei a Pussy sobre isso.
Seyahatin sıkıcı bir iş olduğu hakkında seni uyarmıştım.
Avisei-te que viajar é desagradável.
Olmaz, Marshmallow! Seni daha önce uyarmıştım. O benim müşterim!
Marshmallow, avisei-te, este monte de dinheiro é meu!
Tavsiyelerinizi istemiyorum, sizi uyarmıştım.
Quando precisar de conselhos Ihe aviso.
Bay Kent sizi şatoyla ilgili uyarmıştım.
Eu avisei para não se aproximarem do castelo.
Seni uyarmıştım.
Eu avisei-o.
Prensi taş konusunda cimrilik etmemesi konusunda uyarmıştım.
Eu bem disse ao príncipe para ele não poupar na pedra.
Tehlikeli olabileceğine dair sizi uyarmıştım.
Eu avisei que iria ficar perigoso.
Sizi uyarmıştım.
Eu avisei.
Seni uyarmıştım.
- Já te avisei.
"Keşke oğlumuzdan hiç sözetmemiş olsaydım" diyeceksin. Seni uyarmıştım.
Vais desejar nunca ter falado do nosso filho.
- Fazla ileri gitmemen için uyarmıştım!
- Estou impressionada! - Avisei-te para não ires longe demais!
Seni uyarmıştım!
- Avisei-vos!
- Sizi uyarmıştım.
- Eu adverti-o.
Akıllı bir dostum, masumiyetinin - ki uğruna hayatımı verirdim - önerdiği testten geçemeyebileceği konusunda beni uyarmıştı.
Um amigo sensato advertiu-me de que a tua inocência, sobre a qual teria assente a minha vida, não resistiria à prova que te propuz.
Seni uyarmıştım, Abbie.
Eu avisei-te, Abbie.
- Seni uyarmıştım.
Está bem.
Başından bu yana seni uyarmıştım.
Desde o início o avisei.
Seni uyarmıştım.
- Eu avisei-te.
- Seni uyarmıştım.
- Claro que se vê.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]